Bâzı sıkıntı ve hastalıkları tedâvi etmek ve nazara karşı korunmak için, Kur’ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde bildirilen âyetleri, duâları okumak, taşımak. Kur’ân-ı kerîmdeki ve hadîs-i şerîflerdeki duâlar yazılıp muska şeklinde de taşınabilir. Muska, Arapça bir kelime olup, aslı “mıska”dır. Doğru şekli “Nüsha”dır. Nüsha, lügatta yazılı şey mânâsınadır. Muska, âyet ve duâların bir kâğıda veya beze yazılıp, katlanarak, muşambaya veya buna benzer bir şeye sarılıp ve boyuna veya elbisenin uygun bir yerine asılır.
Peygamberimiz hastalıklardan tedâvi için, doktora gider, ilâç kullanırdı. Hadîs-i şerîfte buyruldu ki: “Hastalığınızı tedâvi ediniz! Çünkü Allahü teâlâ, ölümden başka her hastalık için devâ, ilâç yaratmıştır.”
Peygamberimiz hastalıklar için Kur’an-ı kerîm veya duâ okur, fen ile bulunan ilâçları kullanırdı. “Kur’ân-ı kerîmden şifâ beklemeyene şifâ nasip olmaz.” buyururdu.
Fâtiha sûresini okumanın, hastalıklara şifâ olduğunu bildiren hadîs-i şerîfler, tefsir kitaplarında yazılıdır. Âyet-i kerîme ve duâ okumanın şifâ vermesi için şartlar vardır. Bu şartların gözetilmesi de lâzımdır. Okuyanın veya yazanın ve hastanın buna inanması şarttır. Hastanın, zararlı olan gıdâlardan, şüpheli ilâçlardan perhiz etmesi, sıcaktan veya soğuktan sakınması, lüzumlu şeyleri yapması, haramdan, zulümden sakınması lâzımdır. Hadîs-i şerîfte; “Allahü teâlâyı unutarak, gafletle edilen duâ kabul olmaz.” buyruldu. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem efendimiz hasta olunca, Kur’ân-ı kerîmdeki Kul eûzüleri okuyup kendi üzerine üflerdi.
Âyet-i kerîme ile ve Resûlullah efendimizden gelen duâlarla muska yazmaya ve taşımaya Ta’viz denir. İslâm dîninde buna izin verilmiştir. İnanan, güvenen kimseye fayda verdiği tecrübe ile sâbittir. Hattâ böyle âyet ve duâların yazıldığı muskayı muşamba, naylon gibi su geçirmez şeylere sarılı olarak her zaman taşımaya izin verilmiştir. Mânâsı bilinmeyen veya dinden ayrılmaya sebep olan muskayı okumaya Efsûn denir. Bunu ve nazarlık denilen şeyleri kendi üzerinde taşımaya Temîme denir. Muhabbet (sevgi) hâsıl etmek için yapılan muskalara Tivele denir. Bir hadîs-i şerîfte; “Temîme ve Tivele şirktir (Allah’a ortak koşmaktır).” buyruldu.
Hakîkî Müslüman bâtıl inançlara inanmaz. Sihir, uğursuzluk, fal, efsun, Kur’ândan başka şeyler yazılı muska, kehânet ve benzeri şeylere, bunların muhakkak iş yapacaklarına, mezarlara mum dikmeye, tel ve iplik bağlamaya ve kerâmet sâhibi olduğunu söyleyene ehemmiyet vermez. Bunların çoğu esâsen başka dinlerden bize aktarılmıştır. Bâzı din adamlarından kerâmet bekleyenlere büyük İslâm âlimi İmâm-ı Rabbânî rahmetullahi aleyh şöyle demektedir: “İnsanlar din adamlarından kerâmet beklerler. Bunların bâzılarının kerâmeti yoktur, ama diğerlerinden daha ziyâde Allah’a yakındır. Asıl kerâmet, İslâmiyeti iyi öğrenmek ve ona uygun yaşayabilmektir.”
Kur’ân-ı kerîmin hastalıklara şifâ olduğu İsrâ sûresi 82’nci âyetinde meâlen; “Biz Kur’ândan öyle âyetler indiriyoruz ki, müminler için bir şifâ ve rahmettir. Zâlimlerin ise (küfür ve yalanları sebebiyle) ancak hasârını, zarar-ziyânını arttırır.” buyurularak bildirilmiştir.
Hadîs-i şerîflerde de buyuruldu ki:
Ey Allah’ın kulları! İlâç kullanın!
Her hastalığın ilâcı vardır. Yalnız ölüme çâre yoktur.
İlâçların en iyisi Kur’ân-ı kerîmdir.
Allahü teâlânın bir nîmet vermesini ve bunun devamlı olmasını isteyen Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhı çok okusun!
Tavsiye Yazı: Muska Taşımak Sünnet Mi?
Muska Yazana Para Vermek Caiz Mi?