Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının II. cildinin 37. mektubudur.
Bir günlük yiyeceği olmayanın, bunu istemesi caiz olduğuna fetva verilmiştir. Takva ve azimet ise, hiç istememektir. Ölüm ve hastalık tehlikesi gibi zaruret halinde, mubah olur. Elbisesi olmayanın, bu şartlarda, giyecek istemesi mubah olur. Çalışıp kazanabilen kimsenin dilenmesi caiz değildir. Din bilgilerine çalışıp da, kazanmaya vakit bulamayanın, istemesi caiz olur. Yazı yazarak kazanabilenin istemesi caiz değildir. Mişkat şerhinde diyor ki “çalışamayan hastanın, bir günlük yiyecek dilenmesi caizdir. Fazlası caiz değildir. Nâfile namaz ve nâfile oruç sebebi ile çalışmaya vakit bulamayanın zekat ve sadaka istemesi caiz değildir. Bu kimse için, başkasının sadaka istemesi caiz olur.”
Sadaka istemekte 3 zarar vardır. Allahü teâlânın, nimeti az gönderdiğini haber vermektir ki haramdır. Kendini zelil etmektir. Müminin Allahtan başkasına boyun bükmesi caiz değildir. İstenilen kimseye de eziyet etmektir. Zaruret olmadıkça, bu da haramdır. Bunun için, takva sahipleri, kimseden bir şey istememişlerdir. Bişr-i Hafi, Sırr-i Sekati’den başka kimseden bir şey istemezdi. “Onun mal verince, sevineceğini biliyorum, onu sevindirmek için istiyorum” derdi. Bişr buyurdu ki “3 nev’ (çeşit) fakir vardır: İstemez, verince de almaz. Bunlar, İlliyinde melekler iledirler. İstemez, verince alır. Bunlar, Cennetlerde mukarreblerledir. İhtiyacı olunca ister. Bunlar, sadıklar olup Ashâb-ı yemin iledirler.”
Netice olarak deriz ki zaruret olmadan dilenmek haramdır ve çirkindir. Zaruret ve ihtiyaç halinde mubah olur. Lakin, derecenin azalmasına sebep olur. Ölüm halinde vâcip olur. İstemeyip ölürse, günaha girerek ölür. Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem”, hazret-i Ömer’e hediye gönderdi. Ömer “radıyallâhu anh”, almayıp geri gönderdi. Karşılaştıkları vakit, “Niçin almadın?” buyurdu. Ya Resûlallah, “En hayırlınız, kimseden bir şey almayandır” buyurmuştunuz. “O sözüm, isteyip de almak içindi. İstemeden gelen şey, Allahü teâlânın gönderdiği rızıktır” buyurdu. Ömer, cevap vererek, “Allahü teâlâya yemin ederim ki kimseden bir şey istemeyeceğim ve istemeden gelen her şeyi alacağım” dedi. Bir hadis-i şerifte, “Aç olan veya bir şeye muhtaç olan, kimseden istemeyip, Allahü teâlâdan beklerse, Allahü teâlâ, ona bir senelik rızk kapıları açar” buyuruldu.
Benzer Yazıları Okumak İçin Tıklayınız