Sual: Hamidullah, “İslam Peygamberi” kitabının 92. ve 93. sayfalarında (Miraç bir haldir. İnsanın vücudunü unutup, ruhunun hakim olduğu bir vaziyette yapılmıştır. İsra sûresinde, Hazret-i Peygamber, bir gece yeryüzünün mukaddes merkezlerinden gökteki ibadet merkezine (Mescid-i Aksaya) götürüldü. Uzaktaki mescidin, Kudüste olduğu düşünülemez. Zira o zaman, Kudüs’te mescid yoktu diyor ve Rûm sûresinde, Filistinin en yakın bir yer olduğu bildiriliyor. Uzak mescid, yakın bir yerde bulunamaz. Allahü teâlâ, Ona eski Peygamberlerin tarihini hatırlatarak, Onu teselli ediyor) diyor. Buna ne cevap vermek gerekir?
Cevap: İsra sûresindeki âyet-i kerimede meâlen, “Kulumu gece Mescid-i haramdan Mescid-i Aksaya götürdüm” buyuruldu. Kul, insana denir. Ruha veya insanın bir haline kul denmez. Buhari’deki uzun hadis-i şerifte ve Ehl-i sünnet âlimlerinin tefsirlerinde ve bütün kitaplarda, Resûlullahın “sallallâhü aleyhi ve sellem” Kudüs’te, Mescid-i Aksa’ya gittim, gördüm buyurduğu bildirilmektedir. O zaman, Mescid-i Aksa Kudüs’te vardı. Çok önce, Süleyman aleyhisselâm yaptırmıştı. Sonra, İranlıların ve Yunanlıların eline geçmişti. İsa aleyhisselâm göğe çıkarıldıktan sonra Romalıların eline geçti. Birkaç kere yıkıldı, yapıldı. Son olarak, Hazret-i Ömer tamir ettirdi. Filistin, Arabistan’a komşu bir yerdir. Başka memleketlerden daha yakın olduğu için, (en yakın yer) buyuruldu. Mescid-i Aksa o zaman yeryüzünde bulunan mescidler arasında, Mekke’ye en uzak olanı idi. Bunun için, (en uzak mescid) buyuruldu. En yakın yerde en uzak mescid niçin bulunamazmış? Müslümanlar, hicretten 16 ay sonraya kadar, Mescid-i Aksa’ya karşı namaz kıldı. O zaman, Kudüs’te mescid yok olsaydı, oraya karşı namaz kılmak emrolunur mu idi? Resûlullah da, Kudüs’te Mescid-i Aksa’da namaz kıldım der mi idi? Hamidullah’ın aklı, düşüncesi ve fen anlayışı, Resûlullahın “sallallâhü aleyhi ve sellem” mübarek bedeni ile Kudüs’e ve göklere götürüldüğünü kavrıyamadığı için, buna inanamıyor. Miracın bir hallolduğunu anlatmak istiyor. Bunun için de Kur’ân-ı Kerîm’i yanlış tefsir ediyor. Düşüncesini kaçamak yollarla ispata kalkışıyor. Miraç bir hallolsaydı, işitenlerden kimse karşı koymazdı. Kâfirler de, buna karşı bir şey demezlerdi. (Beden ile gittim) buyurduğu için inanmayanlar çok oldu. Resûlullahın Mekke’den Kudüs’e götürüldüğüne inanmayanın kâfir olduğu söz birliği ile bildirilmektedir. Göklere götürüldüğüne inanmayan ise, bidat ehli, sapık olur.
Hindli Hamidullah’ın küfre kadar giden bu bozuk yazısına Hind âlimlerinin kitaplarından da cevap vermek yerinde olacaktır. Büyük hadis alimi Abdülhak Dehlevi hazretleri, fârisî Medaricü’n-nübüvve kitabında buyuruyor ki (Allahü teâlânın Muhammed aleyhisselâma olan ihsanlarının en şereflilerinden biri de, Onu Miraca çıkarmasıdır. Bu mucizeyi Ondan başka hiçbir Peygambere vermemiştir. Resûlullahın Mekke’den Mescid-i Aksa’ya götürüldüğü, Kur’ân-ı Kerîm’de açıkça bildiriliyor. Buna inanmayan kâfir olur. Mescid-i Aksadan göğe çıkarıldığını meşhur hadisler haber veriyor. Buna inanmayan ise, bidat ehli ve fasık olur. Miracın uyanık iken ve ceset ile olduğunu, Ashâb-ı kiramın ve tabiinin ve hadis âlimlerinin ve fıkıh âlimlerinin ve kelam âlimlerinin çoğunluğu haber vermişlerdir. Böyle olduğunu sahih hadisler de açıklamaktadır. Miraç çok defa olmuştu. Bunlardan biri uyanık iken ve ceset ile idi. Ötekiler yalnız ruh ile idi. Aişe “radıyallâhu anha”, rüyada ruh ile olan miraclardan birini haber vermektedir. Onun bu haberi, uyanık iken ceset ile olan miracın yok olduğunu göstermez. Bununla beraber, İslam âlimleri söz birliği ile bildiriyorlar ki Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” rüyaları vahiydir. Bunlarda şüphe etmeye yol yoktur. Gözleri kapalı iken, mübarek kalpleri uyanıktır. Önceden ruh ile olan miraclar, ceset ile olacak miraca hazırlamak için idi. Kâfirler, miraca inanmadıkları ve imtihan ederek Mescid-i Aksa’dan bilgi istedikleri için, İsra sûresinde, Mescid-i Aksa’ya kadar götürüldüğü açıkça bildirildi. Bu surede, “Ayetlerimi göstermek için götürdüm” buyurulması, göklere çıkarıldığını gösteriyor. Bu surenin 60. âyetinde meâlen, “Sana gösterdiğimiz rüyayı insanlara fitne yaptık” buyuruldu. Burada bildirilen rüya, Miracı haber vermektedir. Evet, (Mekke’ye gidip Ashâbı ile tavaf yapacağını gördüğü rüyadır. Bu rüyayı Ashâbına haber verdiği sene Mekke’ye girmeyip, Hudeybiye’den geri döndükleri için, münafıklar fitne çıkarmışlardı) da denildi. Halbuki rüyayı o sene görmemişti ki fitneye sebep olabilsin. Tefsir âlimlerinin çoğu, buradaki rüya kelimesinin uyanık iken gece görmek için kullanıldığını bildirmişlerdir. Meşhur şair Mütenebbi divanından buna misal göstermişlerdir. Batıni yani İsmaili fırkasında olanlar, Miraç ceset ile yolculuk değil, halleri ve makamları geçerek ruhun yükselmesidir dediler ki bu sözleri küfür ve ilhattır. Yani zındıklık, İslam düşmanlığıdır). Hamidullah’ın yazısı, onun İsmaili fırkasından olduğunu gösteriyor. İsmaililerin merkezi olan Haydarabad şehrinden olması da, bu sözümüzü kuvvetlendirmektedir. Miraç hadisini Ashâb-ı kiramdan çoğu haber vermiştir. Buhari’de ve Müslim’de uzun yazılıdır. İmanı olanların Miraç mucizesine de inanmaları lazımdır.
Hamidullah’ın bütün kitaplarında, İslamiyeti tarihlere ve kendi anlayışına göre, ayrı ayrı 2 açıdan açıklamaya özendiği görülmektedir. Tarih kitaplarından alarak bildirdiklerinin çoğu, olayları doğru olarak nakletmektedir. Fakat, bu bilgiler arasına sokuşturmuş olduğu, kendi sapık görüşleri ve bozuk inanışları, bunları okuyanların ve inananların imanlarını sarsmakta, Resûlullaha “sallallâhü aleyhi ve sellem” olan saygı ve sevgilerini ve Ehl-i sünnet âlimlerine olan güvenlerini yok etmektedir.
Tavsiye Yazı –> Hamidullah kimdir?