¥ Zani-i bekrin [zina yapan bekarın] haddi [had cezası] 100 taziyanedir. [Yüz sopadır.] Eğer, 101 değnek darb olunsa [vurulsa] zulümdür. 3/44. (3. cilt 44. mektup)
¥ Zahid, dünyaya gönül bağlamadığından, insanların en akıllısıdır. 1/215, 1/50.
¥ Zekatın kalili [çok azı] yüzbinlerce nafile sadakadan efdaldir. 3/16.
¥ Zekatın verilmesinde, açıktan [aşikare] vermek evladır ki, insan iftiradan kurtulur. Nafile sadakayı gizli vermelidir ki, kabul ihtimali fazla olur. 2/82.
¥ Zekattan mahsub olmak üzere, 1 dank tasadduk eylemek, nafile altından dağ kadar tasadduk eylemekten bir kaç mertebe efdaldir. 1/29.
¥ Zekatın verilmesinde kolay yol budur ki, malından fukaranın hakkı olanın bir seneliğini zekat niyeti ile ayırıp, [zekata niyet edip], dilediği zamanlarda fakirlere vermelidir. Bu takdirde, her verişte niyet lazım değildir. Zira, bir senede fukaraya ne kadar vereceği malumdur. Ama verdiği mal zekat niyeti ile ayrılmış olmasa, zekat olmaz. [Ayırırken niyet etmek yetişir.] 1/73.
¥ Zaman-ı cehalette [cahiliye zamanında], nisvan [kadınlar], fakirlikten korkup, kızlarını öldürürlerdi. Bu kötü amel, haksız yere cana kıymak olduğu gibi, evlat hakkını da tanımamaktır. Bu her ikisi de büyük günahtır. 3/40.
¥ Zaman, o makamda yoktur. 1/296.
¥ Zamanı üç şeyden biri ile ihya etmelidir. 3/2.
¥ Zemini 2 günde ve ondan sonra semavati de 2 günde halk etmiştir. Yani yokluktan vücuda getirmiştir. 3/56.
¥ Zina, bütün dinlerde çirkin ve men’ edilmiştir. Zina edenlerden, yüz güzelliği, parlaklık, nuraniyet ve safa yok olur. İkinci olarak, fakirliğe mübtela olur. Üçüncü olarak, ömrün noksan olmasına sebep olur. 3/40.
¥ Zinay-ı basar [gözlerin zinası, görmek zinası], haramlara bakmaktır. Elin zinası, haramları tutmaktır. 3/40.
¥ Zenan [kadınlar] zevcelerinin mallarından, onlardan izinsiz tasarruf ve çekinmeden telef ve sarf eylemekle, hırsız olmuş olup, hırsızlık büyük günahını işlemiş olurlar. Ve bu hal, bütün kadınlarda sabit ve bu hıyanet bütün kadınlarda var demek mümkündür. Bu günahta, onların, bunu helal saymaları ile küfür korkusu vardır. 3/40.
¥ Zen [kadın] ve ferzentten [çocuktan] geçip, onların idaresini Allahü tealaya bırakmak gerekir. 1/138.
¥ Zenanın [kadınların] yabancı erkekle, nezaket ile ve yumuşak sesle konuşmalarını Kuran-ı kerim men’ buyurmuştur. 3/40.
¥ Zenan [kadınlar] gerek erkek, gerek kadından olsun, ehlinden gayrileri için, kendini süslemesi doğru değildir. 3/40.
¥ Zenanın [kadınların] ziynetleri olan altın ve gümüş dahi, erkeklerin istifadesi içindir. 1/191.
¥ Zındık, gayesi hakkı iptal etmek olandır ki, ahkamın pek çoğunda Hadis-i şerifler söyleyip, ahkam-ı İslamiyeyi bunlara [yani söylediklerine] münhasır kılmışlardır. Kendi bilmediklerini dinden kabul etmezler. 2/55.
¥ Zevce Cennette zevcinin yanındadır. 2/50.
¥ Zeynüddin-i Taybadi, tarik-i ilimden [ilim yolundan] vasıl olmuştur. 2/46.
¥ Zeynüddin-i Taybadi, mevlana Nizameddin-i Hirevinin talebesi idi. Ahmed Nameki’nin ruhaniyetinden feyiz aldı. 271 de vefat etti. 2/46.
¥ Ziver-i zenanda dahi [Kadınların ziyneti için de] zekat vermek lazımdır. 3/33.
¥ Zekat vermeyenler arasatta, nar gibi kızgın levhalar ile dağlanacak, hadis-i şerifi. 5/11.
