Sual: Dini nikah kıydırmak istiyoruz. Dini nikahın sahih olması için hangi şartların yerine gelmesi gerekir?
Cevap: Nikahın 4 mezhebe de uygun yapılmasına çalışmalıdır. Şâfiî ve Hanbeli ve Mâlikî mezheplerinde nikahın doğru olması için, 1. şart, baliğa olan kıza da velînin izin vermesi lâzımdır. Velî, lugatta, dost demektir. Akâid bilgisinde ârif-i billah demektir. Fıkıhta ise, erkek akrabadır. Velî bu üç mezhepte babadır. Baba yoksa, babanın babası ve onun babasıdır. Bunlardan sonra, erkek kardeştir. Bundan sonra, erkek kardeş oğlu, sonra onun oğludur. Sonra amca, sonra amca oğlu ve onun oğludur. Bunlar yoksa, kadı [yani Kurân-ı Kerîme göre yaşayan âdil bir hakim] velî olur. Nikahta velî, miras sırasına göredir. Ancak Şâfiî mezhebinde oğul ve onun oğlu velî olmaz. İmâm-ı Muhammed’e göre ve Hanbeli mezhebinde, babadan ve dedelerden sonra, Şeyhayna göre ise bunlardan önce oğul ve torun velî olur. Hanefide, akıl ve baliğ olan kıza velînin izin vermesi şart değildir. Baliğa kızdan, nikahtan önce izin istemek müstehaptır. İzin verilen, vekil olmuş olur. İzinsiz yapılan nikahtan sonra kızın kabul etmesi ise şarttır. Kız râzı olmazsa, nikah sahih olmaz. Kadını, kendisi veya vekili yahut velisi evlendirir. [Erkek velileri bulunmayan yetimleri, Hanefi mezhebinde, anaları tezvic edebilir.]
Nikahın 2. şartı, Hanefi mezhebinde, [fıskı belli olsa da] icap ve kabul yapılırken, akıl ve baliğ müslüman 2 erkek veya 1 erkekle 2 kadın şahit bulunmaları ve icap ile kabulü işitmeleri lâzımdır. Şâfiî ve Hanbelide, şahitlerin erkek olması ve fıskları belli olmaması şarttır. Hanefide, vekil veya velî ile birlikte ayrıca bir erkekle iki kadın da olabilir. Mâlikî mezhebinde, şahit lazım olmayıp, velînin bulunması ve nikahın ilan edilmesi, tanıdıklara bildirilmesi şarttır.
Nikahın 3. şartı, icap ve kabuldür. Yani sözleşmedir. Şâfiî ve Hanbeli mezheplerinde, 2 erkek (nikah veya zevc, zevce) kelimelerini veya bu manada olan başka kelimeleri kullanarak, sözleşme yapar. Erkeğin biri damad veya vekili, ikincisi kızın velisi veya vekilidir. Bu iki mezhepte, bakire değilse, kadının izin vermesi de şarttır.
Nimet-i İslam’da diyor ki “Hanefi mezhebinde, hür ve baliğ erkekle kadın, iki şahit yanında evlenebildikleri gibi, birinin veya ikisinin de vekilleri, bunların nikahlarını yapabilir. Vekilin müslüman, akıl ve temyiz edici olması şarttır. Baliğ ve erkek olması şart değildir. Vekil yaparken, şahite lüzum yoktur. Bunun için, zevce zevcine, (Beni her ne zaman boşarsan, beni kendine tezvice seni vekil ettim) der, zevc de kabul ederse, bir bain talak ile boşayınca, iki şahit yanında, (Boşadığım filaneyi kendime nikah ettim) derse, nikah sahih olur. [Meşhur tecdid-i îman ve tecdid-i nikah duâsını cemaat ile okumak bu hükme dayanmaktadır.] Vekil eden de bulunduğu zaman, vekil şahit yerine geçer. Kız hazır olunca, bunun velisi de, şahit yerine geçer. Bir baba, kızı yok iken, onu mehrsiz nikah etse, sonra söyleyince, kızı susarsa, sahih ve mehr-i misl lazım olur. Bir kimse iki tarafın da, velisi veya vekili yahut birine velî, ötekine vekil yahut bir taraftan asil, öte taraftan velî yahut bir taraftan asil, öte taraftan vekil olabilir. İstediğini yap denilen vekil, başkasını vekil yapabilir. Baliğ olmayan çocuğu, velilerinden yakın olanı nikahlar. Velî, asebelerdir. Asebe yoksa, ana velî olur. Vekil olmayan birinin [mesela baliğ erkek veya kızın velilerinden birinin veya yabancının] yaptığı nikahı, asil olan işitince reddetmezse, sahih olur. Çocuk baliğ olunca, baba ve dededen başka velilerin yaptıkları nikahı reddedebilir”.
