Sual: İmam-ı Rabbani hazetlerinin hayatını kısaca anlatır mısınız?

Cevap: Ahmed bin Abdülehad, derin âlim, büyük Velî idi. Müctehid idi. İslam âlimlerinin gözbebeğidir. Tasavvuf bilgilerinin mütehassısı idi. Âlimlerin önderi, Velilerin baş tacı idi. Mektûbât isimli kitabı, 3 cilt olup 536 mektubunun toplanmasından meydana gelmiştir. Kelam, fıkıh bilgilerini ve Resûlullahın güzel ahlakını açıklayan bir deryadır. Bu deryadan inci mercan çıkarmak, ancak usta dalgıclara nasip olur. Fârisî aslı Hindistan’da ve Afganistan’da basılmış ise de, 1392 [m. 1972] senesinde Pakistan’da basılmış olanı pek nefistir. Bu fârisî baskının, fotokopisi 1397 [m. 1976] senesinde, İstanbul’da gâyet nefis olarak bastırılmıştır. Fârisî el yazması, İstanbul Beyazıt kütüphanesinde [1790] sayıda ve Süleymaniye’nin çeşitli kısımlarında vardır. 971 [m. 1563] de Hindistan’da, Serhend şehrinde tevellüd etti. Ömrünün sonuna doğru, mezhepsizlerin iftirâları üzerine, 1027 senesinde Selim Şâh tarafından Gwaliyar şehrinde hapsedildi. [1029] da çıkarıldı. Bin rupye ihsan olunup, 2 sene daha askerde kaldı. Kış aylarında nefes darlığı olurdu. [1624] Kanun-ı evvel [aralık] ayının onuncu ve 1034 Safer ayı 29. salı günü, Serhend’de vefât etti. Evinin yanına defnedildi. Afganistan padişahı Şâh-i zaman, imâm için büyük ve çok sanatli bir türbe yaptırdı. 2 oğlu Muhammed Sâdık ve Muhammed Saîd de bu türbededirler. Şâh-i zaman, 10 metre uzaktaki türbede zevcesi ile birliktedir.

(Mektûbât) kitabını Muhammed Murad-ı Kazânî fârisî dilinden arabîye tercüme etmiştir. Bundan seçilen 194 ve fârisî (Mektûbât)dan seçilen 151 mektup (Müntehabat) adı ile 2 kitap halinde bastırılmıştır. İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercümesi, Muhammed Haşim-i Keşmi tarafından fârisî olarak yazılmış, buna (Berekât) veya (Makamat-i Ahmediye) ve (Zübdetü’l-makamat) denilmiştir.

Muhammed Mâ’sûm-i Fârukînin torununun oğlu olan Gulâm Muhammed Mâ’sûm’un torununun torunu Hâce Muhammed Fadlullah, (Umdetü’l-makamat) adındaki fârisî kitabında, dedelerinin hayatlarını uzun bildirmektedir. 1397 de Kabilde ve 1416 [m.1996] da İstanbul’da basılmıştır. 99. sayfasında diyor ki “İmâm-ı Rabbânî’nin 14. dedesi Şihâbüddîn Ali Ferruh Şâh, Gaznevi sultanlarının Kabil valisi idi. Gaznevi hükümeti yıkılıça, Kabilde hükümet reisi oldu. Birkaç sene sonra, hükümeti terkederek, tasavvufta çalışarak büyük velî oldu. Kabil civarında medfundur. Mahdum-ı cihaniyan Seyyid Celâlüddîn-i Buhârî Buhara’dan Hindistan’a gelirken, damadı ve halifesi olan İmâm-ı Refiüddini beraber getirdi. İmâm-ı Refiüddin, İmâm-ı Rabbânî’nin 6. ceddidir. Delhi sultanı Firuz Şah’ın emri ile ormanlık olan Serhendî şehir haline koydu. Şehir haricindeki türbededir. İmâm-ı Rabbânî’nin validesi de burada medfundur”.

Muhammed Fadlullah, [1238] de Kandiharda vefât etti. Bedrüddin-i Serhendînin fârisî (Hadarat-ül-kuds) kitabında da, hâl tercümesi uzun yazılıdır. Bu kitap 1391 [m. 1971] de Pakistan’da çok güzel basılmıştır. İstanbul Beyazıt kütüphanesinde [1788] sayıda el yazısı ile vardır. Hâce zade Ahmed Hilmi efendinin İstanbul’da [1318] de basılan türkçe (Hadika-tül-evliyâ) kitabı da, İmâm-ı Rabbânî’nin ve üstadlarının hayatlarını ve kerâmetlerini uzun bildirmektedir.

Şâh-ı Dehlevî Gulâm Ali Abdullah “kuddise sirruh”, talebesinin büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî’ye “kuddise sirruh” gönderdikleri bir mektupta, Mevlânânın derece ve faziletlerini uzun uzun anlattıktan sonra, İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hakkında şöyle buyuruyor: “Âlimler ve arifler söylemişler ve yazmışlardır ki İmâm-ı Rabbânî’yi sevenler, mümin ve mütteki olanlardır. Sevmeyenler de, münâfık ve şakilerdir. İslam memleketleri hazret-i Müceddid’in feyiz ve nurları ile doldu. Bütün müslümanlara, hazret-i Müceddid’in “rahmetullâhi aleyh” nimetlerine şükür ve hamd etmesi vâcib oldu.”

Başka bir mektubunda, “İnsanda bulunabilecek her kemâli, her üstünlüğü, Allahü teâlâ, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine vermiştir. Vermediği yalnız Peygamberlik makâmı kalmıştır” demiş ve aşağıdaki rubaiyi yazmıştır:

Her letâfet ki nihan bud pes-i perde-i gayb,
heme der sûret-i hub-i tu ıyan sahte end,
Herçi ber safha-i endişe keşed kilk-i hıyal,
şekil-i matbui tu ziba-ter ezan sahte end.

1394 [m. 1974] senesinde, Pakistan’ın Şeyhufure şehrinde, Urdu dili ile basılmış olan (Meslek-i Müceddid) kitabında ve (El-Hadaik-ul-verdiye) kitabında da, İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin hâl tercümesi yazılıdır. Bu iki kitaptaki hâl tercümeleri bir arada olarak, 1396 [m. 1976] senesinde, İstanbul’da ofset yolu ile bastırılmıştır.

Muhammed bin yar Muhammed Burhanpuri’nin (Atıyetü’l-vehhab El-fasılatü beynel-hakkı vessavab firreddi alelmuterıdı aleşşeyhi Ahmed-el-Fârukî) kitabında kerâmetleri yazılıdır. Bu kitap, Arabî Mektûbâtın III. cildi haşiyesinde basılmıştır. Muhammed beg 1110 [m. 1698] da vefât etti.

İmâm-ı Rabbânî’nin fârisî (Redd-i revafıd) kitabı ve türkçe tercümesi ve (İsbatü’n-nübüvve) ve (Mebde ve mead) kitabı İstanbul’da neşredilmiştir. (Adabü’l-müridin), (Talikatü’l-Avârif), (Tehlîliye), (Şerh-ı rubaıyat-i Abdi’l-Bâkî), (Meârif-i ledünniye), (Mükaşefat-i gaybiye) ve başka eserleri de vardır. (Çehl hadis-i mübarek) risalesi, (Mükaşefat) kitabının sonunda basılmıştır.

 

Tavsiye Yazı –> Bir Müslüman niçin günah işler?

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler