Sual: İbrahim aleyhisselam ne zaman yaşamıştır? Kavmini nasıl imana davet etmiştir?
Cevap: Mukaddes kitaplar, tarihi vesikalar ve günümüze kadar gelmiş olan eserler incelenirse, (Tek Allah)a imanı emreden din yani İslamiyet, Âdem aleyhisselâm zamanından beri vardı. İnsanlar dünyaya geldikten sonra, Âdem aleyhisselâmdan İbrahim aleyhisselâma kadar geçen zaman içinde, birçok Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” gelmişse de, bunlara büyük kitaplar gönderilmemişti. Allahü teâlâ bunlara küçük (Suhuf) lar [risaleler] göndermişti. Meşhur 100 suhuftan 10’u İbrahim aleyhisselâma gönderilmiştir. Tarihçilere göre, İbrahim “aleyhissalatü vesselâm” milattan 2122 sene evvel Fırat ile Dicle arasında bulunan bir kasabada doğmuş ve bir rivayete göre de, 175 sene yaşadıktan sonra, Kudüs civarında (Halîlürrahman) kasabasında vefât etmiştir. Marston adlı yazarın yayınladığı, (Lâ Bible a dit vrai = Mukaddes kitap doğruyu söylüyor) ismindeki kitabın anlattığına göre, son zamanlarda, bu yerlerde, İbrahim aleyhisselâma ait pekçok eşya bulunmuş ve Onun mezkür zamanlarda yaşadığı katî olarak meydana çıkmıştır.
İbrahim aleyhisselâmın üvey babası (Azer)dir. Hakiki babası olan Taruh, İbrahim aleyhisselâm henüz çocuk iken vefât etmiş idi. Azer, put yapan bir sanatkar idi. İbrahim aleyhisselâm daha çocuk iken, putlara ibâdet edilemeyeceğini anlamış, üvey babasının yaptığı putları parçalamış ve bulundukları memleketin, yani Babil’in hükümdarı olan Nemrud’u imana davet etmeye başlamıştır. Nemrud, zalim ve gaddar bir hükümdardı. Bir rivayete göre Nemrud ismi, onun hakiki ismi değil, [Firavun gibi] bir ünvanı idi. Nemrud, küçük bir çocukken burnuna bir yılan yavrusu kaçmış, bu yüzden son derecede çirkinleşmişti. Babası bile onun yüzünü görmeye tahammül edememiş ve öldürmeye karar vermişti. Fakat, annesinin yalvarması üzerine, onu bir çobana teslim etmiş, çoban da, onun çirkin yüzüne bakmaya dayanamadığından, onu dağ başında bırakmış, dağda Nemrud isminde bir dişi kaplan, çocuğu emzirerek, onun yaşamasına sebep olmuştur. Nemrud ismi, bu kaplandan gelmektedir. Babası öldükten sonra, hükümdarlığa geçen Nemrud, kendisini ilah zannediyor ve bütün halkın kendisine tapmasını istiyordu. İbrahim “aleyhisselâm”, bu yüzü gülmez, azılı kâfiri hak dine davet etti. Kavmini de putlara ve Nemruda tapmaktan vazgeçirmeye çalıştı. Fakat îman etmediler. O zaman kavmi olan Keldaniler adetleri üzere senede bir gün hepsi bir yere toplanır bayram yapar ve sonra puthaneye gider, putlara secde eder, sonra da evlerine dönerlerdi. Böyle bir bayram günü, İbrahim aleyhisselâm puthaneye girip, bir balta ile bütün küçük putları kırdı. Baltayı da, en büyük putun boynuna astı ve oradan uzaklaştı. Keldaniler puthaneye girince bütün putların kırıldığını gördüler ve bunu yapanı yakalayarak cezalandırmak istediler. İbrahim aleyhisselâmı getirip, bu işi sen mi yaptın dediler. İbrahim “aleyhisselâm”, “Kendisi dururken küçük putlara tapınılmasını istemediği için, boynunda balta asılı duran büyük put yapmıştır. İnanmaz iseniz kendisine sorunuz” buyurdu. Kavmi, “Putlar konuşmaz ki sen onlara sor diyorsun” dediler. Bunun üzerine İbrahim “aleyhisselâm”, “O hâlde konuşamayan ve kendilerini kırılmaktan kurtaramayan putlara niçin ibâdet edersiniz. Size ve taptığınız putlara yazıklar olsun” diyerek kavmini putlara tapınmaktan vazgeçirmeye çalıştı ise de, bir faydası olmadı. Bu hal enbiya sûresi 52. ayeti ve devâmında beyan buyrulmuştur. Nemrud’a haber verdiler. Nemrud, İbrahim aleyhisselâmı görmek istedi. İbrahim aleyhisselâm Nemrudun yanına girince secde etmedi. Nemrud niçin secde etmediğini sorunca, “Beni yaratan Allahü teâlâdan başkasına secde etmem” buyurdu. Nemrud İbrahim aleyhisselâmın delillerine cevap veremeyip reddetti. İbrahim “aleyhisselâm”, Allahü teâlânın bir, ebedî, ezeli, her şeye hakim ve mâlik olduğunu, Nemrudun ise âciz, zayıf bir insan ve mahluk olduğunu söyledi. Buna çok kızan Nemrud, yanındaki kimselerin de teşviki ile İbrahim aleyhisselâmı ateşe atmaya karar verdi.
Kurân-ı Kerîmde İbrahim aleyhisselâmın Nemrud ile konuşmaları haber verilmiştir. Bakara sûresinin 258. âyetinde meâlen, “[Ey Habîbim] Allah, kendisine mülk, saltanat verdiği için azarak, İbrahim ile Rabbi hakkında cidal eden, tartışan kimsenin [Nemrud’un] haberini işitmedin mi? İbrahim, benim rabbim hem öldürür hem diriltir deyince, [Nemrud], ben de diriltir ve öldürürüm demişti. İbrahim, Allah güneşi şarktan getiriyor, sen de garbdan getir deyince kâfir şaşırıp kaldı. Allahü teâlâ zulüm eden kimseleri doğru yola kavuşturmaz” buyurulmuştur.
Ateşe atılması Saffat sûresinde ve Enbiyâ sûresinde bildirilmiştir. Saffat sûresinin 97. âyetinde meâlen, “Kâfirler, İbrahim için bir bina yapıp içine ateş yaktıktan sonra İbrahimi onun içine atın dediler” buyurulmuştur. Fakat, bir bina yapılıp oradan İbrahim “aleyhisselâm” ateşe atılınca, ateş bir gül bahçesi oldu. Bir rivayete göre, ateş içi balık dolu bir havuz haline geldi. Balıklar odunlardan meydana geldi. Kurân-ı Kerîmde, Enbiyâ sûresi 68, 69 ve 70. ayetlerinde meâlen, “Kâfirler, şayet bir iş yapacaksanız İbrahim’i ateşte yakınız. Böylece ilahlarınıza yardım etmiş olursunuz dediler. Biz de, Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selamet ol dedik. İbrahim’e [böyle] bir tuzak kurmak istediler. Fakat biz kendilerini daha ziyâde hüsrana düşenlerden kıldık” buyuruldu. Kurân-ı Kerîmde Nemrud ismi geçmez. Fakat, bu isim Tevratta [Kitâb-ı Mukaddesin “Eski Ahd” kısmında] vardır. Bugün, Urfa velâyetimizde (Ayn-ı Zelika) veya (Halîlürrahman) isminde 50×30 metre ebadında bir havuz vardır. Buranın İbrahim aleyhisselâmın ateşe atıldığı yer olduğu, balıkların odunlardan meydana geldiği iddia olunmakta ve kimse bu balıklara dokunmamaktadır.
İbrahim aleyhisselâm iki defa evlendi. Birinci zevcesi Sare (Sara) 70 yaşına geldiği hâlde çocuk sâhibi olamamıştı. Bunun üzerine, İbrahim “aleyhisselâm” Mısırda Firavunın hediye ettiği Hacer isminde bir cariyeyi ikinci zevce olarak aldı. Bundan İsmail aleyhisselâm doğdu. Bunun üzerine Sare, Allahü teâlâya kendisine de bir çocuk vermesi için duâ etti. Allahü teâlâ, ona da bir çocuk ihsan etti. Bu da, İshak aleyhisselâm idi. İsmail aleyhisselâm, Arapların, İshak aleyhisselâm da, İbranilerin ceddi oldu. Yani, Araplarla İbraniler [yahudiler], aynı babadan, fakat ayrı analardan gelme kardeştirler. İbrahim “aleyhisselâm” Muhammed aleyhisselâmın dedelerindendir.
İbrahime “aleyhissalatü vesselâm”, 90 yaşında peygamber olduğu bildirildi. Onun dini, Allahü teâlânın tek olduğunu bildiriyordu. Kurân-ı Kerîmde Âli-i İmrân sûresi 67. âyetinde meâlen, “İbrahim “aleyhisselâm” yahudi ve hıristiyan değildi. O Allahü teâlâya teveccüh etmiş [Hanif] ve Ona teslim olmuş bir müslüman idi” buyurulmuştur.
KAYNAK: Herkese Lâzım Olan Îmân
Tavsiye Yazı —> Yahudiler lanetlenmiş millet mi?