(Taharet), temizlik demektir. Bedenin, elbisenin ve namaz kılınacak yerin temiz olması farzdır. Hades, abdestsiz olmak demektir. Yıkaması farz olan yerde iğne ucu kadar ıslanmamış yer kalırsa, abdest sahih olmaz. Derideki mum, iç yağı, hamur, çamur, balık pulu [oje, yağlı boya] ve burnun dışında, gözün kenarında kalan kir, çapak altına su geçmez ise, abdest ve gusül sahih olmaz. Gasl, yıkamak, su dökerek, üzerinden akıtmak demektir. Hiç olmazsa, 2 damla yere damlamalıdır. Suyu yağ gibi sürmek kâfi değildir. Kar ve yaş bez, sünger sürmek, yıkamak olmaz. Abdest alırken, gözlerin, ağzın, burnun içini ve sık sakal ve pire, sinek tersi, kaş, bıyık altındaki deriyi yıkamak farz değildir. Bunların üstü yıkanır. Dirsekleri ve ayağın 2 tarafındaki tümsek topuk kemiklerini yıkamak farzdır. Çıplak ayağı yıkamayıp, meshetmek caiz değildir. Mesh, başka yerde kullanılmadık yaşlığı değdirmektir. Yaş bez, yağmur, kar sürünmesi ile de olur. Sarkan saçı değil, başı meshetmek lazımdır. Başı nezleli olup da, mesh zarar verirse meshetmez. Abdest aldığını bilip, bozduğunda şüphe eden, abdestlidir. Abdesti bozulduğunu bilip, sonra abdest aldığında şüphe eden, abdestsizdir. Bazı uzvunu yıkayıp yıkamadığında şüphe eden, vesvese edici değil ise, bu uzvu yıkar. Her zaman şüphe ediyor ise, yıkamaz. Abdest bitince şüphe ederse, yıkamaz. Sık sakalın üstünü yıkamak farzdır. Çeneden sarkan sakalı ve sarkan saçı yıkamak farz değildir. Dudağın görünen kısmını yıkamak lazımdır. Kabuk altındaki çıban yıkanmaz. Tırnak üzerinde kalan kına da böyledir. [Kollodyum ve ojenin altını yıkamak farzdır.] Dar yüzüğü oynatmak lazımdır. Tabandaki yarığa su zarar verirse, merhemin üstü yıkanır. Buna da zarar verirse, yara meshedilir. Bu da zarar verirse, sargı meshedilir. Bu da zarar verirse, [Başka mezhep taklit edilemez. Çünkü, diğer 3 mezhepte de affedilmemiştir. Zaruret olup], hepsi terkedilir. Gusülde de böyledir. Zararı olmayanı yapmak lazımdır. Soğuk su zarar verip, sıcak su vermezse, sıcak su ile yıkamak lazım olur. İlac yaranın, yarığın kenarındaki sağlam deriye aşmış ise, bunun altını yıkamak lazım olur. Göz kapakları üstünü yıkamak da, göz ağrısı yaparsa, böyledir. Abdestten, gusülden sonra traş olunca, traş yerlerini yıkamak lazım olmaz. Tırnak kesmek de böyledir.

