Sual: İbni Teymiye’yi doğru sananlar, onun muhakeme ve hapsedilmesini haksız göstermek için (Tasavvufçular aleyhindeki yazıları, onları darılttı. Talak hakkındaki fetvaları, fıkıh âlimlerini düşman etti. Sıfat-i ilâhiye hakkındaki fetvaları da, kelam âlimlerini gücendirdi. Bu yüzden kelam, fıkıh ve tasavvuf âlimleri buna karşı birleşerek cezalandırıldı) diye kısaca yazıyorlar. Bu sözler doğru mudur?

Cevap: Bunu diyenler din âlimlerinin, 1-2 kelime için, bir müslümana düşman olacaklarına, ona zulüm edeceklerine, tuzağa düşürmek için çalıştıklarına herkesi inandırdıklarını sanıyorlar. Onu mazlum, âlimleri ise, zalim olarak tanıtıyorlar. Halbuki ibni Teymiyye, Ehl-i sünnete karşı, isyan bayrağı çekti. İslam alemine fitne, fesad ateşi saldı. Mesela nahiv âlimlerinden Ebû Hayan, hicri 700 senesinde Kahire’ye gelince, İbni Teymiyye buna “Nahiv alimi dediğimiz Sibeveyh de kim oluyor. Kitabında tam 80 yanlış var ki sen onları anlayamazsın” demiştir. Ebû Hayyan da, ilim adamına yakışmayan sözleri karşısında, ondan uzak kalmayı uygun görmüştür. (El-Bahr) adındaki tefsirinde ve (Nehir) ismindeki muhtasarında, onu ayıplamıştır.

İbni Hacer-i Askalani, Dürerü’l-kamine kitabında, Zehebi’den alarak diyor ki (İbni Teymiye, ilim üzerinde konuşurken hiddetlenir, karşısındakini mağlub etmeye çalışır, herkesi gücendirirdi). İmam-ı Süyuti, Kam’ul-muarıd kitabında buyuruyor ki “İbni Teymiye, kibirli idi. Kendini beğenirdi. Herkesten üstün görünmek, karşısındakini küçümsemek, büyüklerle alay etmek adeti idi”. Şam âlimlerinden Muhammed Ali Bey, Hıttatüş-Şam kitabında diyor ki “İbni Teymiyye’nin hedefi, Luther adındaki papazın hedefine benzer. Fakat, hristiyanlığın müceddidi muvaffak oldu. İslam müceddidi muvaffak olamadı”.

Pakistan’ın büyük âlimlerinden Siyalküt şehrinin imam ve hatibi, Mevlana Muhammed Ziyaullah’ın (Vehhâbîliğin Hakikati) kitabı urdu dilinde olup 1969 da basılmıştır. 93. sayfasında diyor ki Hindistanın büyük alimi, dünyanın tanıdığı yüzlerce kıymetli kitabın yazarı mevlevi Abdülhay Lüknevi, Gays-ül-gamam kitabında, “Sonra gelen Şevkani’nin de, önce gelen ibni Teymiye gibi, ilmi çok, aklı az idi. Tıbkı onun gibi idi. Hatta ondan daha aşağı idi” demektedir.

Meşhur müsteşrik Goldziher, İbni Teymiyye’nin hak mezhepleri bidat saydığını, İslamın ilk safvetini değiştirdiler diyerek, bunlarla dövüştüğünü, Eş’arî mezhebi ile ve tasavvufla mücadele ettiğini, Peygamberlerin kabrini ve Evliyanın kabirlerini ziyaret etmeye masiyet dediğini yazmaktadır.

Muhammed Abduh’un yetiştirdiklerinden olup onun yolunda giden Camiul-ezher’in eski rektörü Mustafa Abdürrazık Paşa diyor ki “İbni Teymiyye fetva verirken, bir mezhebe uymaz, bulduğu delil ile hareket ederdi. Tasavvuf büyüklerinin keşfini inkar ederdi”.

İbni Teymiyye, Sadreddin-i Konevi için diyor ki “Muhyiddin-i Arabi’nin arkadaşı olan Sadreddin, akliyat ile kelam ilimlerinde, üstadından daha ileride olmakla beraber, ondan daha kâfir, daha az bilgili, daha az imanlıdır. Bunların mezhepleri kâfirlik olduğu için, daha hünerli olanları, daha çok kâfir oluyorlar”. İslam âlimlerinin bir kısmı kendisine kâfir dedi. Çoğu ise sapık olduğunu bildirdiler.

Yavuz Sultan Selim han devri âlimlerinden Muhammed Şeyh-i Mekki Süleymaniye kütüphanesi, Reşid efendi kısmında bulunan fârisî El-canibü’l-garbi kitabında, Muhyiddin-i Arabî hazretlerine yapılan saldırıları cevaplandırırken diyor ki (İbni Teymiyye, kâfirlerin yıllarca yandıktan sonra Cehennemden çıkacaklarını bildirmekte ve “Bir zaman olur; Cehennemin kapıları açılır. Dibinde otlar biter” hadisini yazmaktadır. Başka hadisler de söylemiştir. Halbuki kâfirlerin Cehennemde sonsuz kalacakları, Kur’ân-ı Kerîmde açıkça bildirilmektedir. Tevatür ve söz birliği hâsıl olmuştur. Âlimler, ibni Teymiyye’nin tevatüre ve icmaa karşı geldiğini bildiriyor).

Muhtasar-ı Kurtubi 96. sayfasında diyor ki (Cehennemdekilerin hepsi çıkacak. Cehennemin hepsi boş kalacak diyenler, Kur’ân-ı Kerîme ve hadis-i şeriflere karşı gelmiş oluyorlar. Cehennem azabının kâfirlere ebedî olduğunu Ehl-i sünnet âlimleri ve âdil imamlar söz birliği ile bildirdiler. Nisa sûresi 169. âyetinde, “Kâfirler Cehennemde ebedî kalacaklardır” buyuruldu. “Müminlerin yolundan ayrılanları Cehenneme atarız” mealindeki âyet-i kerimeler, bunlara cevaptır. Müminlerden günahı çok olanların bulundukları Cehennemin birinci tabakası boşalacaktır. Kâfirlerin bulundukları başka tabakaları hiç boşalmayacaktır. Müminler şefaate kavuşarak azaptan kurtulacak, yalnız bunların yerleri boşalıp, Cehennemin yalnız 1. tabakasının dibinde otlar bitecektir. İmam-ı Kurtubi yukardaki hadisin Mevkuf olduğunu yazıyor. Resûlullahtan işitildiği bildirilmemiştir, diyor. Muhyiddin-i Arabî hazretleri de, Cehennemin kapıları hiç açılmaz. Kâfirler Cehennemde ebedî kalırlar, diyor. Cehennemden çıkılacak diyenler, müminlerin çıkacaklarını bildirmişlerdir.)

İbni Teymiye, müminlerin Cehennemden çıkacaklarını bildiren hadis-i şerifleri kâfirlere teşmil ederek, âyet-i kerimeleri ve tevatür ile icmaı inkar etmiş oluyor. Ehl-i sünnet âlimlerine kâfir demek, insanın küfrüne sebep olur. Selef-i salihinin başka başka tevil yapmadıkları âyetleri ve tevatür hâsıl olmuş hadisleri inkar etmenin küfür olduğu Reddü’l-muhtar’da (Kadılık) bahsinde de yazılıdır. Tancalı İbni Battuta adı ile meşhur olan maliki âlimlerinden Muhammed bin Abdullah, Tuhfetü’n-nüzzar tarihini İbni Cezi adındaki katibine yazdırmış, bu kitap çeşitli dillere tercüme edilmiştir. Türkçeye ikinci tercümeyi Muhammed Şerif Bey yapmış ve 1917 yılında İstanbul’da basılmıştır. Bunun 9. sayfasi sonunda “İbni Teymiyye’nin ilmi çoktu. Fakat, aklında bozukluk vardı” diyorlar. İslamiyete uymayan çeşitli sözlerini bildiriyorlar. Mesela “Şam’da idim. Cuma namazında idim. İbni Teymiyye hutbe okuduktan sonra, benim şimdi indiğim gibi, Cenab-ı Allah dünya göküne iner diyerek merdivenlerden indi. Maliki alimi İbni Zehra bu sözün kötülüğünü cemaate uzun anlattı. Cemaatin çoğu cahil olup İbni Teymiyye’yi hak yolda sanıyor. Onun yaldızlı sözlerini çok seviyorlardı. Bu maliki aliminin sözü ile İbni Teymiyye’nin üzerine yürüdüler. Elleri ile nalınları ile dövdüler. Yere yıkıldı. Sarığı düştü. İpek takkesi meydana çıktı. Bunu bahane ederek, hanbeli kadısına götürdüler. Kadı tarafından habs ve tazir olundu. Maliki ve Şâfiî âlimleri, bu tazirin haksız olduğunu söylediler. İş, melik Nasr’a intikal etti. Kurulan âlimler heyeti, İbni Teymiye’nin fitne çıkardığına karar verdi. Sultanın emri ile Şam’da hapsedildi” diyor. İbni Battuta’nın bu yazısı, Yusuf-i Nebhani’nin Cevahirü’l-bihar kitabında, Abdülgani Nablüsi isminde de yazılıdır.

Tavsiye Yazı —> İbni Teymiyye Ehli sünnet midir?

 

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler