¥ Ettaibü minezzenbi kemen la zenbe lehü. (Günahlardan tövbe eden, günahsız kimse gibidir). Bu hadis-i şerif, günahkarlara müjdedir. 2/19. (2. cilt 19. mektup)
¥ Tabi olanlar ve hizmet edenler için, büyüklere gelen nimetlerden pay vardır. 1/301.
¥ Tabi her neye kavuşursa, uymuş olduğu kimseden kavuşur. 1/294
¥ Teblig-i zahiri ve teblig-i batıniyi birlikte yapan çok kıymetlidir. Böyle kimse az bulunur. 1/48.
¥ Tecelli, ikinci mertebede ve üçüncüde veyahud dördüncüde, Allahü tealanın dilediği mertebeye kadar şey’in zuhurundan ibarettir. 3/78
¥ Tecelliler ve zuhurlar, zıllerden haber verir. Zıllere tutulmaktan kurtulan, tecellilerden aridir [kurtulmuştur]. 2/42.
¥ Tecelliler ve zuhurlar, matluba perdedirler. 3/78
¥ Tecelliyat-i selase (tecelli-i esma ve sıfat ve zat) [Tasavvuf yolcularından onbinlerde birini], marifete dayanan müşahedelerden kurtarıp, ihlas nimetine ve rıza makamına ulaştırırlar. 1/36
¥ Tecelli-i suri kendini Hak bulmaktır. Yani hakkı kendi ile görür. Lakin bu şühud mecazidir. 1/277
¥ Tecelli-i ef’al sahibi, arada olan vasıtaların (sebeplerin) var olmasının bahane olduğunu bilir. [Asıl yapan Allahü tealadır.] 3/74
¥ Tecelli-i ef’al, kulların işlerini, Allahü tealanın filinin zılleri olduğunu görmektir ki, bu ef’alin kıyamı [bu işlerin varlığının] o fiil ile olduğunu bilmektir. 3/74
¥ Tecelli-i ef’al ve sıfat, zatın tecellisi olmadan düşünülemez. Zira, ef’al ve sıfat için, Zat-ı teala ve tekaddesten ayrılmak yoktur. Bu tecelliler sıfatların ve fiillerin zılleridir. 2/11
¥ Tecelli-i sıfat, nefsin fani olması muamelesini hasıl eder. 3/74
¥ Tecelli-i sıfat, salik kulların sıfatını, Allahü tealanın sıfatlarının zılleri bulmaktır. 3/74
¥ Tecellilerde, eğer başka manalar düşünülürse, tecelli-i sıfat denir. Eğer başka olmayan manalar düşünülürse, tecelli-i zat denir. 1/221
¥ Tecelli-i zat daimi olup, anlatılamaz. Zevk ile ve vicdan ile anlaşılır. 1/287.
¥ Tecelli-i zatiler, isimlerin ve sıfatların perdesi arkasındadırlar. 3/99
¥ Tecelli-i zati perdesizdir. Ve bi şuuri ve hislerin yokluğu [kaybolması] vaki olmaz. 1/287
¥ Tecelli-i zatta nefs, bütün latifelerden daha ileri gider ve bütün latifelerden ilerlemekte seçilmiştir. 1/234
¥ Tecelli-i zati zamanında, nefs mutmainne olup, Rabbinden razı olur. Bu makamda (Şerh-ı sadr) hasıl olur. 1/253
¥ Tecelli-i zat, Peygamberlerin “aleyhimüsselam” sonuncusuna mahsustur. Ve tufeyl olmak itibariyle [onun yanı sıra] başka Peygamberlere ve Ona tabi olmak itibariyle de bu ümmetin Evliyasına da hasıl olur. Celis-i tufeyli ile [meclisinde bulunan ile], hadim-i tabi [tabi olup, hizmet eden] arasında fark çoktur. Bu vilayet-i hassa, diğer Peygamberlerin ümmetlerine nasib olmamıştır. Bu sebeple bu ümmet, ümmetlerin hayırlısı olup, ve uleması da, Beni İsrailin Peygamberleri gibi olmuştur. 1/248
¥ Tecessüs (birinin işlerini araştırmak) haramdır. 1/123
¥ Tahsil-i nücum [nücum ilmini tahsil], mantık, hendese, ve hesap ve emsali, ahiret için faydalı olsaydı, felsefeciler necat bulurdu [kurtulurdu]. 1/73
¥ (Tergibüs-salat ve teysir-ül ahkam) farisi fıkıh kitabıdır. Ahkam-ı İslamiyyeyi ondan öğreneler. 3/16
¥ Terk-i dünya bu zamanda çok zordur. Hükmen terk etmek de, büyük nimettir. Bu da, yemekte, içmekte ve giyinmekte ve meskende İslamiyetin hududuna riayetle [İslamiyetten dışarı taşmamakla] olur. 1/72
¥ Terk-i hükmiyi de başaramayan kimse, münafık sayılır. İmanım var demesi ahirette ona fayda vermez. (Suret-i iman ahirette faydalı olmaz). 1/72
¥ Terk-i dünya 2 nev’dir: Biri mübahları zaruret miktarı kullanmak. Bu kısım, terk-i dünyanın en iyisidir. İkincisi, haramlardan ve şüphelilerden sakınarak, mubahlar ile nimetlenmektir ki, bu zamanda makbuldür. 1/163
¥ “Tesbih, tehlil ve tahmid ile Cennette ağaç dikiniz.” Hadis-i şerif. 3/99
¥ Tesbih, tövbenin anahtarı, belki tövbenin özü ve hülasasıdır. 1/308
¥ Tasnifattan ziyade [Lüzumsuz kitaplar yazmaktan ziyade] daha mühim işler vardır. Onun ile meşgul olmak, en münasib ve en evladır. 1/184.
¥ Tasdikten murad, yakin ve kalbin iz’anıdır. İlme şamil olan [içine alan] umumi mana değildir. 3/90
¥ Tasdik bir hükmdür ki, iz’andan ibarettir. İnanmak ile tabir olunur. 3/90
¥ Teamül ve adat [öteden beri gelen örf ve adetler] İslami delil olamaz. 2/54
¥ Teayyün-i hubbi, mümkün olan hakikatlerin nihayetidir. Ve mümkünatın hakikatlerinden bir hakikat onun üstünde değildir. 3/121
¥ Teayyünler tamamen mahluktur ve hadistir. 3/121
¥ Teayyünat-ı selase [3 teayyünat], ilmi, vücuti ve hissidir. 2/73.
¥ Teayyünat 5’tir ki, ona tenezzülat-i hams ve hadarat-i hams derler. 2 teayyün, mertebe-i vücubda olup, teayün-i vahdet ve teayyün-i vahidiyettir derler. Mütebaki [diğer] 3 teayyün, mertebe-i imkanda olup, teayyün-i ruhi, teayün-i misali, teayyün-i cesedidir derler. Bu tenezzülat-i hams, mücerred itibarattır. Ve şühuda tealluk eder. Tevili lazımdır. 3/32
¥ Teayyün-i evvel, teayyün-i hubbidir. Teayyün-i vücudi ve teayyün-i ilmiler, teayyün-i hubbinin zılali (zılleri) olduğundan, bunlar teayyün-i evvel zan olunur. 3/121.
¥ Teayyün-i evvel, teayyün-i hubbiyi ve hılleti müştemildir ki, merkezi hub olan bir daire şeklinde temessül ediyor. 3/121.
¥ Teayyün-i evvel, hadarat-i vücut olup, zılliyet tariki ile, bütün kemalat-ı zatiye ve sıfatıyeyi kendinde toplar. (Her şeyi) içinde toplayan bu mertebenin tafsilatı, ikinci teayündir ki, hayat sıfatıdır ki, bu da bu sıfatları içine alır. Sonra ilim sıfatı, zılliyet yoluyla vardır. 3/113
¥ Teayyün-i evvel vücudidir. Rabbi [sahibi] halilürrahmandır. 3/113.
¥ Teayyün-i vücut, teayyün-i ilminin fevkidir [üstüdür]. İkisi arasında şan-ül-hayat ve şan-ül-ilim vardır. 3/87
¥ Teayyün-i evvel, zuhur-ı vahdet olup, Zat-ı teala onda zaid değildir. Ona tecelli-i zat demişler ise de, tecelli-i şüunidir. 3/121.
¥ Tefrika-i zahir, çok zaman iyi olur. Batının tefrikası yani kalbi mahluklara bağlamak hiç caiz değildir. 1/221
¥ Takva, nehy edilen şeylerin hepsinden sakınmaktan ibarettir ki, veradır. 3/8.
¥ Teganni haramdır. 1/266, 3/72.
¥ Tekellüf ve teammül mertebe-i tarikaddedir. [Kendini zorlamak tarikat mertebesinde olur]. O iş devamlı olmaz. 1/60
¥ Tekmil-i sınaat telahuk-ı efkar iledir. [Sanatın, fennin, tekniğin ilerlemesi, fikirlerin, deneylerin, birbirine eklenmesi ile olur.] 1/196
¥ Tekvin, sıfat-ı hakikıyedendir. Eğer böyle denilmezse, icad gayra müstenid kalır [başkasına bağlı kalır]. 3/25
¥ Telezzüzü dünya ve telezzüzü ahiret [Dünya ve ahiret lezzeti]. 2/99
¥ Tekalif-i İslamiye [İslamiyetteki teklifler] külfet değil, rahmettir. Şükür-i nimet [nimetin şükrü] aklen vaciptir. 1/289.
¥ Teklifat-ı İslamiyeyi kolay bulmamak, nefsin kötülüğünden ve tabiatin bozukluğundandır. 1/289.
¥ Bir tenzih ki bizim ilmimiz ona tealluk ede, aynı teşbihtir. 2/8.
¥ Tövbeye muvaffak olmak, Hak sübhanehunun inayetindendir. 1/78.
¥ Tövbe, farz-ı ayndır. Hiçbir fertin ondan müstagni olması düşünülemez. 2/66
¥ Tövbe etmek üsuli, izahı. 2/66 [Günah kelimesine müraceat.]
¥ Teveccüh-i pir [pirin teveccühü] muktedi olan müridin ihlası ve muhabbeti miktarıncadır. 1/128
¥ Tevhid. 3/3.
¥ Tevhid-i vücudiyi evvela tasırih eden [açıklıyan] Muhyiddin-i arabidir. 1/272.
¥ Tevhid-i vücudi ve tevhit-i şühudi, tasavvuf yolunda hasıl olur. Nihayete varanlar bunlardan kurtulur. 1/291.
¥ Tevhid-i vücudi ki, Allahü tealadan gayri her şeyi yok bilmektir. Akla ve İslamiyete uygun değildir. 1/272.
¥ Tevhid-i şühudi saliklerinin bu görüşleri, zahirlerine münhasırdır. Onların batını, bir varlığa karşıdır [dönmüşlerdir]. 1/272.
¥ Türpüşti risalesi. 1/193
¥ Teheccüd namazını cemaat ile kılmak, tahrimen mekruhtur. 1/168.
¥ Timur hanın Buhara’da, Şah-ı Nakşibend’e olan tevazu ve tezellülü sebebi ile, hüsn-i hateme ile müşerref olması [son nefeste iman ile gittiği] umulur. Zira o zamânda bulunan Evliyâdan birisi, Emrin vefatından sonra buyurdular ki, (Timur mürd ve iman bürd). [Timur öldü, imanı da götürdü.] 2/92.
¥ Sevab-ı amal [amellerin sevapları] niyetin düzeltilmesine bağlıdır. 3/27. [Hafızların okuduğu ve hocaların vaazının hiç sevabı yoktur. Allahın emri olduğu için yapmak lazımdır.]
Tavsiye Yazı –> Peygambere tabi olmak nasıl olur?