Sual: Hile-i şeriyye yapmak caiz midir?
Cevap: Haramı helal ve helali haram yapmak için, yahut birinin hakkına mâni olmak veya haksız mal ele geçirmek için, (Hile-i batıla) yapmak câiz değildir. Hanefi ve Şâfiî mezheplerinde, (Hile-i şer’iyye)nin câiz olması, haram bir işi yapmaya izin vermek değildir. Bir hakime, bir dava geldiği zaman, bunda hile olduğunu bilmezse, lazım gelen hükmü vermesi câiz olur. Hile olduğunu bilerek hüküm verirse günaha girer). İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe “radıyallâhu anh”, müslümanlara böyle hile öğreten müftü hicr olunur dedi. Evet, İmâm-ı Âzam, hile-i şer’iyye yapılması câiz olur buyurmuştur. Fakat bu söz, İslamiyete uymayan sebeplerin kullanılmasına izin vermek değildir. Böyle sebep kullanınca, bundan hâsıl olacak hüküm muteber olur demektir. Mesela fâsid bey’ yapmak câiz değildir, haramdır. Fakat fâsid bey’ yapılınca, bunun ahkâmına uymak lazım olur. Cuma ezanı okununca bey’ yapılması da böyledir. Iyne satışının haram kısmını yapmak da böyledir. Haram sebeple yapılan hileden hâsıl olan hükme uymak, Şâfiî mezhebinde de lâzımdır. Maliki ve Hanbeli mezheplerinde lazım değildir. Nisaba mâlik kimsenin, bir sene tamam olmadan önce, malını güvendiği birine temlik etmesi, sene tamam olduktan sonra geri alması, böylece zekatın farz olmasına mâni olmak için hile yapması, Hanefide de câiz değildir. Bir kimse, kadını nikah etmiştim diyerek, iki yalancı şahit gösterse, kadın inkâr etse de, onun zevcesi olur. Fakat, bu hükmün hâsıl olması için, yalancı şahit kullanmak haram olur. Ödünç vermekte faizi, muamele satışı şeklinde câiz yapmak da böyledir. Bidattir. [Ödünç alırken fâiz vermesi icap edenin, muamele satışı yaparak fâiz cezasından kurtulacağı, Ödünç vermek maddesinde bildirilmişti. Bu fetva, nafaka temininden âciz olup faizsiz karz-ı Hasan vereni bulamayan kimse içindir. Yani, fâiz ile ödünç almak zarureti bulunan fakiri fâiz günahından korumak içindir. Yoksa, herkes muamele satışı yapmak sûreti ile fâiz vererek ödünç alabilir demek değildir.] Böyle sözleşmelerde, elfaz değil, mânâ muteberdir. Haramı helal yapmak için (Hile-i batıla) yapmak yahudilerin adetidir.”
Fetava-yı Hindiye’de 6. cüzde diyor ki “Haramdan kurtulmak için, helala kavuşmak için hile-i şer’iyye yapmak câizdir ve iyidir. Böyle hilenin câiz olmasına senet, Sad sûresinin 44. ayetidir. Bu âyet-i kerime, Eyüp aleyhisselâm, zevcesine 100 sopa vurmaya yemin edince, bu yemini yapmaktan kurtulması için yapılacak hile-i şeriyeyi bildirmektedir.”
Eşiatü’l-lemeat’ta had cezalarında diyor ki: Saîd bin Sad dedi ki babam Sad, Resûlullahın “sallallâhü aleyhi ve sellem” yanına, hasta, sarsak birini getirdi. Bunu zina yaparken yakaladık dedi. “Buna, üzerinde 100 filiz bulunan bir dal ile bir kere vurunuz!” buyurdu. Böylece, bir vurmakla, 100 sopa vurulmuş, had cezası yapılmış olur. Eşia tercümesi, hile-i şeriyenin câiz ve lazım olduğunu göstermektedir.
Tavsiye yazı –> Mektubat’ın önemi nedir?