Sual: Bazı modernist yazarlar peygamber efendimiz zamanında bazı müslüman hanımların örtülü olmadıklarını ve erkeklerin yanlarına sıklıkla geldiklerini iddia ediyorlar. Meselenin aslı nedir?
Cevap: Hicâb yanî tesettür, örtünme âyeti gelmeden evvel, kadınlar örtünmezler, Resûlullaha gelip, bilmediklerini sorar, öğrenirlerdi. Resûlullah birinin evine gitse, kadınlar da gelir, oturur, dinler, istifâde ederlerdi. (Beydâvî)de ve (Buhârî)nin tefsîr bâbında bildirildiği gibi, hicretten 3 sene sonra, (Ahzâb) ve 5 sene sonra (Nûr) sûrelerindeki hicâb âyetleri gelip, kadınların yabancı erkekler yanında, oturmaları, bunlarla konuşmaları yasak edildi. Bundan sonra, Resûlullah, kadınların bilmediklerini, mübârek zevcelerinden sormalarını emir eyledi. Kâfirler, hicâb âyetinin sonra geldiğini, kadınların sonra örtündüklerini söylemeyerek, müslümânları aldatıyorlar.
Resûlullahın mübârek zevcesi Ümm-i Seleme “radıyallahü anhâ” diyor ki, mübârek zevcelerinden Meymûne “radıyallahü anhâ” ile birlikde Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” yanında idik. İbn-i Ümm-i Mektûm “radıyallahü anh” izin isteyip içeri girdi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bunu görünce, bize “Perde arkasına çekiliniz!” buyurdu. “O a’mâ değil midir? Bizi görmez” dedim. “Siz de mi körsünüz? Onu görmez misiniz?” buyurdu. Yanî, o kör ise de, siz kör değilsiniz ya, buyurdu. Bu hadîs-i şerîfi, imâm-ı Ahmed ve Tirmizî ve Ebû Dâvüd “rahime-hümullahü teâlâ” bildirdiler. Bu hadîs-i şerîfe göre, erkeğin yabancı kadına bakması harâm olduğu gibi, kadının da yabancı erkeğe bakması câiz değildir. Mezheb imâmlarımız “rahimehümullahü teâlâ”, bu husûstaki diğer hadîs-i şerîfleri de bildirerek, kadının yabancı erkeklerin avret yerlerine bakmaları harâmdır dediler. Bunu yapmak kolaydır. Böyle kolay olan emirlere ve yasaklara (Ruhsat) denir. Kadının, erkeklerin başlarına, saçlarına bakması mekrûhtur. Bundan sakınmak güçdür. Güç olan şeyleri yapmak da (Azîmet) olur. Erkeğin kadın için avret yeri, diz ile göbek arasıdır dediler. Görülüyor ki, ezvâc-ı tâhirat “radıyallahü teâlâ anhünne” ve Eshâb-ı kirâm “radıyallahü anhüm” azîmet ile amel ederler, ruhsatlardan da sakınırlardı. İslâmiyyeti içerden yıkmak istiyen (Zındık)lar, hicâb âyetleri gelmeden önce, kadınların örtünmediklerini ileri sürerek, (Peygamber zamânında kadınlar örtünmezlerdi. Şimdi gördüğümüz kadınların, umacı gibi örtünmeleri o zamân yoktu. Hazret-i Âişe başı açık gezerdi. Şimdiki örtünmeği, sonradan, yobazlar, fıkıhcılar uydurdu) diyorlar. Bu sözlerinin yalan ve iftirâ olduğunu, bu hadîs-i şerîf açıkca göstermektedir. Allahü teâlânın emirlerini ve yasaklarını bildiren 4 hak mezheb, erkeklerin (avret yeri)ni, yanî bakması ve başkasına göstermesi harâm olan uzuvlarını, birbirlerinden farklı olarak bildirmişlerdir. Her müslümânın, bulunduğu mezhebin bildirdiği avret yerini örtmesi farzdır. Başkasının avret yerine bakmak harâmdır. (Eşi’atü’l-leme’ât) kitâbındaki hadîs-i şerîflerde: “Erkek erkeğin ve kadın kadının avret yerine bakmasın” buyuruldu. Hanefî mezhebinde, erkeğin erkek için ve kadının kadın için avret mahalli, diz ile göbek arasıdır. Kadının yabancı erkek için avret mahalli, ellerinden ve yüzünden başka, bütün bedenidir. Kadının saçları da avretdir. Avret yerine şehvetsiz de bakmak harâmdır.
“Bir kadını görürseniz, yüzünüzü ondan ayırınız! Ansızın görmek günâh olmaz ise de, tekrâr bakmak günâh olur”.
“Yâ Alî! Uyluğunu açma! Ölü veyâ diri, hiç kimsenin uyluk yerine bakma!”
“Avret yerini açana ve başkalarının avret yerine bakana, Allah la’net eylesin!”
“Kendini bir kavme benzeten onlardan olur”. Bu hadîs-i şerîf gösteriyor ki, ahlâkını, işlerini veyâ elbisesini, islâm düşmanlarına benzeten onlardan olur. Modaya, yanî kâfirlerin kötü âdetlerine uyanlar, harâmlara (güzel san’at) ismini takanlar ve harâm işleyenlere san’atkâr diyenler, bu hadîs-i şerîfden ibret almalıdırlar.
İmam Gazali hazretleri (Kimyâ-yı saâdet)de diyor ki, (Kadınların, kızların, başı, saçı, kolları, bacakları açık olarak sokağa çıkmaları harâm olduğu gibi, ince, süslü, dar, hoş kokulu elbise ile çıkmaları da harâmdır. Böyle çıkmalarına izin veren, râzı olan anası, babası, zevci, kardeşi de, onun günâhına ve azâbına ortak olurlar.) Yanî Cehennemde birlikte yanacaklardır. Tevbe ederlerse affolunurlar. Allahü teâlâ tevbe edenleri sever.
Müslümân olduğunu söyleyen bir kimsenin, yapacağı her işin, islâmiyyete uygun olup olmadığını bilmesi lâzımdır. Bilmiyorsa, bir Ehl-i sünnet âliminden sorarak veyâ bu âlimlerin kitâplarından okuyarak öğrenmesi lâzımdır. İş, islâmiyete uygun değil ise, günâh veyâ küfürden kurtulamaz. Hergün hakîkî tevbe etmesi lâzımdır. Tevbe edilen günâh ve küfür, muhakkak affolur. Tevbe etmezse, dünyâda ve Cehennemde, azâbını, yanî cezâsını çeker. Bu cezâlar, kitâbımızın muhtelif yerlerinde yazılıdır.
Erkeklerin ve kadınların namâzda ve her yerde örtmesi lâzım olan yerlerine (Avret mahalli) denir. Avret mahallini açmak ve başkasının avret mahalline bakmak harâmdır. İslâmiyyetde avret mahalli yoktur diyen, kâfir olur. İcmâ’ ile, yanî 4 mezhebde de avret olan bir yerini açmağa ve başkalarının böyle avret mahalline bakmağa helâl diyen, ehemmiyet vermiyen, yanî azâbından korkmayan kâfir olur. Kadınların avret yerini açmaları ve erkekler yanında şarkı söylemeleri ve mevlid okumaları böyledir. Erkeklerin diz ile kasıkları arası, Hanbelî mezhebinde avret değildir.
(Ben müslümânım) diyen kimsenin, îmânın ve islâmın şartlarını ve 4 mezhebin icmâ’ı, yanî söz birliği ile bildirdiği farzları ve harâmları öğrenmesi ve ehemmiyet vermesi lâzımdır. Bilmemesi özür değildir. Yanî, bilip de inanmamak gibidir. Kadınların yüzlerinden ve ellerinden başka yerleri, 4 mezhepte de avretdir. İcmâ’ ile olmayan, yanî diğer 3 mezhepten birine göre avret olmayan bir yerini, ehemmiyet vermeyerek açan kâfir olmaz ise de, kendi mezhebine göre, büyük günâh olur. Erkeklerin diz ile kasık arasını, yanî uyluğunu açmaları böyledir. Bilmediğini öğrenmesi farzdır. Öğrenince hemen tevbe etmeli ve örtmelidir.
Tavsiye Yazı –> Bir ihtiyar müslümanın kızına nasihati