Peygamberimiz, Medîne’de Mescidini yaptırdığı zaman, Mescid’in yanına, kerpiçten iki oda da, yaptırmış ve üzerlerini hurma kütüğü ve dalları ile örttürmüştü.
Hazreti Âişe’nin odasının kapısı, Mescid’e giden yola doğru idi. Hazreti Sevde için yapılan odanın kapısı da, Mescid’in üçüncü kapısı olan Al-i Osman kapısına doğru idi.
Peygamberimiz, başka zevceler alınca, sonradan, oda sayısı arttı ve bunlar da, Hazreti Âişe’nin odasıyla Kıble arasında, yani Mescid’in doğusuna düşen kısmında yapıldı. Odalarının bâzısı kerpiçten, bâzısı da, taştandı.
Bâzısı hurma dallarından (Bağdad tarzında) yapılarak üzerleri çamur harçla sıvanmış ve hurma dallarıyla da, tavanlanmıştı.
Hasan bin Ebilhasan der ki “Ben, ergenlik çağında iken, Resûlullah’ın evlerine girmiş, elimle tavanına uzanıp yetişmiştim. Resûlullah’ın odasının örtüsü, servi veya ardıç kütüğü üzerine gerilmiş bir kıl dokumadan ibaret idi.”
İmâm-ı Buharî’nin bildirdiğine göre de “Resûlullah’ın evinin kapısı halkasız olup Yay ucu ile çalınırdı.”
Muhammed bin Hilal ile Ataül’Horasânî de, Peygamber efendimizin zevcelerinin odalarını görmüşler, onların, hurma dallarından yapılmış ve kapı olarak siyah kıldan Palas perdeler bulunduğunu bildirmişlerdir.
Davud bin Kays’ın görgüye dayanan ifadesine göre: odaların kapıdan kapıya kadar her birinin eni 6-7 zira’ (1 zira 48 santimetredir.) kadar, içten derinlikleri de, tahminen onar zira’ idi.
Hazreti Sevde, odasını Hazreti Âişe’ye vasiyet etmiş, Hazreti Safyye’nin odasını da vefâtına kadar içinde oturmak şartıyla Velileri, 180.000 veya 200.000 dirheme Muaviye bin Ebi Süfyan’a satmışlardır.
Halife Abdulmelik’in, Peygamberimizin zevcelerine ait odaların istimlak edilerek Mescide katılmaları hakkındaki yazısı gelip Medîne’de okunduğu gün, bir çok kimseler gözlerinin yaşını tutamamış Medîneliler, Peygamberimizin vefât ettiği gün gibi, ağlaşmışlardı.
Said bin Müseyyeb de “Vallahi, onların, oldukları hal üzere bırakılmalarını, ne kadar arzu ederdim! Medînelilerden yeni yetişenler ve Medîne’ye dışarıdan gelenler, Peygamber aleyhisselâmın hayatında ne ile yetindiğini görürler de, insanlar, çok mallarının olmasına ve bununla övünmeye rağbet etmezlerdi.” diyerek bu yoldaki üzüntüsünü açıklamıştır.