¥ Hatm-i Kuran, nafile namaz, tesbih ve tehlil edince, sevabını, mevtalara hediye etmek, etmemekten efdaldir. 2/77 (2. cilt 77. mektup)
¥ Hatm-i tehlil, ancak meyitin magfireti için olup, bundan başkası bidattir. 2/14 [haşiyesinde].
¥ Hademe ve maiyet istihtamı caizdir. 2/99
¥ Hademeye ikram eylemek [kıymet vermek], efendisine izaz ve ikramdır. 3/27
¥ Hurma, Beni Ademin halasıdır. [Adem oğullarının halasıdır.] Adem aleyhisselamın çamurundan yaratılmıştır. “Hadis-i şerif.” 3/99
¥ Hurma ile iftar eylemek sünnettir. 1/162
¥ Hızır aleyhisselam, Muhammed aleyhisselamın ümmetinden değil, geçmiş ümmetlerdendir. 2/55
¥ Huzur-ı bi-gaybet [huzurun devamlı olması], devamlı olan tecelli-i zatidir, şuun ve itibarat perdeleri araya girmeyen, hiç kaybolmayan devamlı olan tecelli-i zatidir. Bu yolun sonunda müyesser olur. Perdeler araya girmez. 1/151
¥ Hutbede, hulefa-i Raşidini zikir etmek, ehl-i sünnetin şiarıdır. 2/15
¥ Hutbede sultanların isimlerinin bir kademe aşağıda okunması, sultanların tevazularındandır. 2/92
¥ Hulefa-i erbaada [4 halifede] nübüvvetten gayri, Enbiyanın faziletleri vardır. 1/151
¥ Hulefa-i erbaa [4 halife] arasındaki fazilet, hilafet sırasına göredir. 2/67
¥ “El-hılafetü badi selasune seneden”. Benden sonra hilafet, 30 senedir” Hadis-i şerifi Emir’in “radıyallahü anh” hilafeti ile tamam oldu. 2/36
¥ Hallac-ı Mensur, her gece zindanda ağır zincir ile 500 rekat nafile namaz eda ederdi. 2/95
¥ Hallacın enel-Hak kavli, mevcut Haktır, ben değilim demektir. 3/120
¥ Hallac-ı Mensur’un kelamı, hallerin galebe çalmasından dolayı olduğu için, mazurdur. 3/120
¥ Hallac-ı Mensur’un enel-Hak kavli, yolda iken söylenmiştir. [Tasavvuf yolcusu iken söylenmiştir.] Vefatından sonra terakki etti [yükseldi]. 3/74
¥ Hıllet [dostluk] makamı, asıl itibariyle, İbrahim aleyhisselama mahsustur. 3/87
¥ Hıllet am’dır. Muhabbet onun ferd-i kamilidir. 3/87
¥ Hılkat-ı insaniyeden maksud [insanın yaratılmasından maksat], kulluk vazifelerini yapmaktır. Ve Cenab-ı Hak sübhanehu ve tealayı devamlı istemektir. Bu mana, zahiren ve batınen [bedenen ve kalben] seyyidil evvelin vel ahırin aleyhi minessalevati etemmüha ve minettehiyyatü ekmelühaya tam tabi olmayı gerçekleştirmedikçe müyesser değildir. 1/110
¥ Halkla [insanlar ile] hakları yerine getirmekten ziyade karışmak zararlıdır. 3/101.
¥ Halkı tazyik ve rencide etmek [dara düşürmek (sıkıştırmak) ve incitmek] haramdır. 3/21
¥ Halkın ezasına [eziyetlerine] sabır lazımdır. Ve onlarla iyi geçinmek vaciptir. Bu azimet yoludur. Kaçarak eziyetten kurtulmak da ruhsattır. 3/6
¥ Halk ile görüşmekten kurtuluşa çare yoktur. 1/37
¥ El-halku ıyalullah ehabb-ü halkın ilallahi men ahsene ila iyalihi. [İnsanlar Allahü tealanın iyalidir. Allahü tealaya en sevimli olan, Onun iyaline iyilik edendir.] Hadis-i şerif. 2/90
¥ Halk [insanlar] ile muamele tarzı. 1/170
¥ Halk eylemeye [yaratmak için] ilim lazımdır. Hak teala küllileri de, cüz’ileri de ve sırları [gizli olan şeyleri] bilir. 3/16
¥ Hılkat-i insandan [insanın yaratılmasından] maksat. 3/113
¥ Halvet der encümen [Halk arasında Hak ile olmak], kalabalıkta, söyleyene ve dinleyene gönül bağlamamaktır. 1/221
¥ Halvette [yalnızlıkta] şöhret, şöhrette afet vardır. 1/265.
¥ Hamr [şarap] satışı adet olsa, helal olur diye fetva verilmez. 2/54
¥ Hamr ve ihticab [kadınların açık gezmeleri], bazı dinlerde haram, bazılarında helal idi. 2/55
¥ Hace-i Ahrar buyuruyor ki; bütün iyi halleri ve buluşları bize verseler, fakat Ehl-i sünnet vel-cemaat itikatını kalbimize yerleştirmeseler, halimi harab, istikbalimi karanlık bilirim. Eğer bütün haraplıkları, çirkinlikleri verseler ve kalbimizi Ehl-i sünnet itikatı ile süsleseler, hiç üzülmem. 1/193
¥ Hace-i Ahrarın zahirde piri var iken [Yakub-ı Çerhi], Abdülhalık Goncdüvaninin “kuddise sırruh” ruhaniyetinden istifade ederek de üveysi oldu. 3/117
¥ Harikaların fazla zuhura gelmesi, efdaliyete delalet eylemez [efdal olmayı göstermez]. 3/85
¥ Harikaların efdal olanı, zat, sıfat ve ef’al-i vacibeye tealluk eden ulumdır. [Allahü tealayı bilmektir.] 1/293
¥ Hataralardan kurtulmak ve vesveseleri kovmak, tarika-i haceganda [hacegan yolunda] çok kolay olur. 1/60
¥ Hataraların def’inden murad, matluba teveccühe mani olan hataralar [zararlı düşünceler]dır. Yoksa, her hatara değildir, diye hace-i Ahrar buyurmuştur. 1/60
¥ Havf [korku] gençlikte, reca [ümid] ihtiyarlıkta çok olmak lazımdır. 1/88
¥ Havf [korku] zamanında Li-ilafi [suresini] okumalıdır. 2/69
¥ Hıyarükum fil-cahiliyet-i hıyarükum fil İslamı iza fekahe. [Cahillikte en ileride olanınız, İslam alimi olunca, en ileriniz olur.] Hadis-i şerif. 1/260
¥ Hayal-i beşer [beşer hayali], alem-i misalin numunesidir. Zira bütün eşya için hayalde suret vardır. 2/58
¥ Hatimeye [son nefese] kati hüküm olunmaya ki, vahye bağlıdır. Zann-ı galip ve mutmainne olunmuş bir ilim, din büyüklerinin son nefesinin selametine delalet ederse, mümkündür ve bunun gibi ilham ile dahi hatimenin [son nefesin] güzel ve çirkinliği kati bilinmez. Zira ilham zannidir. Lakin zandan zanna olan fark, yer ile gök arasında olan fark gibidir. 5/36
¥ Hatimenin [son nefesin] selameti hiçkimse için kati değildir. (Müstesnalar vahy iledir). 5/36
¥ Harika, açlık ve riyazet ile cukiye ve berahime gibi, küfür ehlinde de hasıl olur. 4/50
¥ Hanümandan [ev, barktan] geçip, akraba ve çoluk çocuğa veda gerektir. Zira Hakkın hakkı, bütün haklardan öncedir. 6/92
¥ Hatm-i tehlil okunarak sevabı ruhaniyet-i meyite [meyitlerin ruhlarına] hediye olunur. 5/13
¥ Hizmet-i işana iktam [işana hizmette devam [çalışma] olmadıkça], sohbet hevesinde olmamalı. 5/110.
¥ Hizmet-i huzur-ı pir [Pirin huzurunda hizmet] ve sohbet, rabıtadan efdaldir. 4/50
¥ Hizmet-i fukara [salihlerin hizmeti] ve ehlullaha hizmet, müsmir-i berekattır. Dünya ve ahiret sefasına [saadetine] sebeptir. 6/244
¥ Hizmet-i fukaray-ı bab-illah [Allahü tealanın kapısına gelen fukaraya hizmet] ve Ehlullahın rızasını kazanmak, büyük bir saadettir ki, herkese nasib olmaz [her nimet sahibine müyesser olmaz]. 5/151
¥ Hızır ve İlyas “aleyhimesselam” vefat etmişlerdir. Ruhları cisim sureti ile [ceset olarak görünüp] cesede aid harekat ve cisimani ibadetler onlardan vuku bulur. 4/182
¥ Hızır aleyhisselam, zikir-i nefy-i ispatı [La ilahe illallah ile zikri], Abdülhalık Goncdüvaniye, havuzda, su içinde talim eylemiştir. 5/113
¥ Hatıraların [düşüncelerin] çok olmasından kalp muzdarip olmaya. Kendi işlerine bakalar. Ve istiğfarı terk etmiyeler. 6/193
¥ Hülafa-i ümmeye [Emevi halifeleri] minber üzerinde ehl-i beyte nice seneler seb’ ve lanet ettiler. Ve Ömer bin Abdülaziz “rahmetullahi aleyh” onları kaldırdı. Lakin Muaviye “radıyallahü anh” onlar arasında değildir. 5/36
¥ Hatıratı kavuşma sebeplerinden sayalar. “Ela innehü bi külli şey’in mühitun.” [Dikkat ediniz. Haber veriyorum. Şüphesiz ki, Allahü teala her şeyi ihata eder.] 6/237
¥ Hallac-ı Mensur, hergün bin rekat namaz kılardı. 4/29
¥ Hılkadden [yaratılıştan] maksat olan şeyi, bu kısa fırsat zamanında kazanmak gerektir. Yoksa mahrumluktan ve pişmanlıktan gayri hiç netice olmaz. Birkaç günlük ömür büyük bir ganimettir. 5/20
¥ Halkla ülfet eyle [görüş, konuş]. Fakat, alaka peyda eyleme [alaka kurma]. 4/16
¥ Halkla ihtilat [aralarına karışmak], onların hukukunu eda niyeti ile olursa taattir. 4/172.
