Sual: Hadis ilmi nedir? Bu ilim hakkında neleri bilmeliyiz?

Cevap: Hadis; lügatte, “söz, haber, yeni şey” mânâsına gelen bir kelimedir. Dînî bir terim olarak hadis, “Peygamberimizin sözleri, işleri, halleri” demektir. Hadis, “sünnet” kelimesi yerine de kullanılır. Hadîs-i şerîfleri anlatan ilme “ilm-i hadîs (hadîs ilmi)” bu ilimle meşgul olan büyük âlimlere de “muhaddis” denir. “Usûl-i hadîs” isminde başka bir ilim daha vardır ki, bu ilmin usûlleri, metodları ile, hadîs-i şerîflerin nevileri (çeşitleri) ayırt edilir. Mütevâtir, meşhur, sahih, hasen, merfû, müsned, mürsel, zaîf, mevdû’ ve daha birçok hadîs çeşitlerinin ayrı ayrı ve uzun târifleri, izahları, tesbitleri kitapları doldurmaktadır. Her bir hadisin şartları, kayıtları vardır. Bu geniş bilgiler, ancak usûl-i hadîs ilminde ictihad derecesine yükselen büyük âlimlere mahsustur.

Hadîs-i şerîfler 2 kısımda incelenir: Hadisin asıl muhtevâsına “metin”; bu metin kısmını sıra ile birbirine nakletmiş olan, sözüne ve hâline güvenilir kimselerin, yâni râvîlerin isimlerini ihtiva eden kısma da “isnâd” adı verilir.

Bu ilmin gâyesi, insanların dünyâ ve âhiret saâdetidir. Hadîs-i şerîfler, Kur’ân-ı kerîmden sonra fıkhî rivâyetlerin dayanağı, dînî ilimlerin kaynağı, edille-i erbaa denilen dînin 4 temel esâsının ikincisidir. Bu 4 esas: Kitap (Kur’ân-ı kerîm), Sünnet (Hadîs-i şerîfler), İcmâ’ ve Kıyas’tır.

Resûl-i ekrem efendimiz, önceleri hadîs-i şerîfleri yazmaktan Eshâbını men etmişti. Bunun hikmeti, âyet-i kerîmelerle karıştırılması ihtimali idi. İstisnâî bir sebeple bâzı hadislerin yazılmasına müsâade etmiş, bâzı sahâbeye de özel izin vermişti.

Hadîs-i şerîflerin yazılması yasağı, sonradan tamâmen kaldırılmıştır. Resûlullah’tan sâdır olan her hadis yazılmış ve bu yazılar birçok Eshâb-ı kirâm tarafından korunmuştur. Tekrar edilmişlerden başka 10.000 kadar hadîs-i şerîf vardır. Tekrar edilenleri de sayılırsa, milyonu aşmaktadır. Bütün bu hadîs-i şerîfler, başlıca şu 12 hususu bildirmektedir:

1) Allahü teâlânın kitabı olan Kur’ân-ı kerîme ve Peygamberimizin sünnetine yapışmak.

2) İslâmın 5 şartı, zikirler ve ihsân, yâni kalp bilgileri. Tasavvuf bu ihsânı elde etmektir.

3) Muâmelâttır. Nafaka için ticâret, sanat ve ziraat bilgileri ve sosyal haklar bunun içindedir.

4) İyi ahlâk bildirilmekte ve övülmektedir.

5) Köle âzât etmek.

6) Fazileti çok olan amelleri ve Eshâb-ı kirâmın üstünlükleri.

7) Peygamberimizin ve mühim kimselerin tarihi.

8) Kıyâmete kadar olacak mühim olaylar.

9) Kıyâmet hâlleri, haşır neşir, Cennet ve Cehennem.

10) Resûlullah’ın hayatı.

11) Kurân’ı kerîm okumak ve tefsir etmek.

12) Melekler, şeytanlar, tabâbet (doktorluk, tıp ilmi) gibi çeşitli ilimler.

Hadis-i şeriflerin çeşitleri Mahzenü’l-ulûm kitabının 1. cüz 136. sayfasında ve Eşiatü’l-lemeat kitabının 3. sayfasında şöyle izah ediliyor;

Hadis-i mürsel: Sahabe-i kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” ismi söylenmeyip, Tabiînden birinin, doğruca, Resûl-i ekrem “sallallâhü aleyhi ve sellem” buyurdu ki dediği hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i müsned: Resûl-i ekreme “sallallâhü aleyhi ve sellem” isnad eden Sahabinin “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” ismi bildirilen hadis-i şeriflerdir. Müsned hadisler, müttasıl veya münkati olur.

