47- Ölünün Kendilerinden Eziyet Gördüğü Diğer Şeyler
İbn Ebi Şeybe ve Hâkim Ukbe b. Âmir es-Sahabi (radıyallahü anh) ’dan rivayet ettiklerine göre o şöyle demiştir:
Benim için kor ateşe veya keskin kılıca basıp ayağımı götürmesi ile bir mü si uman kabrinin üstüne basmak, birdir.
Yine çarşı içinde herkesin gördüğü bir tarzda kazâ-i hacet etmek ile kabirler üstünde kazâ-i hacet yapmak bana bir gelir.
İbn Mâce bunu Hüzeyfe’den, o da merfûan Rasûlüllah sallallâhû aleyhi ve sellem’den rivayet etmiştir.
İbn Ebi’d- Dünya (el-Kubûr) kitabında Süleym b. Ater’den rivayet ettiğine göre;
O bir kabristandan geçerken yüklenmiş, yani bevl ona ağır basmış. Ona (in, kaza-i hacetini yap) demişler. O demiş ki:
(Vallahi ben dirilerden utandığım gibi ölülerden de utanırım.)
Taberâni, Hâkim, İbn Mende, Umârete b. Hazm (radıyallahü anh) ’den rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir:
Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) beni, bir kabrin üstünde oturmuş olarak gördü. Bana dedi ki:
(Ey kabir arkadaşı kabrin üstünden in. Ne sen ona eziyet ver, ne de o sana eziyet versin.)
Said b. Mansûr İbn Mes’ud’dan rivayet ettiğine göre: Ondan kabir üstüne basma hükmü soruldu. Dedi ki:
(Ben hayatta iken mümine eziyet vermek istemediğim gibi münden sonra da ona eziyet vermek istemem.)
İbn Ebi Şeybe İbn Mes’ud (radıyallahü anh) ‘dan rivayet ettiğine göre demiş ki:
(Ölümünde mümine eziyet vermek hayatta ona eziyet vermek gibidir.)
İbn Mende, Kaşım b. Muhaymere’den rivayetine göre söylet demiştir:
Kabre basacağıma, kılıca basıp ayağımı uçurması bana daha kolaydır.
Kalbi uyanık bir adam bir kabre basmış. Kabirden, (ey falan bana eziyet verme) diye bir ses işitmiş. (1)