Sual: Ehli sünnet tabiri son zamanlarda çok sık kullanılıyor. Pekçok insan ve hoca kendisinin ehli sünnet olduğunu iddia ediyor. Vehhabiler bile gerçek ehli sünnet biziz diyor. Ehli sünnet nedir? Kimler Ehli sünnettir?
Cevap: Resulullah “sallallahü aleyhi ve sellem” ümmetinin başına gelecekleri bildirirken, “Beni İsrail 72 millete ayrıldı. Ümmetim de, 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yalnız bir fırka kurtulacak, diğerlerinin hepsi Cehenneme gidecektir” buyurdu. Eshab-ı kiram, bunu işitince, “O hangisidir, ya Resulallah” dediler. “Benim ve Eshabımın yolunda olanlardır” buyurdu. Bu hadis-i şerifi, Tirmizi yazıyor ve Abdullah bin Ömer’in haber verdiğini bildiriyor. İmam-ı Ahmed’in ve Ebu Davud’un yazdıklarına ve hazret-i Muaviye’den haber aldıklarına göre de, “Bunlardan 72’si Cehennemde, geri kalan biri Cennettedir. Bu da, bir cemaattir” buyurdu. Bu hadis-i şerif (Mişkat) kitabının (İtisam) babında da yazılıdır.
Ey müslümanlar! Bu hadis-i şerifte bildirilen tek kurtuluş fırkasını ve bunların Cennete girmeye sebep olan itikatlarını arayıp bulmalıyız ve bunların itikadına uymayan sapık fırkalardan sakınmalıyız! Bu suretle Cehennemin ateşinden, alevlerinden kurtulmaya çalışmalıyız! Gavs-ul-azam Abdülkadir-i Geylani hazretleri, 2. hadiste bildirilen (Cemaat) i ve 1. hadis-i şerifi şöyle açıklamaktadır: (Müminin Sünnete ve Cemaate tabi olması lazımdır: Sünnet Resulullahın gösterdiği yoldur. Cemaat da, Hulefa-i raşidin denilen 4 halife zamanlarındaki Eshab-ı kiramın sözbirliği yaptığı şeylerdir. Müslümanın, bidat sahiplerinin çoğalmalarına mani olması, onlara yaklaşmaması, selam vermemesi lazımdır. Mezhep imamı Ahmed bin Hanbel, bidat sahibine selam veren, onu sevmiş demektir buyurdu. Çünkü, hadis-i şerifte, “Selam vermeyi yaygın hale getiriniz! Böylece sevişiniz” buyuruldu). Bunlar (Gunyetü’t-talibin) kitabının 90. sayfasında yazılıdır. Muhakkiklerin sonuncusu olan büyük alim Ahmed ibni Hacer-ül-Heytemi “rahmetullahi teala aleyh” de, (Savaıku’l-muhrika) kitabının 149. sayfasında, bunları geniş bildirmekte, bu arada, (Ehl-i sünnet itikatından ayrılanlara Mübtedi denir. Bunlar, 1. asırda ortaya çıkmaya başladılar) demektedir.
İbni Hacer-i Heytemi “rahmetullahi teala aleyh”, Fethu’l-cevad kitabında diyor ki, “Mübtedi, Ehl-i sünnetin sözbirliği ile bildirmiş olduğu itikada uymayan kimsedir. Bu sözbirliğini Ebül’Hasan Eş’ari ve Ebu Mansur Matüridi “rahmetullahi teala aleyhima” ile bunların yolunda olan alimler bildirdiler”.
Fetava-yı hadisiye kitabının 205. sayfasında diyor ki, “Bidat sahibi demek, inanışları Ehl-i sünnet inanışından ayrı olan kimse demektir. Ehl-i sünnet inanışı, Ebül’Hasan Eş’ari ve Ebu Mansur Matüridi’nin ve bunlara tabi olanların inanışıdır. İslamiyetin beğenmediği bir şeyi meydana çıkaran herkes bidat sahibi olur”.
Şafii alimlerinden Ahmed Şihabüddin Kalyubi Mısri, Kenzü’r-ragıbin haşiyesinin 4. cildinde diyor ki, “Ebül-Hasan Eş’ari’nin ve Ebu Mansur Matüridi’nin bildirdiklerinden ayrılan kimse Sünni değildir. Bu 2 imam Resulullahın “sallallahü teala aleyhi ve sellem” ve Eshabının yolundadırlar”.