Hadis-i müsned-i müttasıl: Resûl-i ekreme “sallallâhü aleyhi ve sellem” kadar, isnadı müttasıl olan, yani aradaki ravilerden hiçbiri noksan olmayan hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i müsned-i münkati: Sahâbiden “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” gayrı bir veya birkaç ravisi bildirilmeyen hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i mevsul: Sahabinin “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”, (Resûlullahtan işittim, böyle buyurdu) diyerek haber verdiği, hadis-i müsned-i müttasıl demektir. Mevahib-i Ledünniye tercümesi 2. cilt, 34. sayfada ve Babanzade Ahmed Naim Bey’in “rahmetullahi teâlâ aleyh”, İmâm-ı Nevevi’nin “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Hadis-i erbain)i tercümesinde, 42. hadiste, böyle olan hadis-i şeriflere, (Hadis-i merfu) denilmektedir.

Hadis-i mütevatir: Birçok Sahabinin, Resûl-i ekremden “sallallâhü aleyhi ve sellem” ve başka birçok kimsenin de bunlardan işittiği ve kitaba yazılıncaya kadar, böyle hep, çok kimselerin haber verdiği hadis-i şeriflerdir ki bunların, bir yalan üzerinde söz birliği yapmalarına imkan olmaz. Mütevatir olan hadis-i şeriflere muhakkak inanmak ve yapmak lâzımdır. İnanmayan kâfir olur.

Hadis-i meşhur: İlk zamanda bir kişi bildirmişken, 2. asırda şöhret bulan hadis-i şeriflerdir. Yani bir kimsenin Resûl-i ekremden “sallallâhü aleyhi ve sellem” o kimseden de, çok kimselerin ve bunlardan dahi, başka kimselerin işittiği hadis-i şerifler olup son duyulan kimseye kadar, artık hep mütevatir olarak bildirilmiştir. Meşhur hadislere inanmayan da kâfir olur. (İbni Âbidin, s. 176)

Hadis-i mevkuf: Sahabiye “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în” kadar söyleyen hep bildirilip, Sahabinin, Resûl-i ekremden “sallallâhü aleyhi ve sellem” işittim demeyip, böyle buyurmuş dediği hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i sahih: Âdil ve hadis ilmini bilen kimselerden işitilen, müsned-i müttasıl ve mütevatir ve meşhur hadislerdir.

Haber-i ahad: Hep bir kimse tarafından söylenilen, müsned-i müttasıl hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i müallak: Baştan bir veya birkaç ravisi veya hiçbir ravisi belli olmayan hadis-i şeriflerdir. Mürsel ve münkati hadisler de müallaktır. Baştan yalnız birinci ravisi bildirilmeyen hadise (Müdelles) denir. Tedlis mekruhtur.

Hadis-i kudsi: Mânâsı, Allahü teâlâ tarafından, kelimeleri ise, Resûl-i ekrem “sallallâhü aleyhi ve sellem” tarafından olan hadis-i şeriflerdir. Hadis-i kudsileri söylerken, Peygamber efendimizi “sallallâhü aleyhi ve sellem” bir nur kaplardı ve halinden belli olurdu.

Hadis-i kavi: Söyledikten sonra, bir âyet-i kerime okuduğu hadistir.

Hadis-i nâsih: Son zamanlarında söyledikleri hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i mensuh: İlk zamanda söyleyip, sonra değiştirilen hadislerdir.

Hadis-i am: Bütün insanlar için söylenmiş hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i has: Bir kimse için söylenmiş hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i hasen: Bildirenler, sâdık ve emin olup fakat hafızası, anlayışı, sahih hadisleri bildirenler kadar kuvvetli olmayan kişilerin bildirdiği hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i maktu: Söyleyenler, Tabiîn-i kirâma “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” kadar bilinip, Tabiînden rivayet olunan hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i şaz: Bir kimsenin, bir hadis aliminden işittim dediği hadis-i şeriflerdir. Kabul edilir, fakat senet, vesika olamazlar. Âlim denilen kimse, meşhur bir Zât değilse, kabul olunmazlar.

Hadis-i garib: Yalnız bir kimsenin bildirdiği hadis-i sahihtir. Yahut, aradakilerden birine, bir hadis aliminin muhalefet ettiği hadistir.

Hadis-i zayıf: Sahih ve Hasan olmayan hadis-i şeriflerdir. Bildirenlerden birinin hafızası, adaleti gevşek olur veya îtikadında şüphe bulunur. Zayıf hadislere göre fazla ibâdet yapılır. Fakat ictihatta bunlara dayanılmaz.

Hadis-i muhkem: Te’vîle muhtaç olmayan hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i müteşâbih: Te’vîle muhtaç olan hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i münfasıl: Aradaki ravilerden, birden ziyâdesi unutulmuş olan hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i müstefiz [müstefid]: Söyleyenleri 3’ten çok olan hadistir.

Hadis-i muttarib: Kitap yazanlara, muhtelif yollardan, birbirine uymayan şekilde bildirilen hadis-i şeriflerdir.

Hadis-i merdud: Mânâsı olmayan ve rivayet şartlarını taşımayan sözdür.

Hadis-i müfteri: Müseylemet-ül-kezzabın sözleridir. Ve ondan sonra gelen münâfıkların, zındıkların, müslüman görünen dinsizlerin uydurma sözleridir. Ehl-i sünnet âlimleri, merdud ve müfteri hadisleri aramış, bulmuş, ayırmışlardır. Din büyüklerinin kitaplarında, böyle sözlerden hiçbiri yoktur.

