Sual: Özrü reddetmenin hükmü nedir, caiz midir?
Cevap: Müslümanın özrünü reddetmek mekruhtur. Hadis-i şerifte, “Müslüman kardeşinin özrünü kabul etmemek günah olur” buyuruldu. Özrü kabul etmek ve kusurları affetmek, Allahü teâlânın sıfatlarındandır. Böyle olmayan kimseye, Allahü teâlâ gazap ve azap eder. Özürde bulunmak 3 türlü olur: Niçin yaptım? Veya şunun için yaptım. Keşke yapmasaydım demek veya yaptım, bir daha yapmam demek. Yahut yapmadım diyerek inkar etmektir. Yaptım, bir daha yapmam demek, tövbe olur. Mümin, affetmesi için özür dilemesini bekler. Münafık, ayıpların ortaya çıkmasını ister. Hadis-i şerifte, “İffet sahibi olunuz. Çirkin şeyler yapmayınız. Kadınlarınızı da, afif yapınız” ve “İffet sahibi olursanız, kadınlarınız da afif olur. Ananıza babanıza ihsan ederseniz, çocuklarınız da size ihsan eder. Din kardeşinin özrünü kabul etmeyen, kevser havzından içmiyecektir” buyuruldu. Bu hadis-i şerif, din kardeşinin kötülük yaptığını ve özrünün yalan olduğunu bilmeyen kimse içindir. Çünkü, bunun özrünü reddetmek müslümana suizan etmek olur. Yalan söylediğini bilerek özrünü kabul etmek, affolur. Affetmek, vâcip değil, müstehaptır.
Sual: İnad ve mukabere nedir? Caiz midir?
Cevap: İnad ve mükabere, hakki doğruyu işitince, kabul etmemektir. Ebû Cehil ve Ebû Talib, inat ederek, Resûlullahın “sallallâhü aleyhi ve sellem” Peygamber olduğuna inanmadılar, inkar ettiler. İnad, riyadan, hıkddan, hasetten yahut tamadan hâsıl olur. Hadis-i şerifte, “Allahü teâlânın en sevmediği kimse, hakkı kabul etmekte inat edendir” buyuruldu. Hadis-i şerifte, “Mümin vekar sahibi olur, yumuşak olur” buyuruldu. Vekar sahibi dünya işlerinde kolaylık gösterir. Din işlerinde, sarp kaya gibi olur. Bir dağ, zamanla aşınabilir. Müminin dini hiç aşınmaz.
Tavsiye Yazı –> Ahlak İlminin Faydaları Nelerdir?