Sünneti terk günah değildir. Özürsüz terketmeyi adet etmek günah olur. Eldeki çok az necaseti yıkamak farzdır. Temiz suya pis eli sokmak icap ediyorsa, namazı teyemmüm ile kılar ve iade etmez. Büyük kabı kaldıramaz ve suyu ağzı ile bez ile alamazsa, sol eli temiz ise, bunun parmaklarını bitiştirip sokar. Bununla sağ elini yıkar. Sonra, sağ avcu ile su alıp yıkanır. Kurnada tası almak için, cünübün temiz olan kolunu sokması caiz olur. Abdest almaya başlarken besmeleyi unutunca, abdest arasında çekerse, sünnet hâsıl olmaz. Yemede ise, hâsıl olur. (Besmelesiz abdest, abdest olmaz) hadis-i şerifi, farzı değil, sünnet olduğunu bildirmektedir. Abdeste başlarken besmele ve kalp ile niyet, yani Allah rızası için yaptığını düşünmek sünnettir. Misvak, Erak ağacının dalıdır. Sağ elin küçük ve baş parmakları altta, diğer 3 parmak üstte olarak tutulur. Misvak bulamayan, baş parmak sağ, şahadet parmak sol taraftan ağza sokularak, dişler oğalanır. Misvakı başka zamanlarda kullanmak müstehaptır. Kadınlar, misvak kullanmaz. Sakız çiğnemeleri müstehaptır. Erkeklerin çiğnemeleri mekruhtur. Mazmaza, ağzı su ile doldurup veya çalkalayıp, boşaltmaktır. Gargara şart değildir. Ağız dolusu su içmek, mazmaza olur. Emerek içmek olmaz. İstinşak, burun deliklerini ıslatmaktır. Kemiklerine çekmek lazım değildir. 3 kere yıkadığında şüphe edenin dördüncüyü yıkaması caiz olur. El ve ayak parmaklarını tahlil etmek, yani el parmaklarını birbirlerine ve küçük parmağı alt taraftan ayak parmaklarının aralarına sokmak sünnettir. Aralarına suyu akıtmak, tahlil yerine geçer. Sık sakalı tahlil, yani, altından parmakları sakal arasına sokmak sünnettir. Başın her tarafını, önden arkaya doğru mesh müstehaptır. Kulakların dışı baş parmakla, içi şahadet parmağı ile meshedilip, küçük parmaklar deliğe sokulup tahrik edilir. Yıkanan yerleri bir kere uğalamak ve acele etmek müstehaptır.

Abdestte üzerine su sıçratmamak, kıbleye karşı almak, kimseden yardım istememek, kalan sudan içmek, abdestten sonra, kurulanmak ve kelime-i şehâdet ve 3 kere (sûre-i Kadir) okumak ve 2 rekat namaz kılmak müstehaptır.

Namaz kılmak ve Kur’ân-ı Kerîmi tutmak için ve para, perde, duvar gibi bir şey üzerinde yazılı âyet-i kerimeye ve tefsirine, tercümesine dokunmak için, abdest almak farzdır. Tavaf için, abdest almak vâciptir. Diğer 3 mezhepte abdesti bozacak şeyi yapınca, abdest almak müstehaptır.

Önden ve arkadan çıkan her yaşlık, yayılmasa bile başka yerden çıkan kan ve hastalıkla çıkan sıvı, yıkaması lazım olan yere yayılınca, abdesti bozar. Burun kemiklerine kan inince bozulur. Çünkü, buraya suyu ulaştırmak sünnettir. Kulak deliği de böyledir. Derd ile ağrı ile göz yaşı bozar. Ağlamak, çok gülmek ile [ve soğan gibi tahriş edici gazlar, tozlar tesiri ile] akan gözyaşı ve nezle ile akan burun suyu bozmaz. Mayasıl, parmak arası pişinti, kabarcık, uyuz, çiçek suları ve yakı konulan yerden çıkan sular bozmaz diyen âlimler vardır. Zaruret halinde bu söze göre amel olunacağı, İbni Abidin’de yazılıdır. Sülük, kene, büyük tahta biti fazla emerek ve hacamat ile kan alınca bozulur. Bunun için, şırınga iğnesi ile kan alınca da abdest bozulur. Kene, tahta biti, sivri sinek az emerlerse bozulmaz. Yakı altına çıkan kan, irin, üstündeki bezde ve etrafında görünmedikçe bozmaz. Yaki sargı çıkarılınca, üzerinde görülürse, o anda bozulur. Ağız dolusu kay, tükrüğe müsavi kan bozar. Tükürük kandan sararmış ise, bozmaz. Kızarmış ise, bozar. Ayva, elmanın ısırılan yerinde kan görülürse, bozmaz. Maliki ve Şâfiîde ciltten akan şeyler abdesti bozmaz. Makatın gevşek olacağı bir hâlde, mesela yan veya sırt üstü yatarak veya dirseğine yahut bir şeye dayanıp veya bir dizini dikip diğer uyluğu üzerine oturarak uyumak abdesti bozar. Dayandığı şey çekilince düşmezse bozulmaz. Namazda uyumak, dizlerini dikip, başını dizleri üzerine koyarak, bağdaş kurarak, diz çökerek, teverrük ederek uyumak bozmaz. Teverrük, kadınların namazda oturdukları gibi oturmaktır. Bayılmak, sarhoş olmak, namazda sesli gülmek bozar. Yaradan katı kan, et düşmek, yaradan, burundan, kulaktan kurd düşmek, abdest uzvuna el sürmek, yabancı kadına dokunmak, balgam kusmak, gülmek, ağlamak bozmaz. Yabancı kadına dokunmak Şâfiîde mutlaka bozar. Malikide ve hanbelide şehvet ile olunca bozar.

