Ma’lûm oldu ki, zâhirî dindârlığınızdan dolayı hacca gitmek istiyorsunuz. Bâtın nisbetiniz ise uzak görünmektedir. Zîrâ farz olmadığı hâlde, anne ve babanızın haklarına riâyet edip, o kadar gam ve eleme mübtelâ olan hanım hakkını zâyi etmeyi tercîh etmek, bir müstehabı yapmak için büyük günâh işlemek, sizin gibi kâmillere lâyık değildir. Zamânın sıkıntı ve eziyetlerine sabredip, yüksek makâm sâhibleri gibi kazâya rızâ göstermelisiniz. Bu düşünceyi, farz olmadığı hâlde gönlünüzden çıkarınız. Yoksa fakîri çok üzersiniz. Hak sâhibi dervîşlere sıkıntı vermek, onları üzmek iyi değildir. Haktan başkasının muhabbetinin zemmine dâir yazılması gerekeni siz yazmışsınız. Fakîrin tekrâr yazmasına gerek yok. Allahü teâlâya dönmeli. Zîrâ âhirette faydasından başka, dünyâdaki râhat da bundandır, vesselâm.
Beyt:
Hiçbir nasîb, sıkıntısız ve tuzaksız değildir,
Hakkın halvetgâhından başkasında râhat yoktur.
Fakat taziye husûsunu soruyorsunuz. Üzüntülü vakitte taziyede bulunmak, vefât edenin iyiliklerini hâtırlatdığı, dolayısıyla gammı ve üzüntüyü tâzeleyeceği için, taziye yapmayı geciktirdim. Merhûmeye teveccüh ettiğimden, fazlı ve kerem-i ilâhî beni kapladı. Hatimler de yaptım. Gönlünüzü toparlayınız. Onun için ne kadar mümkün olursa, kelime-i tehlîl okuyunuz. Bâtın terakkîlerine şükürle alâkalı yazdıklarınız yerindedir. Fakîr şunu da bildirmek isterim. Hergün sabâh halkasında önce size teveccüh ediyorum. Hakkınızda nübüvvet kemâlâtı görünüyor. Bu sizin istidâdınızın iyiliğindendir. Vakitlerinizi tâatlere göre taksîm etmeye ve dostlara teveccühe ehemmiyyet veriniz. İnşâallah peşipeşine fütûhât-ı manevî, açılmalar hâsıl olur. Mektûplaşamama özrünü beyân eden mektûbunuz geldi. Özrünüz kabûl edildi, afv edildiniz. Bu pervâsızlıklar, ihlâsa ihtimâmsızlığı gösteriyor. Havsala bunu almıyor. Bundan sonra uyanık olunuz. İki cihânın fütûhâtının, dergâhtan olduğundan ümidvâr olunuz. Vesselâm.