19- Yer ve Göğün Ölen Mümine Ağlaması
Tirmizi, Enes’den rivayet ettiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
(Her kişi için semada iki kapı vardır. Birinden ameli yükselir. Öbüründen rızkı iner. Mümin kişi ölünce her ikisi de onun için ağlarlar.)
İbn Cerir, İbn Abbas (radıyallahü anhüma) ‘dan rivayet edildiğine göre;
Ondan, geçen âyeti kerime hakkında:
Sema ve arz insanlar için ağlayacaklar mı? diye sorulmuş.
İbn Abbas (Evet) demiş.
Her kişinin semada iki kapısı var, birisinden ameli yükselir, öbüründen rızkı iner. Mümin kul ölünce semadaki O kapılar kapanır ve onun için ağlarlar.
Zemindeki namazgahı ve zikirgâhı da onu kaybedince zemin de onun için ağlar.
Firavun’un kavmi ise onlar için zeminde hayırlı bir şey olmayınca ve semadaki kapılarında hayırlar yükselmeyince sema ve min onlar için ağlamadı, demiştir.
İbn Cerir ve İbn Ebi’d- Dünya ve Beyhaki, Şuâb’da Şureyh b. Abid el-Hadremi’den rivayet ettiklerine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle dedi:
(Üzerinde ağlayacak bir kişisi olmayan gurbette ölenlere sema ve arz ağlar.) dedi ve geçen ayet-i kerimeyi okudu. Sonra (Onlar kâfirler için ağlamazlar,) dedi.
Saîd b. Mansûr ve Ebû Nuaym Mücahid’den rivayet ettiklerine göre
Ölen her mümin için, semâ ve zemin kırk sabah ağlarlar.
Ebû Nuaym, Ata el-Horasani’den rivayet ettiğine göre şöyle deştir:
(Allah için zeminin her hangi yerinde secde eden abidin secde ettiği yer onun için kıyamette şehâdet edecek ve ölünce üzerine ağlayacaktır.)
İbn Ebi’d- Dünya ve İbn Hatem ve Beyhaki (Şuab) da Ali b. Ebi Talib (radıyallahü anh) ’dan rivayet ettiklerine göre:
(Mümin ölünce zeminden namazgahı ve semadan amellerinin yükseldiği yer, onun için ağlar,) dedi. Sonra geçen âyeti okudu.
İbn Ebi’d- Dünya ve el-Hakim İbn Abbas’dan rivayet ettiklerine göre; .’
(Arz mümin için kırk sabah ağlar,) diye söylemiş.
İbn Ebi’d- Dünya, Süleyman b. Abdülmelik’in arkadaşı olan ….’den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:
(Mümin ölünce zeminin kıt’alan, Allah’ın falan mümin kulu öldü, diye çağrışırlar. Arz ve semâ onun için ağlarlar.)
Allah (celle celâlühü) ’nedir sizi ağlatan’ deyince arz ve sema: (Yâ Rabb! O bizde nereye varsaydı ille seni zikir ederdi) derler.
Muhammed b. Ka’b’dan şöyle rivayet edilmiştir:
Arz bazılarını sevdiği için ağlar ve bazılarına da kızdığı için ağlar.
Arz, üzerinde taatta bulunan kişi için ağlar. Masiyette bulunan kişinin de varlığından dolayı ağlar.
Saîd b. Mansûr ve İbn Ebi’d- Dünya, Muhammed b. Kays’dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiş:
(Bana ulaştı ki mümin için semâ ve arz ağlarlar. Semâ (daima ondan bana hayırlar yükselirdi) der. Arz da üzerimde daima hayır işlerdi, der.)
İbn Cerir, Dahhâk’dan şöyle rivayet etmiştir:
(Müminin ölümü için, zemindeki uğradığı yerler ağlar ve semadaki amelinin yükseldiği yer de ağlar.)
Atâ’dan şöyle rivayet edilmiştir:
(Semânın ağlaması, etraflarının kırmızılaşmasıdır)
İbn Ebi’d- Dünya, Hasan’dan aynısını rivayet etmiştir:
Semânın kırmızılaşması, mümin üzerine ağlamasıdır.(1)
Hasan radıyallahü anh’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Mümin gurbet memleketinde öldüğü zaman Allah garipliğine -merhameten ona azap vermez. Ve meleklere emreder ki Ona ağlayacak akrabasına bedel üzerine ağlayın. (Allah daha iyi bilir.) (2)
(1) Tabii cisimlerin ağlaması onlara müekkel meleklerin ağlamasıdır ki maddeten belirtileri olur. Zaten her manevi olayın bir-maddi belirtisi vardır. Nitekim, bazı büyük insanların ölümünde, kırmızı kar ve yağmur yağmıştır