Sual: Maliki mezhebinde abdest ve namaz hükümleri nelerdir?

Cevap: El-fıkh-u alel-mezahibi’l-erbea kitabında diyor ki (Mâlikî mezhebinde, sağlam insandan çıkan bevl, meni, mezi, vedi, istihaza kanı, gait ve yel abdesti bozar. Taş, solucan, cerahat, sarı su, kan çıkınca bozulmaz. Abdesti bozanlar, hastalık ile çıkarsa ve çıkması men’ olunamazsa, mesela bevl, bir namaz vaktinin yarısından çok devam eder ve çıkma zamanı belli olmazsa, abdesti bozmaz. 2.kavle göre, bu 3 şart olmasa da, hastanın abdesti bozulmaz. Çıkmadığı zaman abdest alması müstehab olur. Hanefi mezhebindeki özür sahibi hastaların, ihtiyarların, abdest almakta haraç ve meşakkat olduğu zaman, bu kavli taklit etmeleri sahih olur. Bevlin kesildiği zamanı belli ise, bu zamanda abdest alması iyi olur. İstibra zamanı uzun süren veya sonraları damlayan ve bir namaz vakti devamlı akmadığı için özürlü olamayan hanefi ve Şâfiîler, Mâlikî mezhebini taklit eder. Bunun için, abdeste ve gusüle başlarken niyet eder. Abdestte ve gusülde her uzvu el ile veya havlu ile hafif delk etmeli, sığamalı, abdestte başın her yerini meshetmelidir. Kulaklar üstündeki cilt, baş demektir. Meshedilmesi farzdır. Bu cildin, yüz sayılarak gasl edilmesi, hanefi kitaplarında yazılı değildir. Her uzvu aralıksız yıkamak farzdır. Kulakları mesh için elleri yeniden ıslatmak sünnettir. Lezzet kasıt ederek, nikahlamak caiz olan kadının cildine, saçına dokunmak ve avucunun veya parmaklarının içi veya yanları ile zekerine dokunmak, abdest aldığında veya bozulduğunda şüphe etmek abdestini bozar. Gusülde ağzı ve burnu yıkamak farz değil, sünnettir. Örgülü saçı çözüp meshetmek lazımdır. Mest üzerine meshin müddeti yoktur. Her namaz vakti için ayrı teyemmüm yapılır. Kelb [köpek] ve hınzır [domuz] necis değildir. Fakat, yenilmeleri haramdır. Balığın dahi kanı necistir. Eti yenen hayvanların bevli ve gaiti tahirdir. Necasetten taharet bir kavle göre farz, diğer kavle göre sünnettir. Basur, idrar, gaita damlaları bedene, çamaşıra bulaşırsa affolur. İnsanın ve hayvanın kanının, yara, çiban suyunun avuç içi kadarı affolur. Namazda her rekatte Fâtiha okumak, bir omuzuna selam vermek ve 2 secde arasında oturmak ve rükuda, secdelerde tumaninet [sakin durmak] farzdır. İmamın gizli okuduğu rekatlerde cemaatin Fâtiha okumaları müstehab, aşikare okuduğu zaman cemaatin de okuması mekruhtur. Kıyamda, sağ el sol elin üstünde olarak, göğüs ile göbek arasına koymak veya 2 eli 2 yana salıvermek müstehaptır. Farzlarda (Euzü…) okumak mekruhtur. Fâtihayı rükuda tamamlamak namazı bozar.) Misafir ile mukimin birbirlerine imam olmaları hanefide caiz, malikide mekruhtur. Malikiyi taklit eden hanefi, 3 gün kalmaya niyet ettiği yerde, 4. günde farzları 4 rekat kılmaya başlar. Mukim ile cemaat yapabilirler. Çünkü, mekruhta kendi mezhebine tabi olur.

[(El-mukaddemet-ül-izziye)de diyor ki (Mâlikî mezhebinde, bir kabdaki temiz suya necaset düşse, 3 vasfından biri değişmez ise, bununla abdest ve gusül sahih, lakin mekruhtur. Mâ-i müstamel de böyledir. Halaya sol ayakla ve başı örtülü girilir. Eti yenen hayvanların bevli ve pisliği temizdir. Bunların ve insanın ölüsü ve kemikleri ve tırnakları, boynuz ve derileri ve meni, mezi ve alkollü içkiler necistir. Necis yere serili kalın şey üzerinde ve avuç içinden az kan, irin bulaşınca namaz sahih olur. Gusüle başlarken niyet etmek, bütün vücudu delk etmek, [avuç içi veya havlu ile hafif sıvamak], muvâlât [aralıksız] ve saçı, sakalı hilallamak, sık örülü saç çözülüp her tarafını hilallamak farzdır. Ağız, burun ve kulak içini ve saçları yıkamak sünnettir. Yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hatırlayınca, yalnız orayı hemen yıkar. Hemen yıkamazsa, guslü batıl olur. Her gusülden evvel veya sonra abdest alınır.

Abdeste başlarken veya yüzü yıkarken niyet etmek ve başın hepsini ve sarkan saçları, kulak üstündeki deriyi ve altındaki deri görünen hafif sakalı meshetmek, kesif sakalı yıkamak, muvâlât yani azaları ard arda yıkamak, yıkanan yerleri, kurumadan evvel delk etmek de farzdır. Örülü saç çözülmez. Avuç ve parmak içleri ile zekere dokunmak, abdest aldığında veya bozulduğunda şüphe etmek, oğlanın veya mahrem olmayan genç kadının derisine veya saçına şehvet ile dokunmak, abdesti bozar. [Lezzet kasıt etmeden dokunursa ve dokunurken lezzet duymazsa, abdesti bozulmaz. Yolda, nakil vasıtalarında ve alış verişte temas korkusu olan Şâfiî, hanefi veya Mâlikî mezhebini taklit etmelidir.] Bedenden kan ve diğer şeyler çıkması abdesti bozmaz. Kulakların içi ve dışı, yeni ıslatılmış parmak ile meshedilir. Tırnak kesince, traş olunca abdest bozulmaz. Sakal traşında ihtilaflıdır. El ile istibra vâcibdir.

Teyemmüm ederek giyilen mest üzerine meshedilmez. Mesh müddeti yoktur. İkindi vakti isfirar vaktine kadardır. Yatsının ahir vakti, gecenin ilk sülüsüdür. Mekke’de olanın Kâbe’ye, Mekke’de olmayanın Kâbe cihetine dönmesi farzdır. Namaza başlarken (Allahü ekber) demek, Fâtiha okumak, kavmede dikilmek, celsede oturmak, oturarak bir tarafa selam vermek ve selam verirken (Esselamü aleyküm) demek farzdır. İlk 2 rekatte zamm-ı sûre okumak, 2 teşehhütte oturmak, tehiyyat ve salavât okumak ve 2. selam sünnettir. Sabah ikinci rekatte sessiz kunut okumak, teşehhütte şahadet parmağı kaldırmak müstehaptır. Sünneti unutunca, secde-i sehv lazım olur. Bayram ve cenaze namazları sünnettir. Fasık, imâm olamaz. Başka mezhepteki imama ve özürlü olan imama uymak câizdir.
Malikide sefer mesafesi, Şâfiîde olduğu gibi, 80 kilometredir. Günah olmayan seferde 4 rekat farzları 2 kılmak sünnettir. 4 gün kalmaya niyet ettiği mahalde mukim olur. Misafir ile mukimin birbirlerine imâm olmaları mekruhtur. Malikiyi taklit eden hanefi misafir ile mukim, birbirlerine imâm olurlar. 2 namazı cem etmemek efdaldir. Vitir namazı ve bayramda 15 namazın farzından sonra tekbîr-i teşrik sünnettir.) Bir ibâdeti yaparken, başka bir mezhebi taklit etmek, kendi mezhebinden ayrılmak değildir. O mezhebin, farzlarına ve müfsitlerine tâbi olmak demektir. Vâciblerde, mekruhlarda ve sünnetlerde, kendi mezhebine uyar. Mesela, malikiyi taklit eden hanefi misafirin, 4 gün kalmaya niyet ettiği yerde, farzları 4 rekat kılması farz olduğu için, 4 kılar. Mukim olana uyması veya imâm olması, malikide mekruh, hanefide sünnet olduğu için, kendi mezhebine uyarak, cemaat ile kılabilir. Bir ibâdeti yaparken, başka mezhebi taklit etmek için, kendi mezhebine göre yapmakta haraç, meşakkat bulunması lâzımdır. Meşakkat, zorluk yok iken, taklit edilmez.]

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler