Sual: Musa Carullah Bigiyef (Yalan yere hadisler uydurulmuştur. Mevdu hadislerin çokluğu meydandadır) diyor. Yine pek çok ilahiyatçı bu ezberi tekrarlıyor. Buna ne cevap vermek lazım?
Cevap: Akla, tecrübeye değil de, yalnız nakle ve rivayete dayanan hadis ilmine dil uzatmak kadar haksız bir iş olamaz. Acaba, böyle söyleyen reformcu, kaç hadis bilmektedir? Senetleriyle birlikte bir hadis-i şerifi okuyabilir mi? Mevdu hadis diye bir şey işitmiş. İslamın büyük âlimleri, hadis ilminde binlerce kitap yazdıkları gibi, sahih hadisler arasından mevdularını bulup çıkarmayı öğreten kitaplar da yazmışlardır. Eğer onlar bu kitapları yazmasalardı, reformcunun mevdu hadis isminden bile haberi olmayacaktı. Hadis âlimleri, Resûlullahın söylediği açıkça belli olmayan bir söze, ne kadar iyi ve faydalı olsa da, hadis denilmesini çok sıkı yasak etmişlerdir. Evet, hadis uydurmak gibi pek tehlikeli bir yalancılığa kalkışan kimseler olmuştur. Fakat, İslam âlimleri, yorulmadan, yılmadan çalışarak böyle sözleri aramışlar, bulmuşlar, kitaplardan çıkarmışlardır. İslam âlimlerinin öyle sürekli çalışmaları olmasaydı, bu din cahili reformcular acaba bir tane mevdu hadis ayırabilirler mi idi? Yüzbinlerce hadis-i şerifleri bütün ravileriyle birlikte tanımak ve her birinin doğruluğunu tartmak gibi çok ince ve pek güç çalışmaları İslam âlimleri başarmıştır. Reformcu ise, hadis uyduranlarla, uydurma hadisleri yakalayıp atanları birbirine karıştırmakta, hepsine birden atıp tutmakla, zihinleri bulandırmakta, hadis-i şeriflere olan itimadı, güveni sarsmaya çalışmaktadır. Hadis uyduranların zararı, reformcuların yaygaralarının zararı kadar büyük olmadı. Hadis uydurmanın fenalıklarını ileri sürerek, Osmanlıların çökmesini buna bağlamak, böylece Osmanlıların çökmesine İslamiyet sebep oldu demek kadar haksız bir iftira düşünülemez.
Sual: Musa Carullah Bigiyef, (Şahsi ihtiraslar ve siyasi çatışmalarla daha başlangıçta kaynakları bulanmış olan din, sonraları Abbasiler zamanında oyuncağa çevrilmiş iken, Osmanlı devleti kuruldu) diyor. Buna ne cevap vermek lazım?
Cevap: Zavallı Osmanlılar ne fenâ zamana rastlamışlar! Dinin kaynakları o kadar bulanmış ise, bugün dinde reformlar hangi temel üzerinde yapılacak? Hadis-i şeriflerin hemen hepsini şüphe altına alıyorlar. Reformcular Kur’ân-ı Kerîm için acaba ne diyecekler? O menba da bulanık mı? Musa Carullah daha önce, ahlakı düzeltmek için din lazımdır demişti. Menbaları bulanmış ve oyuncağa çevrilmiş olan din mi bunu yapacak? Sözleri birbirini tutmuyor. Koca reformcu Musa Carullah da, kelam, fıkıh bilgilerine çatıyordu. İslam âlimlerinin işi gücü bırakarak, Yunan felsefesi ile uğraştıklarını yeriyordu. O zaman Yunan felsefesi Arapçaya tercüme edilince, bir yenilik, ilericilik olarak İslam memleketlerine yayılmıştı. Çok kimsenin akıllarını, bilgilerini bulandırmıştı. Kelam âlimleri, zamanlarında ehemmiyet kazanan o yeni fikirleri birer birer inceleyerek cevaplandırdılar. Böylece, Ehl-i sünnet itikadını sarsılmaktan korudular. Bugün de, ilmin, fennin, yeni buluşların, İslam inançlarına bağlılığı bulunan yerlerini incelemek, cevaplandırmak, din adamlarımızın şerefli bir vazifesidir. Dinde reformcular, bugün bu ihtiyacı anlıyorlar, istiyorlar da, eski âlimleri, zamanlarındaki vazifeyi yaptıkları için, niçin lekelemeye kalkışıyorlar? Demek ki bir ilme, bir temele dayanmadan, körü körüne, İslam âlimlerini küçültmek çabasındadırlar. Bugün, din bilgileri, yeni buluşlara, bilişlere uydurulmuyor. Büyük bir suç oluyor diyorlar. Eski âlimler, dini, zamanlarının felsefesi ile yeni buluşları ile karıştırmışlar. O da suç diyorlar. Görülüyor ki din adamlarının her yaptıkları, reformculara göre suç olmaktadır.
Tavsiye Yazı –> Sünneti İnkar Edenlere Ne Cevap Verilir?
Tavsiye Yazı –> Mevdu Hadis nedir?