¥ Zekatı, emval-i namiyeden [ticaret malından] ve Enam-i saimeden [kırda, çayırda otlıyan kasap hayvanlarından] ve toprak mahsüllerinden minnet ve rağbet ile eda edeler. [Zekatı acele ve çabuk vereler]. Mal sadaka ile noksan olmaz. Hadiste varid olmuştur ki: “Zeheb (altın) ve fıtta (gümüş) her şekilde ticaret malıdırlar. Bunların sahibi, zekat hakkını yerine getirmezse, kıyamet gününde, nardan safha ve levhalar yapılıp, ateşe atılıp, tamam nar gibi olduğunda, sahibinin alnını ve sırtını onunla dağlarlar. Soğuduğunda, tekrar iade olunur. Miktarı 50.000 sene olan günde, ta ki kulların arasında hesaplaşma tamam olup, ehl-i Cennet Cennete ve ehl-i Cehennem Cehenneme vasıl oluncaya dek, bu şekilde azap olunur” diye buyurmuşlardır. Kemali kereminden, havalan-ı havlden sonra [Nisap miktarı mal olduktan ve üzerinden bir sene geçtikten sonra] ve muhtaç oldukları mahalle sarf olunduktan sonra, geri kalan malın, 40 hissede 1 hissesi Allahü tealaya sadaka eylemek üzere farz eylemiştir. Ne insafsızlıktır ki, onun edasında ihmal (tembellik) göstere ve hile ile zekat vermeye. Can ve mal, bil-cümle Hak tealanındır. Eğer malın tamamını fukaraya vermeyi emir buyurup ve canı dahi taleb eylese [canı vermeyi dahi emir buyursa], Allahü tealanın valühleri [onun aşkı ile yananlar] ve hayranları, hiç bırakmadan ve kaşlarını çatmadan ve şevk ve arzu ile [can ve malın] tamamını İsar ederler [cömertce verirler] ve saadetlerini onda bilirler. 5/11.
¥ Zelle ve measinin [Günahların ve hataların] ilacı, tövbe ve inabet ve pirin teveccühü iledir. 6/222.
¥ Bu zaman, nübüvvet zamanından uzak ve sünnetlerin nurlarının azaldığı zamandır. Ve bidat zulmetinin arttığı zamandır. 4/74.
¥ Zaman-ı bela ve evkat-ı ibtilada [bela ve zorluk zamanında], nef-yü ispat sühulet ile [kolaylıkla] müyesser olur. 4/42.
¥ Zamane ehlinin kalbinde, müdahene o kadar mütemekkin olmuştur ki [yerleşmiştir ki], Allahü tealanın emir ve nehyine riayet ziyade düşvardır [güçtür, zordur]. 4/212.
¥ Zamanın ve zamane ehlinin değişmesinden kalp daralmasından ve onun devam etmesinden ve kalkmasından infiale düşmiyeler [üzülmiyeler]. Belki ibret alıp, korkmalı ve titremelidir. Cümleyi Hak sübhanehudan bileler. Ve her nesneyi ona havale edeler. 6/43.
¥ Zemin her ne kadar zulmet ve karanlık içinde oldu. Lakin çeşme-i hayat zulümattadır. [Ab-ı hayat karanlıkta bulunur.]. 6/65.
¥ Zındıklar ve mülhidler mezhebine göre, günaha ısrar eden ve devam eden arif azap olunmaz. 5/53.
¥ Zındıkın maksatı, İslamiyeti yıkmaktır. Her neş’enin [dünya ve ahiret hayatının] hükümleri başkadır. Birini diğerine kimse karıştıramaz. Meğer cahil veya zındık ola. Bu neş’e [dünya] suret ve hakikatten mürekkebdir. Bu neşede hiç hakikat suretten ayrı değildir. Ahiret neş’esi [hayatı] ki, hakikatin zuhurudur. Suretlerin hakikatlerden ayrılması o vakitte hasıl olur. Bir hüküm ki, İslamiyette, yolun başında olana lazım gelir, sonunda olana dahi lazım gelir. Bütün müminler ve arifler, avam ve havas, bu manada, aynı derecede müsavidir. Zındık, yaptığı işleri Allahü tealadan bilip, kendi nefsini bundan uzak tutup ve böylece dinden ve imandan çıkar. 4/29.
¥ Zi-hicr-i dositan hun şüd derun-i sine can-ı men,
Firak-ı hem-nişinan suht mağz-ı istehan-ı men.
[Sevdiklerimden ayrı kaldığım için, göğsümde ruhum kan ağlıyor.
Birlikte oturduklarımın ayrılığı, kemiklerimin iliğini yakıyor.] 4/157.
¥ Züht, tövbe ve tevekkül, Resulullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” mütabeat ile olmadıkça, makbul değildir. 5/110.
¥ “Kıyamet günü Allahü tealanın huzuruna kavuşanlar, vera ve züht sahipleridir.” Hadis-i şerif. 5/110.
¥ Zeytine, yetmiş Peygamber, bereket ile dua etmiştir. 4/113.
¥ Zeytinin en çok faydalısı [faydası çok olanı], Şam’da yetişir. Mübarek bir ağaçtır. 4/113.
Tavsiye Yazı –> 32 farz nelerdir?