2. BÖLÜM
Nakşibendiyye silsilesi
Hocamız hazret-i Mazher-i Cân-ı Cânân, Nakşibendiyye yolunu, hazret-i Seyyid Nûr Muhammed Bedevânî’den “rahmetullahi aleyh” aldı. O da hazret-i Şeyh Seyfeddîn’den, o hazret-i Hâfız Muhammed Muhsîn’den feyz aldı. Bu zât da Urvetü’l-vüskâ Muhammed Ma’sûm’dan, bu da imâm-ı tarîkat Müceddid-i elf-i sânî Şeyh Ahmed Fârûkî Serhendî hazretlerinden, o ise, hazret-i Hâce Muhammed Bâkîbillah’tan feyz aldı. Bâkîbillah hazretleri Mevlânâ Hâcegi Emkenegî (Türkistanlıdır)den, o, hazret-i Mevlânâ Dervîş Muhammed’den, o, Mevlânâ Muhammed Zâhid’den, o, hazret-i Hâce-i Ahrâr’dan (Türkistanlıdır), Hâce-i Ahrâr hazretleri ise, hazret-i Mevlânâ Ya’kûb Çerhî’den (Türkistanlıdır), o, Hâce Alâeddîn Attâr’dan, o da Hâce-i Hâcegân Behâeddîn Nakşibend’den, o ise, hazret-i Seyyid Emîr Gilâl’dan, o, hazret-i Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsî’den (Türkistanlıdır), o, Hâce Alî Azîzân Râmitenî’den, o, Hâce Mahmûd İncirfagnevî’den (Türkistanlıdır), o, hazret-i Mevlânâ Ârif Rîvegerî’den (Türkistanlıdır), o, Hâce-i cihân hazret-i Abdülhâlık Goncdüvânî’den (Türkistanlıdır), o, Hâce Yûsüf Hemedânî’den, o, Hâce Ebû Alî Farmedî’den (Fârislidir), o, Hâce Ebûl-Hasen Harkânî’den, o, Hâce Bâyezîd-i Bistâmî’den (Fârislidir), o ise, İmâm hümâm hazret-i İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’tan “radıyallahü teâlâ anh”, o da, İmâm-ı Kâsım bin Muhammed bin Ebî Bekr Sıddîk’tan “radıyallahü teâlâ anh”, o ise, Resûlullahın eshâbından olan Selmân-ı Fârisî’den “radıyallahü teâlâ anh”, o da Resûlullahın sohbetiyle mümtâz olan hazret-i Emîrü’l-mü’minîn Ebû Bekr Sıddîk’tan “radıyallahü anh”, hazret-i Ebû Bekr ise, rahmetenlilâlemîn Şefîûl müznibîn Muhammed Resûlullah’dan “sallallahü aleyhi ve sellem” feyz aldı.
Diğer bir nisbet de, hazret-i İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık vâsıtasıyla hazret-i İmâm-ı Muhammed Bâkır’a “radıyallahü anh” ulaşır. Onun nisbeti İmâm-ı Zeynel’âbidîn’e “radıyallahü anh”, onun nisbeti, İmâm-ı hümâm Seyyidişşühedâ İmâm-ı Hüseyn’e “radıyallahü anh”, onun nisbeti İmâm-ı Hasen-i Müctebâ’ya “radıyallahü anh”, onun nisbeti Emîrü’l-mü’minîn Alî Mürtazâ’ya “kerremallahu vecheh”, onun nisbeti Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” ulaşır. Bu nisbet, bu yolda Ehl-i Beyt imâmlarının bulunması sebebiyle silsiletüz-zeheb (Altın silsile) diye meşhûrdur.
Yine Hâce Ebû Alî Farmedî’nin intisâbı da Hâce Ebûl-Kâsım Gürgânî hazretlerinedir. Onun nisbeti, Hâce Ebû Osmân Mağribî’ye, onun nisbeti Seyyidü’t-tâife Hâce Cüneyd-i Bağdâdî’ye, onun nisbeti, Hâce Sırrı Sekâtî’ye, onun nisbeti, Hâce Ma’rûf-i Kerhî’ye, onun nisbeti, İmâm-ı Alî Rızâ’ya “radıyallahü anh”, onun nisbeti, İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık’a ulaşır. Ca’fer-i Sâdık’tan da Resûlullaha “sallallahü aleyhi ve sellem” meşhûr silsile ile ulaşır.
Hâce Ma’rûf-i Kerhî de Hâce Dâvüd-i Tâî’den feyz almıştır. O da Hâce Habîb-i Acemî’den, o, Hâce Hasen-i Basrî’den, o, Emîrü’l-Mü’minîn hazret-i Alî Mürtezâ’dan “radıyallahü anh”, o da, Resûlullahdan “sallallahu aleyhi ve sellem” feyz almıştır.