¥ Halka itiraz kıllet üzere [az] olmalıdır. 5/110
¥ Halk ile konuşmalar yumuşak ve tatlı olmalıdır. Hiç kimseye sertlik eylememeli. Meyer ki, Hak için ola. 5/110
¥ Halka hizmet zikrden efdaldir. 4/160
¥ Hannas, insanların sadrında [göğsünde] bulunan cin olup, usûl-i dinde [imanda] vesvese ve hatıralar hasıl eder. 4/190
¥ Hab [uyku] esnasında, bedenine bir nev’i gaflet arız olmakla, batın nisbeti meydanı boş bulup, tam bir güzellik ile güzel ve perdesiz olan, meydan-ı zuhura yol bulur. Ve yüzlerce naz ve niyaz ile gülistanda [gül bahçesinde] görülür. 4/215
¥ Hace-i Ahrar, “rehberin görüntüsü [rabıta], Hakkın zikrinden daha faydalıdır.” buyurmuştur. 4/165
¥ Hace-i Ahrar buyurmuştur ki, eğer ben şeyhlik eylesem, hiçbir şeyh, alemde mürid bulamazdı. Ama bize başka işler emirolunmuştur ki, o işler, İslamiyetin yayılması ve müslümanların kuvvetlendirilmesidir. 4/29
¥ Hace-i Ahrarın vahtet-i vücuda meyli var iken, emr-i maruf ile meşhurdur. 4/29
¥ Harikaların hasıl olması, açlığa ve riyazete bağlıdır. Marifet ile işi yoktur. 4/50
¥ Havasın habı [seçilmişlerin uykusu] gaflet olmayıp, ibadetten ayrı kalmak memnu [yasak]dır, [uygun değildir.] Nevmül ulemai ibadetün. [Alimlerin uykusu ibadettir.] 4/215
¥ Havass-ı beşer [insanların seçilmişleri Peygamberler], havass-ı melekten [meleklerin seçilmişlerinden] efdaldir. 4/219
¥ Havastan [seçilmişlerden] bazılarının vefatlarında, onların ruhlarını Melek-ül-mevt [Azrail aleyhisselam] almaz. Bunların vefatları sırasında, Melek-ül-mevtin hazır olması, ruhun kabz edilmesini müjdelemek için olmayıp, tazim ve şereflenmek içindir. 4/229
¥ “Havf-ı dünya [dünya korkusu yani, İslamiyete muhalif olma korkusu] ve ahiret [korkusu], bir kimsede cem olmaz.” Hadis-i şerif. 4/18
¥ Havf-ı hatime [son nefes korkusu] ve ahiret endişesi [düşüncesi], taatin artmasına sebep olup, nafile amelin çok yapılmasına sebep olur. 4/18
¥ Havf-ı hatime [son nefes korkusu] öyle büyük bir nimettir ki, Allahü tealanın dostları bu derde tutulmuşlardır. (Son nefes derdine.) 5/152
¥ El-hayrü fi-ma sanaa Allahü teala [hayır, Allahü tealanın yaptığındadır] diyerek sabredeler. Cümle işleri, Hak tealaya havale edeler. 5/152
¥ Havassa [seçilmişlere] bazı şeyler hasıl olur ki, havsala-i avamdan [avamın idrak etmesinden] gizlidir. Onları [o halleri] avamdan gizlemelidir ki, fitneye sebep olmaya. 4/24
Tavsiye Yazı –> İslam dininin esasları