Sual: Esmaül Hüsna nedir?
Cevap: Esmaül Hüsna, Allahu tealanın güzel isimlerine nedir. Bunlar şunlardır;
Allah : Hak taâlâ’nın en yüce ismidir ki, bütün isimleri onda toplanmıştır. O, zâtında, sıfatlarında, fiillerinde tektir, benzersizdir, ezelîdir, ebedîdir.
el-Adl : Çok adâletli; irâdesi gereğince fiillerini yerine getirendir.
el-Afüvv : Günahları çok affeden; işlerin kolay olmasını isteyendir.
el-Âhir : Varlığının sonu olmayandır.
el-Alîm : Her şeyi en iyi bilendir.
el-Aliyy : Çok yüce, yüksek; mekânı olmayan; her şey kendinin dûnunda, emrinde ve hükmü altında olandır.
el-Azîm : Çok azametli, en büyük; azameti hakkında sınır muhal olandır.
el-Azîz : Mağlup edilmesi mümkün olmayan gâlibtir.
el-Bâ’ıs : Ölüleri diriltip kabirlerinden çıkarandır.
el-Bâkî : Varlığının sonu olmayandır.
el-Bâri : Eşyayı ve her şeyin kısımlarını birbirine uygun ve âhenkli halde yaratandır.
el-Basîr : Her varlığı gören, varlığı ve yokluğu bilendir.
el-Bâsit : Açan, genişleten; dilediğine, neş’e, sevinç ve bolluk verendir.
el-Bâtın : Varlığı duyu organlarıyla anlaşılamıyan; gizli olandır.
el-Bedî’ : Eşi, örneği olmayan ve hayret verici âlemler yaratandır.
el-Berr : Çok iyilik eden, va’dini yerine getirendir.
el-Câmi’ : İstediğini istediği zaman istediği yerde toplayan; dağılmışı toplayandır.
el-Cebbâr : Islâh eden, eksikleri tamamlayan, dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olandır.
el-Celîl : Celâlet ve büyüklük sahibi; Zât ve sıfatlarında büyük olandır.
ed-Dârr : Elem ve zarar veren şeyler yaratandır.
el-Evvel : Varlığının başlangıcı olmayandır.
el-Fettâh : Her türlü zorluğu açan ve kolaylaştıran; yokluk kapısını varlıkla, bilgisizliği ilimle, rızkı verme ve ihsanla açandır.
el-Gaffâr : Mağfireti çok olan, günahlarının affını isteyenleri af edendir.
el-Gafûr : Mağfireti çok; günahları, kusurları saklayan, örtendir.
el-Gaffâr : günahları, kusurları saklayan, örten. Gafîr: Kötü ve yüz kızartıcı işleri örtendir.
el-Gafûr : Kulların günahlarını, kusurlarını ve çirkinliklerini, melekût âleminden de saklayandır.
el-Ganiyy : Her şeyden müstağni, zengin, hiçbir şeye ihtiyaç duymayandır.
el-Habîr : Her şeyin iç yüzünü, gizli taraflarını bilendir.
el-Hâdî : Hidâyet yolunu gösteren, istediği kulunu hayırlı yollarda başarılı kılan, muradına erdirendir.
el-Hâfid : Yukarıdan aşağıya indiren, alçaltan; değer, mal, amel ve inanç yönünden düşmanlarının derecelerini alçaltandır.
el-Hafîz : Yapılan işleri, bütün ayrıntılarıyla tutan; her şeyi, belli vaktine kadar yok olmaktan kuruyan ve belâdan saklayandır.
el-Hakem : Hükmeden, hakkı yerine getirendir.
el-Hakîm : Emirleri ve bütün işleri nizam ve tedbir üzerine hikmetli olandır.
el-Hakk : Varlığı hiç değişmeyendir.
el-Hâlik : Her şeyin hâllerini takdir edip yaratan, yoktan var edendir.
el-Halîm : Hilmi çok; suçluların cezasını vermeye gücü yettiği halde, onlar hakkında yumuşak davranan ve cezalarını geriye bırakan veya düşürendir.
el-Hamîd : Kendisine hamd ve sena olunan; bütün varlığın diliyle övülen; doslarını sena eden ve dosları tarafından sena olunandır.
el-Hasîb : Herkesin hayatı boyunca yaptıklarının ve her şeyin hesabını bütün ayrıntılarıyla en iyi bilendir.
el-Hayy : Diri; her şeyi bilen ve her şeye gücü yetendir.
el-Kâbid : Sıkan, daraltan; dilediğine acı ve sıkıntı verendir.
el-Kâdir : İstediğini istediği gibi yapmaya gücü yetendir.
el-Kahhâr : Her şeye, her istediğini yapacak şekilde gâlip ve hâkim olandır.
el-Kaviyy : Çok güçlü; tam kudret sahibi olandır.
el-Kayyûm : Gökleri, yeri ve her şeyi tutandır.
el-Kebîr : Çok büyük; hakında miktar düşünülmeyendir.
el-Kerîm : Keremi, ihsanı, iyiliği bol; iradesi her şeyi kapsayan, umûmî irade sahibi olandır.
el-Kuddûs : Bütün kusur ve eksiklerden uzak, pek temiz olandır.
el-Lâtîf : En ince işlerin bütün inceliklerini bilen, yapan ve bu işlerin faydalarını kullarına ulaştırandır.
el-Mâcid : Kâdir ve şânı büyük; kerem ve cömertliği çok olandır.
el-Mâni’ : Dilemediği bir şeyin gerçekleşmesine müsâade etmeyen, kötü şeylere engel olandır.
el-Mecîd : Şanı büyük ve yüksek olandır.
el-Melik : Her şeyin sahibi, mutlak hükümdarıdır.
el-Metîn : Çok sağlam; kuvvet ve kudretinde metin olandır.
el-Mu’ızz : İzzet veren, şeref ve haysiyetini yükseltendir.
el-Mu’îd : Yaratılmışları yok ettikten sonra, tekrar yaratandır.
el-Muahhir : İstediğini geri koyan, arkaya bırakandır.
el-Mugnî : İstediğini zengin edendir.
el-Muhsî : Her şeyin sayısını bilen; ilmi, kudreti ve iradesi, her şeyi zapteden, kaydedendir.
el-Muhyî : Dirilten, can veren; varlıkları vücut, hareket, ilim, îman ve hidayet yönünden diriltendir.
el-Mukaddim : İstediğini öne alan, ileri geçirendir.
el-Mukît : Hiçbir şey onu acze düşürmeyen ve her şeyde kuvvetini gösteren; her yaratılmışın rızkını, gıdasını verendir.
el-Muksit : İşlerini yerli yerinde birbirine uygun yapan; adâletle hükmeden; irâdesine göre hükümleri yerine gelendir.
el-Muktedir : Her şeye gücü yeten; kuvvet ve kudret sahipleri üzerinde de istediği gibi tasarruf edendir.
el-Musavvir : Tasvir eden; her şeye bir şekil ve özellik verendir.
el-Mü’min : Mü’min kulları hakkındaki va’dini tasdik eden, onları azaptan koruyan; kendini birleyendir.
el-Mübdi’ : Varlığı maddesiz ve örneksiz olarak ilk baştan yaratandır.
el-Mücîb : Kendine yalvaranların isteklerini verendir.
el-Müheymin : Gözetici, koruyucu, emîn olandır.
el-Mümît : Canlı bir varlığın ölümünü yaratan; varlıkları vücut, hareket, ilim, îman ve hidayet yönünden öldürendir.
el-Müntekım : Suçluları cezalandırandır.
el-Müte’âlî : İzzet, şeref ve hükümranlık bakımından en yüce olandır.
el-Mütekebbir : Her şeyde ve işte büyüklüğünü gösterendir.
el-Müzill : Zillete düşüren, hor ve hakîr kılandır.
en-Nâfi’ : Hayır ve menfaat verici şeyler yaratan, fayda verendir.
en-Nûr : Âlemleri nurlandıran; istediği sîmalara, zihinlere ve gönüllere nur yağdırandır.
er-Ra’ûf : Rahmeti çok olan, çok merhametlidir.
er-Râfi’ : Yukarı kaldıran, yükselten; değer, mal, amel ve inanç yönünden sevdiklerinin derecelerini yükseltendir.
er-Rahîm : Çok merhamet eden, O’nu tanıyan, O’na iman eden ve verdiği nimetleri iyi kullananları, daha büyük ve sonsuz nimetler vermek suretiyle mükâfatlandırandır.
er-Rahmân : Yaratılmışlar hakkında hayır ve rahmet isteyendir.
er-Rakîb : Bütün varlık üzerinde gözcü; her iş, murâkabesi altında bulunandır.
er-Reşîd : Bütün işleri dosdoğru, bir nizam ve hikmet içinde sonucuna ulaştıran; irşad eden, doğru yolu, hidayet yolunu gösterendir.
er-Rezzâk : Yaratılmışlara yiyecekleri, gıdaları ihsan eden, verendir.
es-Sabûr : Çok sabırlı; azâbı geri bırakmayı isteyendir.
es-Samed : Hâcetlerin giderilmesi, ıstırapların ortadan kalkması için herkesin yöneldiği yüce merci; hayallere sığmaz, arzularda O’ndan başkası kast olunmazdır.
es-Selâm : Hiçbir ayıbı olmayan, kullarını tehlikelerden selâmete çıkaran, cennetteki kullarına selâm verendir.
es-Semî’ : Her varlığı işitendir.
eş-Şehîd : Her zaman ve her yerde, kudreti, ilmi, işitmesi ve görmesi her varlıkla beraber hazır ve nazır olandır.
eş-Şekûr : Kendi rızası için yapılan iyi işleri, daha ziyadesi ile karşılayan, karşılık verendir.
et-Tevvâb : Kulunu tevbeye sevkeden ve tevbesini kabul eden; kulunu günah durumundan itâat hâline çevirendir.
el-Vâcid : İstediğini istediği vakit bulandır.
el-Vâhid : Tek; zatında, sıfatlarında, fiillerinde benzersiz, eşi, ortağı bulunmayandır.
el-Vâlî : Bütün varlığa hâkim olup onu idare edendir.
el-Vâris : Varlığının sonu olmayan; servetlerin geçici sahipleri yok olduktan sonra varlığı devam eden, mülkün hakiki sahibi olandır.
el-Vâsi’ : Geniş ve müsâadekâr; kudreti, irâdesi, ilmi, işitmesi, görmesi, kelâmı her şeyi kuşatandır.
el-Vedûd : İyi kullarını seven, onları rahmet ve rızasına kavuşturan; lâyık olan ve olmayana hayır veren; sevilmeğe ve dostluğu kazanılmaya en lâyık olandır.
el-Vehhâb : Çeşitli nimetleri karşılıksız, devamlı verendir.
el-Vekîl : Kendisine havale edilen işleri, en iyi sonuca ulaştırandır.
el-Veliyy : İyi kullarını seven, onların dostu olandır.
ez-Zâhir : Varlığı delillerle idrak olunan, anlaşılan; âşikâr olandır.
Mâlikü’l-Mülkü Zü’l-Celâli ve’l-İkrâm: Mülkün sonsuz sahibi; her şeyin başkasına ihtiyaç duymayan hâkimi, hükümdarı; azamet ve kerem sahibidir.
Benzer Suallerin Cevapları İçin Tıklayınız