Gasl, bir şeyi yıkamak, gusül, yıkanmak, boy abdesti demektir. Mazmaza, suyu ağızda çalkalamak olup abdestte sünnet, gusülde farzdır. Gargara, suyu boğazda çalkalamak olup gusülde de farz değildir. Kapanmamış küpe deliğini gusülde yıkamak farzdır. Çöp sokmaya lüzum yoktur. Kadının saç diplerini yıkaması farzdır. Saç örgüsünü çözüp aralarını yıkaması lazım değildir. Sakal sık dahi olsa, altındaki deriyi ve bıyığın ve kaşların altındaki deriyi yıkamak farzdır.

Uykuda veya uyanık iken meni çıkınca ve cima olunca, erkek ve kadın (Cünüp) oldu denir. Cünüp olanın ve (Hayız) ve (Nifas)dan  kurtulan kadının, namaz kılacağı zaman, (Gusül) abdesti alması farz olur. Gusülde niyet etmek, besmele ile başlamak, necaset bulaşık olmasa dahi, avret yerini yıkayıp, sonra bir abdest almak, sonra bedenin her yerini 3 kere yıkamak, yahut denize, nehre, büyük havza dalıp çıkmak, önce başa, sonra sağ omuza su dökmek, bedeni uğalamak sünnettir. Gusülde abdest duaları okunmaz. Erkek erkekler arasında, kadın kadınlar arasında peştamal bulamazsa, çömelerek ve arkasını dönerek öyle yıkanır. Bakan günaha girer. Kadın, erkek karışık ise, teyemmüm ederler. Sonra kaza ederler. Kimsenin görmediği yer küçük ise, çıplak gusül caiz, büyük ise, mekruhtur.

 

İstihaza kanı, idrar, ishal, yel, devamlı burnu kanaması ve yaranın akması, hanefi mezhebinde, bir namaz vakti içinde, durmadan devam ederse, (Özür sahibi)  olur. Gözü ağrıyanın gözünün devamlı sulanması, kulağından, memesinden, göbeğinden devamlı bir şey akması da böyledir. İlac ile pamuk koymak, sarmak ile namazı oturarak kılarak akıntıyı durdurmak vâciptir. Durduramazsa, her namaz vakti girdikten sonra abdest alıp, namazları öylece kılar. Özürsüz iken kılmadığı namazları, özürlü olarak kaza edebilir. Namaz vakitlerinin çıkması ile abdestleri bozulur. Hanefide, özür sahibi olmak için, özrün, bir namaz vakti içinde, abdest alıp, o vaktin farzını kılacak kadar bir zaman durmayıp, hep akması lazımdır. Özür sahibi olduktan sonra, bir namaz vaktinde, bir kere akıp, durunca, özür sahibi olmak devam eder. Bir namaz vaktinde hiç akmaz ise, özür sahibi olmak nihayet bulur. Şâfiîde de böyle olduğu (El-mafüvat) şerhinde yazılıdır. Şâfiîde, ayrıca 4 şart daha vardır. Özür sahibinden akan şeyler, bu 2 mezhepte, (Necaset-i galiza) olduklarından, namaz kılacağı zaman, çamaşırına bulaşmış olanı, hanefide 1 dirhemden fazla ise, bunu yıkaması farzdır. Namaz kılacak zaman kadar durmayıp bulaşırsa, yıkamadan kılar. [Dirhem miktarı, katı necaset için, 1 miskaldir ki 4,8 gramdır. Sıvılar için, açık avucun içini dolduran suyun yüzeyi kadar yer demektir]. Abdesti bozan şey, bir namaz vaktinde ve namaz içinde çıkıp, devam etmese bile (Mâlikî mezhebinde) özür sahibi olur. Abdesti ve namazı bozulmaz. Hanefi mezhebinde olan kimse, Mâlikî mezhebini taklit eder.

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler