Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 168. mektubudur.
Allahü teâlânın feyiz göndermesinde, kesinti, durmak yoktur. Feyizleri, bereketleri, nurları, devamlı olarak göndermektedir. [Maddi hayat için lazım olan kudreti, enerjiyi, güneşten gönderiyor. Manevi hayata lazım olan feyizleri, Muhammed aleyhisselâmın mübarek kalbinden göndermektedir. Feyizler, Allah adamlarının kalplerine gelmekte, bunlardan yayılmaktadır. Bunların kafosforessan lpleri, hassası bulunan cisim gibidir.] Kalplerinden yayılan feyizler, her müslümana istidadı, kabiliyeti kadar gelir. Bazılarına da hiç gelmez. Mesela, insanın aynalarda görünmesi, aynaların parlaklığına göre değişir. Saf olmayan aynada hiç görünmez. Zuhurun tam ve noksan olmasına sebep aynadır. Görünen insanın tesiri yoktur. [İnsan, gelen feyizlerden, üstadına olan ihlası ve sevgisi kadar alır. Hepsini almak, nadirdir.]