Sual: Kafirlerin kullandıkları şeyler kullanılabilir mi?
Cevap: İbni Âbidin “rahmetullahi teâlâ aleyh”, namazın mekruhlarını anlatırken buyuruyor ki; “Kâfirlerin yaptıkları ve kullandıkları şeyler de 2 kısımdır: Birisi, adet olarak, yani her kavmin, her memleketin adeti olarak yaptıkları şeylerdir. Bunlardan, haram olmayıp, insanlara faydalı olanları yapmak ve kâfirlere benzemeyi düşünmeyerek kullanmak hiç günah değildir. [Pantalon, fes ve çeşitli ayakkabı, çatal, kaşık kullanmak, yemeği masada yemek ve herkesin önüne tabaklar içinde koymak ve ekmeyi bıçak ile dilimlere ayırmak ve çeşitli eşya ve aletleri kullanmak, hep adete bağlı şeyler olup mubahtırlar. Bunları kullanmak, bidat olmaz, günah olmaz.] Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem” papazların kullandığı ayakkabıyı kullanmıştır”.
Bunlardan, faydalı olmayanları ve çirkin ve mezmum olanları kullanmak ve yapmak haram olur. Fakat, 2 müslüman bunları kullanınca (Adet-i İslam) olur ve 3. kullanan müslümana haram olmaz. 1. ve 2. müslüman günahkar olursa da, başkaları olmaz.
Kamusü’l-alam’da, Timurtaş paşada diyor ki “Osmanlı sancağının rengini ve [bugünkü ay-yıldızlı Türk bayrağının] şeklini tayin eden ve o zamana kadar beyaz olan fesi kırmızıya boyayan, Timurtaş paşadır”. Abbasi devletinin bayrağı siyah idi. Halife Memun zamanında yeşile çevrildi. Görülüyor ki fes macarlardan alınmamıştır. Türk yapısıdır.
Birgivi Vasiyetnamesi’nde diyor ki “Kâfirlerin kullandıkları şeylerin 2. kısmı, ibâdet olarak yaptıkları ve kâfirlik alâmeti olan ve İslamiyeti inkâr etmek ve inanmamak alâmeti olan ve tahkir etmemiz vâcib olan şeylerdir ki bunları yapan ve kullanan kâfir olur. Bunlar, ölümle veya bir uzvun kesilmesi ile veya bunlara sebep olan, şiddetli dayak, hapis, bütün malını almak ile tehdid edilmedikçe kullanılamaz. Bunlardan meşhur olanlarını bilmeyerek veya şaka olarak veya herkesi güldürmek için yapan da, kâfir olur. Mesela, papazların ibâdetlerine mahsus şeyi kullanmak küfür olur. Buna (Küfür-i hükmi) denir.”
Onlara mahsus olan şeyleri kullanmanın küfür olduğu, İslam âlimlerinin temel kitaplarında yazılıdır. İbni Âbidin “rahmetullahi teâlâ aleyh” 5. cilt, 481. sayfayı okuyunuz! Din düşmanları, müslümanları aldatmak için, kâfirlerin adetlerini, bayramlarını, müslüman adeti, müslümanların mübarek günü diyerek, bunların gavurluk ve kâfirlik olduğunu örtmeye uğraşıyorlar. Büyük Kostantin’in hristiyanlık dinine karıştırdığı Noel gecesini ve Cemşid’in ortaya çıkardığı Nevruz günü mecusi bayrâmını, milli bayram olarak tanıtıyorlar. Müslümanların bu günlerde bayram yapmalarını istiyorlar. Genç ve saf müslümanlar bunlara aldanmamalıdır. Güvendikleri halis müslümanlara, namaz kılan akrabalarına, dinini bilen baba dostlarına sorup öğrenmelidir. Bugün bütün dünyada, gerek imanı ve küfrü tanımakta, gerekse ibâdetleri doğru yapmakta, cahillik özür değildir. Meşhur olan din bilgilerini bilmediği için aldanan, Cehennemden kurtulamayacaktır. Allahü teâlâ, bugün, dinini dünyanın her tarafına duyurmuş, imanı, helali, haramı, farzları, güzel ahlakı öğrenmek pek kolaylaşmıştır. Bunları, lüzumu kadar öğrenmek farzdır. Öğrenmeyip câhil kalan farzı terketmiş olur. Öğrenmeye lüzum görmeyen, ehemmiyet vermeyen kâfir olur.
Tavsiye Yazı –> Kafirlerin bayramını kutlamak caiz mi?