Hanefide, tezvic ve nikah kelimelerini söylemek şart değildir. Hibe, hediye ettim, verdim, sadaka ettim, sattım, satın aldım sözleri ile de nikah sahih olur. Yalnız, konuşan iki kişinin de filleri mâzî, yani …..dım (geçmiş zaman) olarak söylemesi lâzımdır. Birisi emir, öteki mâzî şeklinde söyleyince de olur. Velî, baliğa olmamış küçük kızı, izini olmadan küfvüne nikah edebilir. Öteki üç mezhepte ise, yalnız, baba bakire olan baliğa kızını da nikah edebilir. Küçük olması şart değildir.
Mîzanü’l-Kübrâ’da diyor ki “Şâfiî ve Hanbelide, nikahın sahih olması için velînin bulunması şarttır. Kadın velî olmaz. Hanefide, kadın velisiz evlenebilir ve kendine birini vekil yapabilir. Fakat küfvünden başkasına varırsa, velisi mâni olabilir. Malikide, kadın eşraftan ise ve zengin ise, velînin bulunması şarttır. Böyle değil ise, kadını vekili evlendirebilir. Şâfiîde ve Hanbelide, fasık velî olamaz. Hanefide ve Malikide olur. Şâfiîde, yakın velî, sefer uzaklığında ise, uzak velî evlendirir. Diğer üç mezhepte, evlendiremez. Hanefide ve Malikide, yakın velînin gittiği yer bilinmiyorsa, kızı birâderi evlendirir. Şâfiîde evlendiremez. Şâfiîde, baba ve dede, bakire kızı, zor ile tezvic edebilir. Malikide ve Hanbelide ced evlendirebilir ise de zorlayamaz. Hanefide baliğa kızı rızası olmadan kimse evlendiremez. 3 mezhepte, küçük kızı babasından başkası evlendiremez. Hanefide ise, her asebesi evlendirebilir ise de, baliğa olunca, reddedebilir. Hanefide ve Malikide, velisi kızı kendine nikah edebilir. Hanbelide, velî kendi vekili vasıtası ile yapabilir. Şâfiîde, vekil ile de yapamaz. 3 mezhepte kadın ve velileri râzı olunca, küfvün gayrısı ile evlenebilir. Hanbelide ise evlenemez. Şâfiîde ve Malikide bir velî, kadını arzusu ile küfvünün gayrısına veremez. Hanefide verebilir.
Şâfiîde, küfv, nesebde, sanatta, dinde, ayıpsız olmakta ve hürriyette şarttır. Malikide küfv yalnız dinde olur. Hanefide dinde, nesebde ve malda olur. Bütün mezheplerde, erkeğin müslüman olması, kızın müşrik olmaması birinci şarttır. Hanefide, küfvüne varmayan kadını velileri ayırabilir. Diğer üç mezhepte veliler buna râzı olmazlarsa, nikah zaten sahih olmaz. Malikide, mehr-i mislden az mehr ile küfvüne talib olan kadına velileri mâni olabilir. Diğer imamlara göre mâni olamaz. Üç mezhepte, uzak velînin, yakın velî yanında nikah yapması sahih olmaz. Malikide ise, yalnız baba yanında bakirenin nikahını yapmaları sahih olmaz.
Erkek, filanca kadın zevcemdir der, kadın da tasdik ederse, 3 mezhebe göre kabul edilir. Malikide ise, nikahları Sâbit olmaz.
3 mezhepte şahitsiz nikah sahih olmaz. Şahit ile yapılınca, gizli tutulmaları câiz olur. Malikide, sahih olur ise de, tanıdıklara duyurmak lâzımdır. Şâfiîde ve Hanbelide 2 şahidin âdil erkek olmaları lâzımdır. Hanefide bir erkekle iki kadın fasıkın şahitlikleri ile sahih olur. 3 mezhepte, müslüman erkekle zimminin nikahında iki şahitin müslüman olmaları lâzımdır. Hanefide, ikisi de zimmi olabilir. Nikahta, 2 tarafın konuşmaları sünnettir. Şâfiîde ve Hanbelide, tezvic veya nikah kelimelerini söylemek şarttır. Hanefide temliki bildiren her kelimeyi söylemekle sahih olur. Maliki de, hanefi gibi ise de, mehri de söylemek lâzımdır.
