Sual: Zemzem nasıl içilir? Adabı nasıldır? Zemzem içmenin faziletleri nelerdir?

Cevap: Zemzem içmeden önce; “Allahümme innî es’elüke ilmen nâfian ve rızkan vâsian ve şifâen min külli dâin ve sekamin birahmetike yâ Erhamerrâhimîn” duası okunur ve besmele ile ayakta 3 yudumda içilir.

“Bahr-ül-Amîk” ve “Menâsık-i İbn-ül-Acemî’de buyruldu ki: Zemzem-i şerîfi, cenâb-ı Hak’tan mağfiret talebiyle içenlerin, “Yâ Rabbî! Ben, Resûlullah efendimizin; “Zemzem-i şerîf her ne niyetle içilirse, şifâsı onun içindir” buyurduklarından haberdâr oldum. Yâ Rabbî! İşte ben onu günahlarımın affedilmesi için içiyorum. Ey Allah’ım! Beni mağfiret eyle” diyerek içmelidir. Hastalıklardan şifâ için içenler ise; “İlâhî! Ben Zemzem-i şerîfi şifâ talebiyle içiyorum. Yâ Rabbî! Muzdarib olduğum bu hastalıktan beni kurtar!” tarzında dua ederek içmelidir.

Zemzem suyunun Harem hâricine nakli, müslüman memleketlerine teberrüken götürülmesi, abdest alınması ve gusl edilmesi caizdir. Ancak o su ile istincâ yapanlar, sıkıntılı hastalıklara mübtelâ olurlar. Zemzem kuyusunun etrafında abdest almak ve gusl etmek caiz değildir. Çünkü burası cami içindedir. Buraya cünüb girmek caiz değildir. Resûlullah efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem Zemzem-i şerîfi, Harem dışına götürdükleri için, hacıların dönüşlerinde Zemzem götürmeleri sünnet-i şerîf olmuştur.

Yemek yemeye düşkün bir kimse, doyuncaya kadar Zemzem-i şerîf içtikten sonra, tam bir ihlâsla; “Yâ Zemzeme zemmî” dese, çok yemek illetinden kurtulur.

İmâm-ı Yâfiî, asrının sâlihlerinden birinden şöyle nakl eder: “Bir gün Kabe yanında otururken, ansızın yüzü şal ile örtülü bir adam geldi. Zemzem kuyusuna giderek matarasını doldurup, bir miktârını içtikten sonra yanıma geldi. Matarasını isteyip kalan suyu içtim. O güne kadar tatmadığım değişik bir lezzet duydum. Sanki mataradaki Zemzem, saf bal ile karıştırılmış bir şerbetti. O zâtın mübarek yüzüne bakmak istediysem de, matarayı elimden alarak hemen döndüğü için, kim olduğunu bilemedim! Belki yine gelir düşüncesi ile ertesi günü seher vakti Zemzem kuyusunun yanına oturduktan biraz sonra, o zât örtülü olarak yine geldi. Zemzem kuyusundan bir kova su çekip içti. Ben de kovada kalan suyu içtim. Sanki içtiğim Zemzem suyu değil de, bal ile karıştırılmış süt idi.”

Resûlullah efendimiz bir gün Zemzem kuyusunu şereflendirdiler. Vazifeliler, bir kova su çekip takdim ettiler. Resûlullah efendimiz takdim edilen suyun birazını içip, geri kalanını mübarek ağızlarının suyu ile karıştırdılar. Vazifeliler o suyu teberrüken Zemzem kuyusuna döktüler. Bunun için Resûlullah efendimiz; “Zemzem suyu hastalara şifâ verir. Onu içenler yemek yemiş gibi açlıklarını giderirler” buyurdular.

Eshâb-ı kiramdan Ebû Zer Gıfârî (radiyallahu anh) Mekke-i mükerremede kaldığı müddetçe, yiyecek bir şeyi olmayınca, gider Zemzem içer, açlık ve susuzluğunu bu suretle giderirdi.

Tecrübe edenlerin bildirdiklerine göre, Zemzem, mîdeye kuvvet verir, yemeğin hazmını kolaylaştırır, aç karına içilince barsakları temizler ve vücûd hararetini teskin eder.

Zemzem suyunun, Kevser’den daha faziletli olduğunun hadîs-i şerîfle bildirildiği, Eyyûb Sabri Paşa’nın Mir’ât-ı Mekke kitabında yazılıdır. İçenin dünyâya karşı hırs ve tamâ’ını yok eder, müzmin olan ve olmayan hastalıkları düzeltir. İbâdet ve tâata sevk edip bu hususta hırslandırdığı gibi kalb gözünün nurunu, anlayışı, iz’ânı ve ilmi arttırıp, kalbe yumuşaklık verir. Vücûd hastalıklarını, Allahü teâlânın gadabını giderir. İçenler, Allahü teâlâyı hoşnûd, şeytânı mahzun ederek sünnet-i şerîfe uymak yönüyle îmânlarına kuvvet vermiş olurlar.

Zemzem kuyusu, Mescid-i haram içinde, Hacer-i esved kösesi karşısında ve köşeden 8 metre uzakta bir odada olup, 1,8 metre yüksek olan taş bileziği vardır. Bu odayı, İstanbul’da Beylerbeyi câmii’ni yaptıran I. Abdül-hamîd Hân yaptırmıştır. Odanın mermer döşeli zemini duvarlara doğru meyillidir. Duvar diblerinde olukları vardır. Kuyuya su sızmayacak şekilde ustalıklı yapılmıştır. Kuyu ağzı, bu hizadan bir buçuk metre kadar yüksektir. Târihin kıymetli yadigârı olan bu güzel san’at eseri, 1963 (H. 1383) yılında yıktırıldı. Kuyu ağzı ve bir kaç metre çevresi, yeryüzünden bir kaç metre aşağı indirildi.

Zemzem’in hususiyetleri: Resûlullah efendimizin; “Annemden sonra annemdir” buyurdukları Ümmü Eymen (radiyallahu anhâ) buyurdular ki: “Resûlullah efendimizin açlık ve susuzluktan şikâyet ettiklerini hiç görmedim, sabahları bir miktâr yemek yerler, ürerine mübarek Zemzem suyundan biraz içerler ve ondan sonra her ne zamanı yemek yedirmek istesem; “Benim karnım tokdur” cevâbını verirlerdi.

Câbir’in (radiyallahu anh) rivayet ettiği nadîs-i şerîfde; “Zemzem suyu ne için içilirse, ona şifâdır” buyruldu. Abdullah ibni Abbâs (radiyallahu anh); “Zemzem-i şerîfin kendisine mahsus en bariz hususiyeti, hangi niyetle içilirse faydasının da ona göre olmasıdır” buyurdu. Eğer içen şifâ niyeti ile içerse şifâ bulur, muhafaza için içerse hıfzolunur; hararet gidermek için içilirse, harareti giderir. Bütün bunlar, hadîs-i şerîfde bildirileni denemek kasdıyla değil, hâlis niyetle olmalıdır. Yoksa Hak teâ’lâ, imtihan için hareket edeni rezil ve rüsvây eder.

Hadîs-i şerîflerde buyruldu ki:

“Zemzem suyundan kana kana içmek, nifaktan berâttır.”

“Zemzem-i şerîfin suyu mübarektir.”

“Zemzem-i şerîf, içeni doyurur.”

“Kulun karnında hiçbir zaman, Zemzem ile Cehennem ateşi bir araya gelmez.”

“Beş şey ibâdettendir; Mıshafa (Kur’ân-ı kerîme) bakmak, Kabe’ye bakmak, anaya-babaya nazar etmek (bakmak), günâhları döken Zemzem suyuna bakmak ve âlimin yüzüne bakmak.”

“Yeryüzünde bulunan kuyuların en hayırlısı, Zemzem suyunun mübarek kuyusudur.”

“Kim hac niyeti ile Beyt-i şerîfe gelip, bir usbû tavaf etse (yâni kâbe-i şerîfin etrafında yedi kere dolaşsa), sonra Makâm-ı İbrahim’e gelip 2 rek’at tavaf namazı kılsa, ondan sonra Zemzem kuyusuna gelip suyundan içse, cenâb-ı Hak onu, anasından doğduğu gün gibi günâhından tertemiz yapar.”

ZEMZEM İÇEBİLDİN Mİ? (Menkıbe)

Hazret-i Ebû Bekr-i Sıddîk’ın torunu Muhammed (radiyallahu anh) anlatır: “Bir gün İbn-i Abbâs’ın (radiyallahu anh) huzûrundaydık. Bir adam geldi. İbn-i Abbâs, ona nereden geldiğini sordu. Zemzem kuyusundan geldiğini söyleyince; “Resûlullah efendimizin sünnet-i şerîfi üzere Zemzem içebildin mi?” buyurdu. O zât da; “Zemzem içtim. Ama sünnet-i şerîf üzere nasıl içildiğini tarif ederseniz memnun olurum” deyince; “Zemzem içileceği vakit kıbleye dönmeli ve Allahü teâlânın ismini anarak doyuncaya kadar içmeli. İçme esnasında üç nefes, alıp, sonunda Allahü teâlâya hamdetmelidir. Resûlullah efendimiz; “Münafıklarla bizim aramızdaki fark, zemzem suyundan bir kova su alıp, kana kana içmektir. Münafıklar asla Zemzem suyundan kana kana içemezler” buyurdu diye tarif etti. Hakim ve Dâre Kutnî (rahmetullahi aleyhimâ) hazırladıkları hadîs kitaplarında Abdullah ibni Abbâs’ın bu sözlerinin hadîs-i şerîfe tam muvafık olduğunu tasdik ettiler.

Tavsiye Yazı –> Hakiki Müslüman Nasıl Olmalı?

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler