Sual: Ömer Nasuhi Bilmen’in Hukuk-ı İslâmiyye ve Istılahat-ı Fıkhiyye Kamusu adlı eserini tavsiye eder misiniz?
Cevap: Merhum Ömer Nasuhi Bilmen, son devirde yetişmiş büyük âlimlerdendir. İstanbul müftisi iken, Hazret-i Muaviye’ye hakaret eden Şemseddin Yeşil’i vaizlikten atmış; üstelik bu ithamlara cevap mahiyetinde “Ashab-ı Kiram Hakkında Müslümanların Nezih İtikadları” adında kıymetli bir eser kaleme almıştır. Büyük İslâm İlmihali adındaki eseri, ulema tarafından hatalı görülen bazı ifadelerine rağmen, çok tutulmuştur. [Arazi mülk olduğu halde] Türkiye’de toprak mahsulleri zekâtının verilmeyeceğini; [kabre ateşte pişmiş şey koymak câiz değil iken] tuğla konulacağını söylemesi; ibadetlere dair bazı sünnet ve müstehablara ilmihalinde yer vermemesi gibi hususlar tenkit edilmiştir. Mecelle ıslah komisyonu azası iken Ali Haydar Efendi’nin tuttuğu notları inkişaf ettirerek hazırladığı Kamus kitabında, dört mezhebin hükümleri gayet etraflı ve olabildiğince sistemli bir şekilde anlatılmıştır. Bu, mezheblerin inkâr edildiği bir zamanda, şüphesiz mühim bir şeydir. Ancak hiç lüzumu yok iken, yani mensubu kalmamış iken, Zâhiriyye mezhebinin kavilleri alınmış; üstelik bu hükümler İbni Hazm’dan nakledilmiştir. Davud ez-Zâhirî mutemed bir zât olsa bile, İbni Hazm ve eseri Muhallâ Ehl-i sünnet âlimleri tarafından muteber tutulmamıştır. Bu, Kamus kitabının kıymetini azaltmaktadır. Üstelik helali, haram; haramı, caiz yapacak derecede vahim ve fahiş tertip ve imla hataları vardır. Hiç biri tashih edilmeksizin hâlâ basılmaktadır. Hâsılı, avamın okuyup anlayabileceği bir kitap değildir; ilim ehline yol göstericidir. Daha vahimi, merhum, Büyük Tefsir tarihi kitabında, Abduh, Efgani, İbni Teymiyye, İbnü’l-Kayyım gibi münakaşalı şahsiyetleri de hak etmedikleri şekilde överek kitabını lekelemektedir. 27 Mayıs darbesinin ardından diyanet işleri reisliğini kabul etmesi; üstelik darbecilerin emriyle de olsa, Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamlarını haklı göstermeye çalışan bir hutbeyi okutması mümin kalblerde elem, hatta nefret hâsıl etmiştir.
Sual: Ömer Nasuhi Bilmen’in Abduh ve Efgani hakkında müspet ifadeler kullandığı doğru mudur?
Cevap: Maalesef, Büyük Tefsir Tarihi adlı eserinde, zamanın cereyanlarının tesirinde kalarak, tasavvufî cihetinin noksanlığından dolayı olsa gerek, böyle ifadeleri vardır.
Sual: Ömer Nasuhi Bilmen’in Abduh ve Afgani hakkında bazı müspet ifadeler kullanmasının sebebi ne olabilir?
Cevap: Kendisi saftı ve korkaklık derecesinde temkinliydi. Aynı zamanda aşırı hüsn-i zan sahibi idi. Jön Türk literatürünün tesirinde kalarak bunların fikirlerine muttali olmamış olabilir.
Sual: Ömer Nasuhi Bilmen’in Muvazzah İlm-i Kelam kitabında, fırka-i naciyyeden bahsederken, bunun, Selefiyye, Matüridiyye ve Eş’ariyye olmak üzere üç sınıfa ayırıyor. Selefiyenin, yani Vehhabiliğin ehl-i sünnet olmadığını biliyorum. Buna ne dersiniz?
Cevap: İmam Maturidi ve İmam Eş’ariden evvelki Müslümanların mensup olduğu itikadi mezhebe Selefiyye mezhebi diyorlar. Bu aslında Selefi salihinin mezhebidir. Bugün kendine Selefi diyenlerle bunun hiçbir alakası yoktur.
Benzer Suallerin Cevapları İçin Tıklayınız.