Sual: Reşid Rıza “Muhaverat” kitabında Kelbi Tefsiri, Beydavi Tefsiri gibi tefsirlerde uydurma hadisin olduğunu söylemektedir. Bu sözleri doğru mudur?
Cevap: Dinde reformcu, Kelbi tefsiri gibi tefsirlerde uydurma hadisler vardır sözünde haklı ise de, (Beydavi’nin tefsiri de böyledir) sözü, kesin olarak yanlıştır. Büyük âlim Abdülhakim Efendi buyurdu ki (Kadı Beydavi “beyyedallahü vecheh” ismine ve duâsına yakışacak kadar yüksektir. [Allahü teâlâ onun yüzünü nurlandırsın demektir.] Müfessirlerin baş tacıdır. Tefsir ilminde en büyük makama yükselmiştir. Her meslekte senettir. Her fende mahir, her usulde burhan, önceki ve sonraki âlimlere göre sağlam, kuvvetli ve yüksek tanınmıştır. Böyle derin bir âlimin tefsirinde uydurma hadis var demek, büyük ve alçakça bir iftiradır. Dinde derin bir uçurum açmaktır. Böyle sözleri söyleyenin dili, inananın kalbi, dinleyenin kulakları tutuşsa yeridir. Acaba, bu büyük ilim sahibi, uydurma hadisleri sahihlerinden ayıramaz mı idi? Evet diyenlere ne demelidir? Yoksa uydurma hadis yazacak kadar ve böyle yapanlar için Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” bildirdiği ağır cezalara aldırış etmeyecek kadar, dininin kuvveti ve Allahtan korkusu yokmu idi? Yoktu demek, ne kadar şenaat, çirkinlik olur. Böyle söyleyen kimsenin dar havsalası, kalın kafası, bu hadis-i şeriflerdeki manaları çok gördüğü için, mevdu demekten başka çare bulamaz).
Âlimlerin hakkında buyurdukları: İbn-i Kâdı Şühbe; “Beydâvî (radıyallahü anh), birçok eserlerin sahibidir. Azerbaycan ve çevresinin en büyük âlimi olup, Şîrâz’da kadılık yaptı” demiştir.
Sübkî; “Kâdı Beydâvî (radıyallahü anh), mes’eleleri delîlleriyle ele alan, seçkin, sâlih ve çok ibâdet eden en büyük âlimlerdendir” buyurdu.
İbn-i Habîb; “Büyük âlimler, onun eserlerini çok övdüler. Eğer onun, vecîz bir eser olan “Minhâc”ından başka eseri olmasaydı, onun ilimdeki yüksekliğine delîl olarak bu kâfi gelirdi” buyurdu.
Beydâvî tefsîrinin pek kıymetli bir tefsîr olduğunda, âlimler ittifâk etmiştir. En büyük âlimler tarafından haşiyeler ve ta’lîkler yapılmıştır. Bunlar 250’yi geçmektedir. Bu kıymetli tefsîr doğuda ve batıda, yüksek ilimlerin okutulduğu yerlerde ilim meclislerini süslemiştir. Seyyid Abdülhakim Efendi İstanbul camiilerinde senelerce Beydavi tefsirinin Şeyhzade haşiyesini okutmuştur.
Beydâvî ( radıyallahü anh ), bu tefsîrinin mukaddimesinde (başlangıç yazısında) der ki: “Tefsîr ilmi, kıymetli ve şerefli bir ilimdir. Tefsîr yazmağa ve tefsîr hakkında söz söylemeye, dînî ilimlerin hepsinde, usûl ve fürû’unda derinleşmiş, Arabî ve edebî ilimlerin her dalında yükselmiş olanlar ehil ve lâyıktır.
Uzun zamandan beri, Eshâb-ı Kirâmın büyüklerinden, Tabiîn âlimlerinden, onlardan sonra gelen Selef-i sâlihîn bana ulaşan bilgilerin hülâsasını ihtivâ eden, gerek kendimin ve gerekse sonra gelen büyük âlimlerin, muhakkikinden olan âlimlerin ortaya koydukları incelikler ve nükteleri de içerisine alan, meşhûr kırâat âlimlerine âit kırâat şekillerini ve i’tibâr olunan kırâat âlimlerinden rivâyet edilen şâzz kırâatleri de kendisinde toplayan bir tefsîr yazmayı düşünüyordum.
Ancak bu husûstaki aczim ve noksanlığım, böyle bir işe teşebbüsten beni, alıkoyuyor, tereddüd içerisinde bırakıyordu. Ne zaman ki istihâre ettim, işte o vakit kalbime doğan şeylerle bu tereddütten kurtuldum. Bu husûsta kalbim mutmain oldu.”
Tavsiye Yazı –> İhya kitabında uydurma hadis var mı?