Sual: Allahü teala cennette görülecek midir?
Cevap: İmam-ı Rabbani hazretleri Mektubat’ının 3.cilt 17. mektubunda buyuruyor ki;
Allahü teâlâyı müminler Cennette görecektir. Fakat, nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur. Belki gören de, nasıl olduğu bilinmeyen bir hâl alır ve öyle görür. Bu, bir muamma, bir bilmecedir ki bu dünyada, Evliyânın büyüklerinden seçilmişlere bildirilmiştir. Bu derin, güç mesele herkese gizli iken, bunlara hakikat olmuştur. Bunu, Ehl-i sünnetten başka, ne müminlerin fırkaları, ne de kâfirlerin bir ferdi anlayamamıştır. Bu büyüklerden başkası, Allahü teâlâ görülemez, demiştir. Bunlar, bilmedikleri şeyleri, gördükleri şeylere benzeterek düşündükleri için, yanılmıştır. Böyle benzetmelerin, ölçmelerin, bozuk netice vereceği meydandadır. [Bugün birçok kimse de, bu yanlış ölçü ve benzetmekten dolayı imanlarını kaybedip, ebedî felakete sürükleniyor.] Bu gibi derin meselelerde îman şerefine kavuşmak, ancak Muhammed aleyhisselâmın sünnetine [yani yoluna] uymak ışığı ile nasip olur. Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir ki (inkâr eden, mahrum kalır) sözü meşhurdur. Cennette olup da görmemek de uygun değildir. Çünkü, İslamiyet, Cennette olanların hepsi görecektir diyor. Bir kısmı görecek, bir kısmı görmiyecek demiyor. Bunlara, Mûsâ aleyhisselâmın Firavuna verdiği cevabı söyleriz ki Taha sûresi 51 ve 52. ayetlerinde meâlen buyuruyor ki: (Firavun dedi ki: Bizden evvel gelip geçenlerin halleri ne oldu?). Cevabında dedi ki: (Onların halleri ve istikbâllerini, Rabbim bilir. Levhilmahfuz’da yazılmıştır. Rabbim hiçbir şeyde yanılmaz ve unutmaz.) Ben ise, sizin gibi bir kulum. Ancak, bana bildirdiği kadar bilirim.
Cennet de, her şey gibi, Allahü teâlânın mahlukudur. Allahü teâlâ, mahluklarının hiçbirisine girmez, birinde bulunmaz. Fakat mahluklarının bazısında Onun nurları zuhûr eder. Bazısında ise, o kabiliyet yoktur. Aynada, karşısındaki cisimlerin görünüşleri, zuhûr ediyor. Taşta, toprakta ise etmiyor. Allahü teâlâ, her mahlukuna aynı nisbette ise de, mahluklar, birbirlerinin aynı değildir. Allahü teâlâ, dünyada görülemez. Bu âlem, Onu görmek nimetine kavuşmaya elverişli değildir. Dünyada görülür diyen, yalancıdır, iftirâcıdır. Doğruyu anlayamamıştır. Bu dünyada, bu nimet nasip olsaydı, herkesten önce, Mûsâ “aleyhisselâm” görürdü. Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem” miraçta, bu devletle şereflendi ise de, bu dünyada değildi. Cennete girdi. Oradan gördü. Yani, ahirette görmüş oldu. Dünyada görmedi. Dünyada iken, dünyadan çıktı, ahirete karıştı ve gördü.
Mektubun tamamı için tıklayınız.