Sual: Yorgunluk nedir?

Cevap: Zararlı maddeler, mikrop, toksin, virüs, zehirli gazlar gibi, vücudumuze yalnız haricden gelenler değildir. Adalelerimiz hareket ederken, vücudumüzün derinliklerinde zehirli madde hâsıl olur. Yorgunluk hissini yapan bu zehir, süt asidi dediğimiz alfa oksi propiyonik asittir. Yorgun bir adalede teşekkül etmiş olan bu asit dışarı çıkarılırsa, adale eski faal hâlini alır. Yorulan bir uzuvda diğer maddeler de teşekkül edip, kan ile her tarafa ve bilhassa dimağa girerek yorar. Şu hâlde yorgunluk, süt asidi ve diğer toksinlerle kanın zehirlenmesinden ibarettir. Bir köpek kuvvetten düşerek yatıp uyuyuncıya kadar çalıştırılır ve uyuyunca bundan kan alınarak, rahat ve keyifli bir köpeğe verilirse, bunun yorularak uyuduğu görülmekte ve bunun aksi de vuku bulmaktadır. Yorgun ve yıpranmış bir insana, rahat bir insanın kanı verilerek, faal bir hâle getirilmektedir. Fakat, yarının insanına verilerek bunu yorgunluktan ve uykudan devamlı kurtaracak, bütün ömrünü faaliyet ve rahatlıkla geçirmesine yarıyacak bir antitoksin bulunacağı zannedilmemelidir. Zira yorgunluk, yalnız bir kimyâ hadisesi değil, diğer bütün vücut hadiseleri gibi, insanların anlayamadığı, mübhem bir hayat hadisesidir. Yorgunluğu gidermek, çalışmaktan meydana gelen zehirleri temizlemekle beraber, hücreleri dinlendirmek de demektir.

Bir otomobil, ancak yakma tertibatının, gazı patlatması ile hareket ettiği gibi, adale motorlarımız da, dimağımızın sinir cereyanını vermesi ile hareket eder. Her adale parçası, bir tel, bir sinir ile dimağa bağlıdır. Yalnız hareket için, adaleleri dimağımıza bağlayan milyonlarca sinir olup bunların milyarlarca ince kolları mevcuttur. Amerika’daki vahşilerin oklarının ucuna sürdükleri Kürar [Curare] ismindeki zehir, bu sinirlerin uçlarını felce uğratır. Adale hareket edemez. Ağrı yapmadığından, insan zehirlendiğini anlamaz. Elini, ayağını oynatamayarak yere yıkılır veya taş gibi dikili kalır. Görür ve işitir ise de, gözünü kırpamaz, dilini oynatıp bağıramaz. Kabir azâbı da bunun gibidir. Meyyit, elem, acı duyar. Fakat, kıpırdıyamaz. Kürar, zehirlerin en fenâsıdır. En son, teneffüs adaleleri uyuşarak, zavallı ses çıkaramadan ölür. Dünyada tabiî ve suni kötülükler çoktur. Bunların en kötüsü kürardır.

Tavsiye Yazı –> Yeme-İçme Adabı Nasıldır?

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler