Sual: Sarf Satışı Nedir? Nasıl olur?
Cevap: Sarraflık, nakd, yani para halinde veya her şekil eşya halindeki altını altına veya gümüşü gümüşe veya birbirlerine satmaktır. Satanın ve alanın sözleşmeden sonra, ayrılmadan kabz etmeleri, yani eline veya cebine almaları lâzımdır. Çünkü, altın ve gümüş dâima ağırlık ile ölçülür. Semen ile mebiin ikisi de ağırlıkla veya hacim ile ölçülürse, bu satışta fâiz bulunur. Fâiz bulunan satış veresiye olamaz. Hep peşin olması lâzımdır. Peşin olmak da, iki malın te’ayyün etmesi ile olur. Deyn olan mal ve altın ile gümüş, tayin etmekle değil, kabz etmekle te’ayyün eder. Bunun için, nakdleri tayin etmek şart değildir. 1 altını 1 altına sana sattım derse, öteki de kabul etse, yanlarında altın bulunmasa, başkasından alıp ayrılmadan teslim etseler sahih olur. Kabz edilmezlerse, deynin deyn karşılığı satışı olur. Bu ise batıldır. Sarf satışı pazarlıkla olur. Muhayyerlik yoktur. 2 taraf da tecil edemez. Yani sonra veririm diyemez. İkisi de kabz etmeden biri ayrılırsa, akid batıl olur. Altını gümüşle değiştirirken, ağırlıklarının müsavi olması lazım değildir.
Altını altın ile ve gümüşü gümüşle değiştirirken alınanla verilenin ağırlıklarının müsavi olduğunu bilmeleri lâzımdır. Bilmezlerse, müsavi olsalar bile câiz olmaz. Sanat ve işçilik ile veya başka bir sebep ile birinin kıymeti çok olsa bile ağırlıklarının yine müsavi olması lâzımdır. Halbuki başka madenler, işçilik sebebi ile ağırlıktan çıkıp, sayı ile ölçülebilirler. Verilen ve alınan altınların veya gümüşlerin ağırlıkları müsavi değilse, hafif olan ile birlikte, aradaki fark kadar kağıt para da veya başka bir şey de vermelidir. Birlikte verilenin değeri aradaki farktan az ise, mekruh olur. Yahut, nakdi verip, karşılığında, değeri kadar kağıt para almalı. Sonra ayrı bir pazarlıkla bu kağıt para ile istenilen nakdi ondan satın almalıdır.
Sarfta ve selemde semen, kabz edilmeden kullanılamaz. 10 dirhem [gümüş] karşılığında 1 dinar [altın] satın alsa, kabz etmeden, bunlarla bir şey satın alması fâsid olur. Eline almadan, bunları vasiyet, hibe (hediye) etmesi de câiz olmaz.
2 gümüş ile 1 altını, 2 altınla 1 gümüşe satmak câizdir. Altınlar, gümüşlerin karşılığı olur. 10 gümüşle 1 altını, 11 gümüşe satmak câiz olur.
Üzerinde 50 dirhem gümüş ziyneti bulunan 30 dirhem değerindeki demir kılıcı satın alırken, 50 dirhem veya daha fazla gümüşü peşin verip bir şey söylemese veya bu, ziynetin semenidir derse, gerisi borc kalsa, sahih olur.
Altının veya gümüşün bakırla olan alaşımlarında, bunların miktarı yarıdan fazla ise, bu alaşımları, halisleri gibidir. Bunlarla kendi halislerini ancak eşit ağırlıkta satın almak câiz olur. Altını veya gümüşü yarıdan az olan bakırlı alaşımlar, uruz gibidir. Bu alaşımlarla kendilerindeki altından veya gümüşten daha çok ağırlıktaki halislerini peşin satın almak câiz olur. Bunlar da, fülus gibi para olarak, adete göre tartı ile veya sayı ile kullanılırlar. Fakat bunların, söz kesilince, ayrılmadan önce kabz edilmeleri lâzımdır. Birbirleri ile başka miktarlarının satılmaları, yani değiştirilmeleri câizdir. Çünkü, birinin gümüşü, ötekinin bakırına karşılık olur. Bunlar da, para olarak kullanıldıkları zaman, tayin edilince te’ayyün etmezler. Kullanılmadıkları zaman uruz gibi olup tayin edilince te’ayyün ederler.
Fülus denilen bakır, bronz paralar [ve kağıt liralar], aynı sayıda, [yani itibari kıymetleri aynı olarak] kendi cinsleri veya altın gümüş karşılığında satılınca dâima semen olurlar. Nakdeyn karşılığında satılınca, faizin iki şartı da yok ise de, iki karşılıktan birisinin, ayrılmadan önce kabz edilmesi lâzımdır. Şernblali, (Gurer) haşiyesinde buyuruyor ki (Nakdleri birbirleri karşılığında satarken, ikisinin de kabz edilmesi nass ile şart edildi. Fülus [ve kağıt liralar] da semen iseler de, aslında uruz gibi kıyemi maldırlar. Nass bunlara şamil olmaz. Bunun için, yalnız fülusü veya bununla değiştirilecek semeni kabz etmekle bey’ sahih olur. İkisinden biri kabz edilmezse, deyn deyn karşılığında satılmış olup bey’ batıl olur). Fülus aynı sayıda fülus karşılığında satılınca, yani kağıt para bozdurulursa, ikisinin de, ayrılmadan önce kabz edilmeleri lâzımdır. [Çünkü, burada faizin iki şartından birisi bulunduğundan, yani aynı cinsten oldukları için, veresiye satışı haram olur. İkisinden birisi, peşin veremeyecek ise, diğeri buna ödünç verir. Bu da, para bulunca, ona öder. Aynı sayıda olmazsa semenlikten çıkacakları, fâiz bahsinde yazılıdır. 100 liralık kağıt parayı, tutarı 100 liradan az olarak bozmak câiz ise de, muhtaç olanın malını değerinden aşağı olarak ondan satın almak mekruh olur.]
Fetava-i Hindiye’de diyor ki “Gümüş verip fülus satın alsa, bayida fülus yoksa, gümüşü aldıktan sonra, ayrılıp, başkasından ödünç alıp verse, câiz olur. [Çünkü, fâiz satışı değildir.] Fülusü ayrılmadan alıp da, gümüşü sonra vermesi de câiz olur”.