Sual: Hazreti Ömer’e “radiyallahu anh” niçin “Faruk” denir?
Cevap: Menakıb-ı Çihar Yar-ı Güzin kitabında diyor ki;
Hazret-i Resûl-i ekrem ve nebiyi muhterem “sallallâhü aleyhi ve sellem” hazret-i Ömer’e, Fâruk lakabını takmışlar idi. Sebebi o idi ki hakkı batıldan fark etti [ayırttı]. Din-i İslamı kabul etti. Din onlar ile kuvvet buldu. Fâruk lakabı almasına bir başka sebep de budur: Bir münafık ile bir yahudi, bir hususta anlaşamadı. Yahudi davayı halletmek için, Sultan-ı Enbiya hazretlerinin meclis-i şeriflerine gelmek istedi. Münafık da yahudilerin reisi Kab bin Eşref’e gitmek istedi. Sonunda, Resûlullahın “sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem” katına geldiler. Davayı yahudiye hüküm buyurdular. Münafık o hükme razı olmayıp, hazret-i Ömer’in “radıyallahü teâlâ anh” huzuruna davayı halletmesi için geldiler. Yahudi, macera ve davayı hazret-i Resûlullahın huzuruna varıp, Resûlullah hazretlerinin kendisine hüküm ettiğini, münafıkın ise buna razı olmadığını anlattı. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” o münafıktan, anlaşmazlığı sual buyurdular ki “bu yahudinin anlattığı gibi midir?”. Münafık, “evet, öyledir. Ama ben Peygamberin hükmüne razı olmayıp, geldim ki sen hüküm edesin”, dedi. Hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” buyurdu: “Siz yerinizde durunuz. Gelip, sizin için hüküm edeceğim”. Varıp, evlerinden kılıcını aldı. Geldi ve münafıkın boynunu vurdu. Buyurdu ki: “Allahü teâlânın ve Resûlünün hükmüne razı olmayan kimseye ben böyle hüküm eylerim”. O vakit, Cebrâil aleyhissalatü vesselâm âyet ile gelip, hazret-i Ömer’e “radıyallahü teâlâ anh” hak ile batıl arasını ayırt etti demek olan Fâruk tesmiye olundu. [Bu lakab verildi.] Âyet-i kerime budur: “Şu kimseleri görmez misin, sana ve senden öncekilere indirilen kitaplara inandıklarını zannederler. Muhakeme olunmak için taguta [Kab bin Eşrefe] gitmek isterler..” [Nisa sûresi 59. âyet-i kerime meali.] Taguttan murad Kab bin Eşref’tir. Keza, Tefsir-i Kadı Beydavi’de şu şiir yazılıdır.
İkinci sevgili Ömer-i âdil,
Batılı mahvedici, doğrunun koruyucusu.
Hakkı batıldan ayırmış idi Fâruk,
Sancağının ucu ermişti ayuka.
Tavsiye Yazı –> Bir İhtiyar Müslümanın Kızına Nasihati
Tavsiye Yazı –> Bir Üniversiteliye Cevap (Seyyid Abdüllhakim Arvasi)