HANEFÎ MEZHEBİNDE MES’ELELERİN DERECELERİ VE ZÂHİR-ÜR-RİVÂYE KİTÂBLARI
Hanefî mezhebi müctehidlerinin bildirdiği meseleler üç tabaka [derece] üzeredir.
Birinci tabaka: (Usûl haberleri) olup, bunlara (zâhir haberler) de denir. Bunlar hanefî mezhebinin kurucusu olan imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’den ve talebeleri, imâm-ı Ebû Yûsüf ve imâm-ı Muhammed’den “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în” gelen haberlerdir. İmâm-ı Züfer, Hasen bin Ziyâd ile İmâm-ı a’zamdan ilim alan diğer talebelerinden de gelen haberler de zâhir haberlere dâhildir. Fakat zâhir haberler dahâ çok imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe, imâm-ı Ebû Yûsüf ve imâm-ı Muhammed’in kavilleridir. Zâhir-ür-rivâye kitâbları imâm-ı Muhammedin “aleyhirrahme” 6 kitâbıdır. Bunlar, (El-Mebsût), (Ez-ziyâdât), (El-Câmi’us sagîr), (Es-Siyerüs sagîr), (El-câmi’ul kebîr), (Es-siyerül kebîr) kitâblarıdır. Bu kitâbları imâm-ı Muhammed’den güvenilir kimseler getirdiği için “Zâhir haberler” denilmiştir. Zâhir haberler, imâm-ı Muhammed hazretlerinden yâ mütevâtir olarak, yâhud da meşhûr olarak nakledilmiştir.
İkinci tabaka: (Nevâdir haberleri) olup, yine bu imâmlardan gelen haberlerdir. Fakat bu haberler, o 6 kitâpta bulunmayıp, yâ imâm-ı Muhammed “rahimehullah” hazretlerinin, (El-kîsâniyyât), (El-Hârûniyyât), (El-Cürcâniyyât), (Er-rukiyyât) adındaki başka kitâpları ile bildirilmiştir. Bu 4 kitâp, yukarıdaki 6 kitâp gibi, açıkca ve sağlam gelmiş olmadığından, bu haberlere “zâhir olmayan haberler” de denir. Yâhud başkalarının kitâpları ile bildirilmişlerdir. Meselâ, İmâm-ı a’zamın talebesinden Hasen bin Ziyâd’ın (Muharrer) adındaki kitâbı ve imâm-ı Ebû Yûsüf’ün (Emâlî) adındaki kitâbı ile bildirilmişlerdir. Yâhud bu haberler, İbni Semâa’ ve Mu’allâ bin Mansûr ve diğer âlimlerin rivâyetleri gibi münferid rivâyetler kâbilindendir.
Üçüncü tabaka: (Vâkıât haberleri) olup, hanefî mezhebinin üç imâmından, yanî İmâm-ı a’zam, imâm-ı Ebû Yûsüf ve imâm-ı Muhammed’den “rahimehümullah” bildirilmiş olmayıp, bunların talebelerinin ve talebesi talebelerinin ictihâd ettikleri meselelerdir. Bu talebelerin meşhûrları; İsâm bin Yûsüf, İbni Rüstem, Muhammed bin Semâa’, Ebû Süleymân Cürcânî, Ebû Hafs Buhârî hazretleridir.
Bu zâtların talebelerinden bazıları ise, Muhammed bin Seleme, Muhammed bin Mukâtil, Nasîr bin Yahyâ, Ebû Nasr Kâsım bin Selâm gibi âlimlerdir. Bu âlimlerin bildirdikleri vâkıât denilen haberleri ilk toplayan Ebulleys-i Semerkandî “rahimehullah” olup, (Nevâzil) kitâbını yazmıştır. Sonra fıkıh âlimleri başka kitâblar da yazmışlardır. Nâtıfî’nin (Mecmû-un-nevâzil ve’l-vâkıât), Sadru’ş-şehîd’in (Vâkıât) kitâbları böyledir. Dahâ sonra gelen fıkıh âlimleri vâkıât haberlerini karışık olarak, ayırmadan bildirmişlerdir. (Fetevâ-i Kâdihân) ve (Hulâsâ) kitâblarındaki ve benzerlerindeki haberler gibi. Sonra gelen âlimlerden bazıları ise, vâkıât haberlerini birbirinden ayırmışlardır. Radıyyüddîn Serahsînin (Muhît) kitâbı böyledir. Bu kitâbda önce zâhir haberler, sonra nâdir haberler ve sonra da fetvâlar bildirilmişdir.
Erbâb-ı fâdıl ve kemâlin ma’lûmu olduğu üzere, usûl, yanî zâhir haberlerini ilk toplayan Hâkim şehîd (Muhammed)dir. Bunun (Kitâb-ı kâfî) ismi ile bilinen kitâbı meşhûr olup, bu kitâbın, fıkıh âlimlerince çok şerhleri yapılmıştır.