Kızımı filana tezvic ettim derse, o da, işitince, nikahı kabul ettim derse, bütün âlimlere göre sahih olmaz. Ebû Yusufa “rahmetullâhi aleyh” göre sahih olur.
Şâfiîde, kızımı sana tezvic ettim derse, o da kabul ettim derse, (Nikahını) veya (tezvicini) kabul ettim demese, sahih olmaz. Hanefide ve Hanbelide ve İmâm-ı Şâfiînin “rahmetullâhi aleyh” diğer kavlinde sahih olur.
3 mezhep imamı “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”, kitaplı kâfiri velisinden almak câizdir dedi. Hanbelide ise, câiz değildir.
İlerde başka kadını da tezvic etmemek veya başka yere götürmemek şartı ile evlenince, üç mezhebe göre, nikah sahih olup şarta uymak lazım olmaz. Mehr-i misl lazım olur. İmâm-ı Ahmed ibni Hanbel “rahmetullahi teâlâ aleyh” şarta uymak lazım olur. Uymayınca, zevce nikahı fesh edebilir dedi. Baba evlenmek isteyince, Hanefide ve Malikide, oğlu babasını evlendirmeye mecbur değildir. [Evlendirmesi iyi olur.] Şâfiîde ve Hanbelide, lâzımdır.
Erkek vatyden âciz ise, Hanefide kadın nikahı fesh için husumet hakkına mâlik olur. Diğer 3 mezhepte ise, her ayıp ve kusur karşısında fesh edebilir. Nikahtan sonra hâsıl olmalarında da, kadın nikahı fesh edebilir. Kadında ayıp hâsıl olursa, Hanbelide ve Şâfiînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” bir kavlinde, erkek nikahı fesh edebilir. Malikide ve Şâfiînin diğer kavlinde fesh edemez). (Mîzan)dan tercüme tamam oldu. Husumet, dava açmak demektir. Kendinde mâni bulunmayan kadın, zevcinin innin olduğunu anlarsa, nikahın feshi için, çok zaman sonra bile dava açabilir. Erkek inkâr ederse, hakim bir ebeye muayene ettirir. Zevceyi bakire bulursa, bir sene sonra tekrar muayene ettirir. Yine bakire bulunursa aralarını tefrik eder. Tam mehr ve iddet lazım olur. Bir kere cima yapınca kadının husumet hakkı kalmaz ise de, birden fazlasını terketmesi günah olur. İnnin, ihtiyarlık, tenasül hastalığı veya sihir sebebi ile cima yapamayandır. Başka bir sebep ile ayrılmak için dava açamazlar. Nikah önce bir şartın hâsıl olmasına bağlanırsa, sahih olmadığı, (İbni Âbidin’de, Haniye, Tatarhaniye, Ebülleys fetvalarında yazılıdır. “Babam râzı olmak şartı ile nikahlandım” demek böyledir. İbni Âbidin’de Muharremat faslı sonunda diyor ki “Babası mecliste hazır olup râzı oldum derse, nikahı sahih olur”. Bunun gibi, İbni Âbidin, Kitabü’l-fıkh alel-mezahibi’l-erbea ve Nimet-i İslam’da, nikah yapılmasını anlatırken diyorlar ki kadın, boşanmak benim elimde olmak üzere seninle evleniyorum der ve erkek de bunu kabul ettim derse, hem nikah sahih olur, hem de, kadının boşanması kendi elinde de olur). Zevci ve mahremi olmayan kadının sefere, mesela hacca gidebilmesi için ve Hulle için evlenecek kadının böyle şart yapmaları uygun olur. Görülüyor ki “İslam dininde boşamak yalnız erkeğin elindedir. Kadın erkeğin elinde oyuncak gibidir” gibi sözler doğru değildir. İslam dinini bilmeyenler böyle yalan ve iftirâ ederek, gençleri müslümanlıktan soğutuyorlar. Yukarıdaki yazı, nikah yapılırken, boşanmak hakkının zevceye (Tefvid) edileceğini, zevcenin de, dilediği zaman boşanabileceğini açıkça göstermektedir.
Nikah sözleşmesinde, fâsid bir şartın yapılması söylenirse, nikah sahih olup şart batıl olur. Mehr vermemek üzere seni nikah ettim derse, nikah sahih olur. Şart fâsid olup mehr-i misl lazım olur.
Tavsiye Yazı –> Nikaha Dair Sualler