Büluğ (ergenlik) çağına giren bâkire kızlar ve evli kadınlara mahsus hâller. Hayız, büluğ çağına giren bâkire kızlar ile evli kadınlardan bir hastalık sebebiyle olmaksızın ayın muayyen günlerinde gelen kandır. Nifas ise, doğumdan sonra gelen lohusalık kanına denir. Bu iki hâlde gelen kanın, İslâm dîninde bâzı hükümleri vardır. Bu kanlar, belli zamanlarda ve belli sebeplerden sonra gelmektedir.
İslâm dîninde, kadınlara mahsus olan bu iki hâl, son derece önemlidir. Kadının, ibâdetlerini ve kocasına karşı olan vazîfelerini yapabilmesi, hayız ve nifas hâllerinin dışında mümkündür. Bu bakımdan her Müslüman kadının ve evli erkeklerin, bu hâllere âit bilgileri öğrenmesi lâzımdır. Fıkıh kitaplarında bu iki mesele şöyle anlatılmaktadır:
Bir kadından gelen kan 3 hâlde olur:
1) Hayız (Âdet kanı): Hayız, akmak demektir. 9 yaşını doldurduktan birkaç gün veya ay, yâhut seneler sonra ve sıhhati (sağlığı) bozulmamış bir kızın veya âdet zamânı son dakikasından 15 gün geçmiş olan kadının rahminden gelen kana denir. Buna sahîh kan da denir. Beyazdan başka her renge ve bulanık olana hayız kanı denir. Bir kız, hayız görmeye başlayınca bâliğa olur. Yâni ergenlik çağına girer ve kadın hükmünde olup, dînin emir ve yasaklarından mükellef (sorumlu) olur. Kan görüldüğü andan kesildiği güne kadar olan günlerin sayısına âdet zamânı denir.
Âdet zamânı Hanefî mezhebine göre en çok 10 gündür. En az 3 gündür. Bir kadının hayzı, çok defâ her ay aynı gün sayısında olur. İki hayız arasında tam temizlik, yâni en az 15 gün temizlik bulunması lâzımdır. Bu tam temizlik, sahîh temizlik ise, yâni 15 veya daha çok gün ve gecede hiç kan gelmezse, önceki ve sonraki kanların, başka başka iki hayız oldukları anlaşılmış olur. Her kadının kendi hayız gün sayısını ve saatini (âdetini) ezberlemesi lâzımdır. Âdet çok sene değişmez. Değişirse, yeni âdetine göre hareket edilir. Kadın bir önceki âdetinin zamânına ve sayısına uygun kan görürse hayızın değişmediği anlaşılır. Uygun olmazsa âdeti değişmiş olur.
Hayız kanının hep akması lâzım değildir. İlk görülen kan kesilip birkaç gün sonra, tekrar görülürse, aradaki 3 günden olan temizlik, hep aktı kabul edilir. Mâlikî mezhebinde ise bu günler temiz kabul edilir. Kullandığı kürsüf (bez veya pamuk) üzerinde, aylarca her gün kan lekesi gören kız, ilk 10 gün hayızlı, sonra 20 gün özürlü, istihazalı kabul edilir. İstimrâr denilen bu kan kesilinceye kadar, hep öyle devâm eder. Daha önce normal bir âdet zamânı olan böyle bir kadın, daha evvel gördüğü âdet zamânının hâricindeki zamanda özürlü kabul edilir. O günler kan gelmiyormuş gibi temiz kabul edildiğinden, ona göre hareket eder.
2) İstihâza (Özür kanı): 3 günden, yâni 72 saatten 5 dakika bile az olan ve yeni başlayan için 10 günden çok süren ve yeni olmayanlardan âdetten çok olup, 10 günü de aşan ve hâmile, âyise (ihtiyar) kadınlardan ve 9 yaşından küçük kızlardan gelen kanlara istihâza (özür kanı) denir. Buna fâsit kan da denir. Kadın normal olarak 55 yaşında âyise (ihtiyâr) olur. Özür kanları, hayız sayılmaz. İstihâza kanı hastalık alâmetidir. Uzun zaman akması tehlikeli olduğundan doktora başvurmak lâzımdır.
İstihâza günlerinde bulunan bir kadın, idrârını tutamayan veya sıksık burnu kanayan kimse gibi özür sâhibi olur. Bu hâl namaz kılmasına ve oruç tutmasına mâni değildir.
3) Nifas (Lohusa kanı):Kadında, doğumdan sonra gelen kana nifas denir. Lohusalar, her hususta âdet gören kadınlar gibidir. Elleri, ayakları ve başı belli olan düşükte gelen kan da nifastır. Nifas zamânının azı yoktur. Kan kesildiği zaman, hemen yıkanmalıdır. Fakat âdeti kadar gün geçmeden kocasıyla münâsebette bulunamaz. Hanefî mezhebinde en çok zamânı 40 gündür. Kırk günden sonra gelen kan, istihâza (özür) olur. Kan kesilmese de boy abdesti alıp namaza başlar.
Birinci çocuğundan 25 günde temizlenen kadının nifas müddeti 25 gün olur. Bu kadının ikinci çocuğunda kan, 45 gün gelse, nifâsı 25 gün sayılıp 20 günü özür olur. Fakat ikinci çocukta kan, 40 günden önce, meselâ 35 günde kesilirse, bunun hepsi nifas olur. Böylece âdeti değişmiş olur. Bunun için her kadının nifâs gününü de ezberlemesi gerekir.
Hayız ve nifas ile ilgili hükümler: İslâm dîninde, hayız ve nifas hâlindeyken Müslüman kadına bâzı şeyleri yapmak haramdır, yasaktır.
1) Namaz kılamaz ve oruç tutamaz. Oruçlarını sonra kazâ eder. Namazlarını kazâ etmez, affedilir. Tilâvet ve şükür secdesi de yapamaz. Her namaz vaktinde abdest alıp seccâdesi üzerine namazı kılacak kadar zaman oturup tesbih okursa, en iyi kılmış olduğu bir namazın sevâbını kazanır.
2) Kur’ân-ı kerîm’e dokunamaz. Bir âyetin yazılı bulunduğu şeye de el süremez. Ancak zarûret hâlinde, bitişik olmayan kılıfla tutabilir.
3) Kur’ân-ı kerîm okuyamaz. Allahü teâlâyı hatırlatan duâ ve tesbihleri okuyabilir.
4) Câmi ve mescitlere giremez ve Kâbe’yi tavâf edemez.
5) Hayız ve nifas gören kadın kocası ile yakınlıkta bulunamaz. Bunun için kadının, hayız başladığını kocasına bildirmesi lâzımdır. Kocası sorunca bildirmezse, büyük günâh olur. Temizken, hayız başladı demesi de büyük günâhtır. Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve sellem; “Hayzın başladığını ve bittiğini kocasından saklayan kadın mel’ûndur, lânetlenmiştir.” buyurdu.
6) Hayız (âdet) ve lohusalık kesilince hemen gusül edip yıkanmaları farz olur.