Bu Mektup büyük İslam alimi, II. bin senenin müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârukî’nin oğlu Muhammed Mâ’sûm “rahime-hullahü teâlâ”nın, 3 cilt olan, fârisî (Mektûbât) kitabının III. cildinin 252. mektubudur.
Veliden her an yayılan feyiz, nur, herkese istidadı kadar gelir. İstidad, Ehl-i sünnet itikadında olmak, bidatlardan sakınmak ve ahkâm-ı İslamiyeye uymaktır. İstidadı çok olana çok feyiz gelir. Gelen feyizlerden, ihlası ve muhabbeti kadar feyiz alır.
[Dört mezhep imamına ve bunların yetiştirdikleri, ictihad derecesindeki yüksek âlimlere Ehl-i sünnet alimi ve bu âlimlerin bildirdikleri iman bilgilerine Ehl-i sünnet itikadı denir. Ehl-i sünnet itikadında olan diğer mezhepler de vardı. Fakat, bunların fıkıh kitapları, şimdi mevcut değildir. Üç türlü imam vardır: Cami imamı, mezhep imamı, bütün müslümanların imamı. Buna Emir-ül-müminin de denir. Bugün bu imam yoktur. Bugün müslümanların çeşitli devletleri, hükümetleri vardır. Müslümanın, bulunduğu memleketin hükümetine, devletine, Almanya, Fransa gibi, kâfir hükümet olsalar da, isyan etmemesi, kanunlara karşı gelmemesi, bölücülük yapmaması, vergilerini vermesi lazımdır. Kâfir memleketinde dahi, kimsenin malına, canına saldırmaması, herkese iyilik etmesi lazımdır. Rahatı, huzuru bozmak, fitne çıkarmak haramdır. Yalan, iftira, hile hiyanet yapanlara karışmamalıdır. Allahü teâlâ, (ihsan sahiplerini severim) buyuruyor. Kimseye zarar vermeyeni, hep iyilik yapanı, Allah da sever, herkes de sever.]