Bu mektup, Seyyid şeyh Ferid’e “rahmetullahi teâlâ aleyh” gönderilmiştir. Dünyanın aşağılığını, kötülüğünü bildirmektedir:
Allahü teâlâ, sevgili Peygamberi hürmetine “aleyhi ve alâ âlihissalevâtü vetteslîmât”, kendinden başkalarına köle olmaktan kurtarsın! Bütün varlığımızla kendisine bağlanmamızı nasip eylesin!
Dünya, görünüşte çok tatlıdır ve güzel sanılır. Hakikatte ise, öldürücü zehirdir. İşe yaramaz bir maldır. Ona bağlananlara, tutulanlara, kurtuluş yoktur. Onun öldürdükleri leş olur. Âşıkları deli olur. Dünya yaldızlanmış pislik gibidir. Şeker kaplanmış zehir gibidir. Aklı olan, bu bozuk mala gönül kaptırmaz. Âlimler buyuruyor ki “Bir kimse, ölürken malının zamanın en akıllısına verilmesini vasiyet etse, zâhide vermek lâzımdır”. Çünkü zâhid, dünyaya rağbet etmez, özenmez, üzerine düşmez. Dünyaya düşkün olmaması, aklının çok olduğunu gösterir.
Daha yazarsam çok uzayacak. Şunu da bildireyim ki faziletler sâhibi Şeyh Zekeriya, bu yaşta defter tutmakla meşguldür. Buna tutulmuş olmakla beraber, ahiret muhasebesi yanında çok kolay kalan, dünya muhasebesinden korkmaktadır. Sebepler aleminde şerefli teveccüh ve yardımlarınızı kuvvetli dayanak bilmektedir. Yeni divanda da, o yüksek makâmın memurlarından olduğunun bildirilmesini ümit eder. Beyt:
Bana gönül ver ve cesareti gör,
Tilkini çağır, bak aslan oluyor.
Allahü teâlâ size görünen ve görünmeyen devlet ve saadetler versin!
[Akıl, başkadır, zeka başkadır. Akıl, iyiyi kötüyü, faydalıyı zararlıyı anlar, ayırır. Aklı az olanın zekası çok olabilir. Zekası çok olan kâfirleri, din düşmanlarını, akıllı sanmak doğru değildir].
Allaha kulluk ederim, taptığım dergah bir,
Bir lahza ayrılmadım tevhidden, Allah bir.