Ehl-i Sünnet İtikadında Olmanın Alametleri:
Allahü teâlâ, Ehl-i sünnet itikadına uygun iman eden müslümanlardan razıdır. Böyle inanmış olmanın birçok şartları vardır. Ehl-i sünnet alimleri, bunları şöyle açıklamaktadır:
1) İmanın 6 şartına, yani Allahü teâlânın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret hayatına, hayır ve şerrin, iyilik ve kötülüğün Allahü teâlâ tarafından yaratıldığına inanmalıdır. (Bunlar (Amentü) de bildirilmiştir.)
2) Allahü teâlânın son kitabı olan Kuran-ı kerimin, Allahü teâlânın kelamı olduğuna inanmalıdır.
3) Mümin, kendi imanından hiç şüphe etmemelidir.
4) Peygamberimize “sallallâhü aleyhi ve sellem” iman edip, hayatta iken Onu görmekle şereflenen Eshâb-ı kiramın hepsini çok sevmelidir. 4 halifesine, yakın akrabaları olan ehl-i beytine ve muhterem hanımlarından hiçbirine dil uzatmamalıdır.
5) İbadetleri, imandan bir parça bilmemelidir. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına inanıp, tembellikle yapmayan müminleri kafir bilmemelidir. Haramlara ehemmiyet vermeyenlerin, hafife alanların, İslamiyetle alay edenlerin imanı gider.
6) Ehl-i kıble olduklarını söyleyen, Allahü teâlâya ve Peygamberi Muhammed aleyhisselâma inandım dediği halde, yanlış itikatta olanları tekfir etmemeli, kafir olduklarını söylememelidir.
7) Açıkça günah işlediği bilinmeyen her imamın arkasında namaz kılmalıdır. Bu hüküm, cuma ve bayram namazlarını kıldıran emirlere, valilere de şâmildir.
8) Müslümanlar, başındaki amirlerine, idarecilerine isyan etmemelidir. Huruc, yani isyan etmek, fitne çıkarmak olur ve çeşitli felaketlere yol açar. Onların hayırlı iş yapmalarına dua etmeli ve fısk, günah işlerinden vazgeçmeleri için tatlı dil ile nasihat etmelidir.
9) Abdest alırken ayakları yıkamak yerine, hiç özür ve zaruret olmasa bile, yaş el ile bir kere, mest üzerine meshedilmesi, erkek için de, kadın için de caizdir. Çıplak ayak ve çorap üzerine meshedilmez.
10) Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” Miracının, hem ruh ve hem de beden ile olduğuna inanmalıdır. (Miraç, bir haldir, yani rüyada olmuştur) diyenler, Ehl-i sünnetten ayrılmış olur.
Cennette müminler Allahü teâlâyı göreceklerdir. Kıyamet gününde, Peygamberler ve salih, iyi zatlar şefaat edeceklerdir. Kabir suali vardır. Kabirde azap, ruh ve bedene olacaktır. Evliyanın kerameti haktır. Keramet, Allahın sevgili kullarında meydana gelen harikulade haller olup, Allahü teâlânın âdeti dışında, yani fizik, kimya ve biyoloji kanunları dışında ikram ve ihsan ettiği şeylerdir ve inkar edilemeyecek kadar çoktur. Kabirde ruhlar, diri kimselerin yaptıklarını ve söylediklerini işitirler. Kuran-ı kerim okumak, sadaka vermek ve hatta bütün ibadetlerimizin sevaplarını, ölülerin ruhlarına göndermek, onlara fayda vermekte, azaplarının hafifletilmesine veya kaldırılmasına sebep olmaktadır. Bunların hepsine inanmak, Ehl-i Sünnet itikadında olmanın alametlerindendir.
Buraya kadar kısaca bildirdiğimiz Ehl-i sünnet itikadını daha geniş öğrenmek isteyenler, İslam alimlerinin gözbebeği büyük Velî, Mevlana Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin farisi (İtikadnâme) kitabını okusunlar. Çok faydalı, pek nefis bir eser olup feyiz ve bereketleri, iki cihan saadeti için yeterlidir.
Tavsiye kitap –> İtikadname kitabı