Sual: İslam hukukunda icmanın bağlayıcılığı nedir? İcmanın dereceleri var mıdır?
Cevap: İbni Melek, Menar şerhinde diyor ki İcmâ birleşmek demektir. Bir asırda bulunan müctehidlerin bir işin hükmünde birleşmeleridir. Bu iş, söz veya fiil olabilir. İctihad lazım olmayan şeylerde, bir asırda bulunan müslümanların hepsinin birleşmeleri lazım olur. Birleşmek, aynı sözü söylemek veya aynı işi yapmaktır. Bir asırda bulunan müctehidlerin bir kısmı söyler veya yapar, diğerleri işitince susarlar, reddetmezlerse, hanefi mezhebinde, yine icmâ olur. Şâfiîde, buna icmâ denmez. İctihad işlerinde icmâ sâhibi olmak için, müctehid olmak lâzımdır. Kurân-ı Kerîmin ve namaz rekatlarının ve zekat miktarının ve ekmeyi ödünç almanın ve hamama gitmenin bizlere nakledilmesi gibi, ictihada lüzum olmayan şeylerin icmaında müctehid olmak lazım değildir. Bu gibi şeylerde, müctehid olmayanların icmâları da muteberdir. Fakat, bidat sâhibi ve fasık olmamaları lâzımdır. [Bunun için, şiîlerin ve vehhâbîlerin kitaplarında yazılı bozuk şeyler icmâ olamaz. Helal, haram ve farzlar için delil olamaz.] Ashâb-ı kirâmdan ve Ehl-i beyt evlatlarından olmaları da şart değildir. Medine ahalisinden olmaları da şart değildir. Âlimlerin çoğuna göre, selefin ihtilaf ettiği bir meselede, sonra gelen âlimlerin icmâ yapmaları câizdir. Bir müctehid hilaf ederse, icmâ hâsıl olmaz. Haber-i vahid ile bildirilmiş olan hadis-i şerifte ve müctehidin kıyas etmesi ile bulunan hükümde icmâ olur. Âyet-i kerimeden ve meşhur olan hadisten açıkça anlaşılan hükümde icmâ olmaz. Bunların kendileri zaten delildir. Selef-i sâlihinin, yani Ashâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”, bizlere, her asrın icmaı ile gelmiş olan icmâları mütevatir hadis gibidir. Yani, Ashâb-ı kirâmın böyle icmâlarını öğrenmemiz ve amel etmemiz lâzımdır. Kurân-ı Kerîmin Allah kelamı olduğu, namazın ve orucun, zekatın farz oldukları böyledir. Bir sâlih kimsenin bildirdiği icmâları ise, haber-i vahid ile bildirilmiş olan hadis-i şerifler gibidir. Bunlar ile yalnız amel etmek vâcib olup ilim [ve îman] vâcib değildir. Öğle namazından evvel 4 rekat sünnet kılmak böyledir.
İcmaîn dereceleri vardır. Ashâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ anhüm ecma’în”, açıkça ve her asrın icmaı ile haber verilmiş olan icmâları, âyet-i kerime ve mütevatir olan hadis-i şerif gibi kuvvetlidir. İnkar eden kâfir olur. Ashâb-ı kirâmdan bazısının icmâ edip, diğerlerinin sükut ettikleri icmâ da, katî delil ise de, inkâr eden kâfir olmaz. İcmaîn 3. derecesi, Ashâb-ı kirâmın ihtilaf etmedikleri bir hükmde, sonraki asırların icmâlarıdır. Bunlar, meşhur olan haber gibidir. Bundan sonra, Ashâb-ı kirâmın ihtilaf ettikleri bir hükümde, sonra gelenlerde hâsıl olan icmâ olup haber-i vahid ile bildirilen hadis-i şerif gibidir. Bununla amel vâcib olup îman vâcib değildir. Bir asırda bulunan müslümanlar, bir meselede ihtilaf edince, sonra gelenlerin, bu ihtilaflı sözlerden birine uymayan hükümleri batıl olur. Bu sözlerden başka bir söz söylemeleri câiz olmaz.
Tavsiye Yazı –> İbni Teymiyye Niçin Sevilmez?