Hadis-i mevdu: “Tefsir Ve Hadis Kitapları” yazımızda mevdu hadis mevzusu tafsilatlı bir şekilde anlatılmıştır.

Eser: Mevkuf ve maktu hadis veya duâ bildiren merfu hadis demektir. (Senet), hadis rivayet eden âlim “rahmetullahi teâlâ aleyh” demektir.

 

Büyük Hadis Alimleri

Hadis âlimleri, çok yüksek insanlardır. Ravileri ile beraber, 100.000 hadis-i şerifi ezber bilene (Hafız) denir. Kurân-ı Kerîm’i ezberliyene hafız denmez, (Kari) denir. Bugün, hadis-i şerifleri ezbere bilen bulunmadığı için, kari yerine, yanlış olarak hafız diyoruz. 200.000 hadis-i şerifi ezbere bilene (Şeyhu’l-hadis) denir. 300.000 ezberliyene, (Huccetü’l-İslam) denir. 300.000’den daha çok hadis-i şerifi, ravileri ile senetleri ile birlikte ezber bilene (Hadis imamı) ve (Hadis müctehidi) denir. Doğru oldukları, bütün İslam âlimleri tarafından tasdik edilmiş olan hadis kitaplarından altı tanesi, bütün dünyada şöhret bulmuştur. Bu 6 kitaba (Kütüb-i sitte) denir. [Bu kitaplardaki hadis-i şeriflerin sahih oldukları, icmâ ile bildirildi.] Kütüb-i sitteyi yazan 6 büyük âlim:

1) İmâm-ı Buhârî “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İsmi, Muhammed bin İsmaildir. Kısaca (H) harfi ile gösterilir. Sahih-i Buhârî ismindeki kitabında 7275 hadis-i şerif vardır. Bunları, 600.000 hadis arasından seçmiştir. Her hadisi yazacağı zaman, gusül abdesti alıp, 2 rekat namaz kılar, istihâre ederdi. Buhârî-i şerifi 16 senede yazmıştır. 194’de Buhara’da tevellüd, 256’da fıtır bayramı gecesi, Semerkant’ta vefât etmiştir.

2) İmâm-ı Ebül-Hüseyin Müslim Nişapuri “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Kısaca (M) harfi ile gösterilir. Camius-sahih ismindeki kitabını 300.000 hadis-i şeriften seçmiştir. 206’da tevellüd, 261’de vefât etti.

3) İmâm-ı Mâlik bin Enes: (Mâ) harfi ile gösterilir. Muvatta ismindeki kitabı, ilk yazılan hadis kitabıdır. 90’da, Medine-i münevverede tevellüd, 179’da, orada vefât etti. Mevduatü’l-Ulûm’da diyor ki bazı âlimler, Kütüb-i sitteye sayarken, Muvatta yerine, İbni Mace’nin Sünen kitabını söylemişlerdir.

4) İmâm-ı Tirmizi “rahmetullahi teâlâ aleyh”: İmâm-ı Muhammed bin İsadır. (T) harfi ile gösterilir. Camius-sahih ismindeki hadis kitabı çok kıymetlidir. 209’da tevellüd, 279’da vefât etmiştir.

5) Ebû Davud Süleyman bin Eş’as Sicstani: (D) harfi ile gösterilir. Sünen ismindeki kitabında, 4800 hadis-i şerif vardır. Bunları, 500.000 hadis arasından seçmiştir. 202’de tevellüd, 275’de Basra’da vefât etmiştir.

6) İmâm-ı Nesai: Adı, Ebû Abdurrahmân Ahmed bin Alidir. (S) harfi ile gösterilir. Sünen-i kebir ve Sünen-i sagir adında 2 hadis kitabı çok kıymetlidir. Sünen-i sagir, kütüb-i sittedendir. 215’de tevellüd, 303’de vefât etmiştir.

(Mevduatü’l-Ulûm kitabında diyor ki [(Sünen) kelimesi, yalnız olarak söylenince, 4 âlimin kitaplarından biri anlaşılır. Bunlar, Ebû Davud (D), Tirmizi (T), Nesai (S) ve İbni Mace’dir. İbni Mace, kısa olarak (MC) harfleri ile gösterilmektedir “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”. Bunlardan başkasının (Sünen) kitabı söylenirken, yazarının da adı birlikte söylenir. Mesela, Sünen-i Dare Kutni (KTın) ve Sünen-i kebir-i Beyheki (Hek) denir].

Meşhur ve çok kıymetli hadis kitaplarından, İmâm-ı Ahmed bin Hanbel’in Müsned’i (HT) ve Ebû Yala Müsned’i (Yala) ve Abdullah Darimi’nin Müsned’i (DR) ve Ahmed Bezzar’ın Müsned’i (Z) ile gösterilir. Bu kitaplara (Mesanid) denir.

 

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler

Comments are closed.