Sual: Resulullah’ın bildirdiği itikad bilgileri nelerdir? Bir Müslüman genel olarak nelere iman etmelidir?

Cevap: Müslüman olmanın ilk şartı, iman etmektir. Doğru iman ise, Ehl-i Sünnet itikadına uygun olarak inanmaya bağlıdır. Akıllı olan ve büluğ çağına giren erkeğin ve kadının 1. vazifesi, Ehl-i Sünnet alimlerinin kitaplarında yazdıkları iman bilgilerini öğrenmek ve bunlara uygun olarak inanmaktır. Kıyamette Cehennem azabından kurtulmak, onların bildirdiklerine inanmaya bağlıdır. Cehennemden kurtulacak olanlar, yalnız bunların yolunda gidenlerdir. Onların yolunda gidenlere (Sünni) veya (Ehl-i Sünnet) denir.

Bir hadis-i şerifte, (Benim ümmetim 73 fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yalnız 1 fırka Cehennem azabından kurtulacak, diğerleri ise helak olacaklar, Cehenneme gideceklerdir) buyuruldu. Bu 73 fırkadan her biri, İslamiyete uyduğunu iddia etmekte ve Cehennemden kurtulacağı bildirilen bir fırkanın, kendi fırkası olduğunu söylemektedir. Müminun suresi 54. ve Rum suresi 32. ayet-i kerimelerinde mealen: (Her fırka, doğru yolda olduğunu sanarak sevinmektedir)  buyuruldu. Halbuki, bu çeşitli fırkalar arasında, kurtulucu olan birinin alametini, işaretini, Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem” şöyle bildirmektedir: (Bu fırkada olanlar, benim ve Eshâbımın gittiği yolda bulunanlardır). Eshâb-ı kiramdan birini dahi sevmeyen, Ehl-i Sünnetten ayrılmış olur. Ehl-i sünnet itikadında olmayan da, kafir veya (Bidat ehli) sapık olur.

Ehl-i Sünnet İtikadında Olmanın Alametleri:

Allahü teâlâ, Ehl-i sünnet itikadına uygun iman eden müslümanlardan razıdır. Böyle inanmış olmanın birçok şartları vardır. Ehl-i sünnet alimleri, bunları şöyle açıklamaktadır:

1) İmanın 6 şartına, yani Allahü teâlânın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, Meleklerine, Kitaplarına, Peygamberlerine, Ahiret hayatına, hayır ve şerrin, iyilik ve kötülüğün Allahü teâlâ tarafından yaratıldığına inanmalıdır. (Bunlar (Amentü) de bildirilmiştir.)

2) Allahü teâlânın son kitabı olan Kuran-ı kerimin, Allahü teâlânın kelamı olduğuna inanmalıdır.

3) Mümin, kendi imanından hiç şüphe etmemelidir.

4) Peygamberimize “sallallâhü aleyhi ve sellem” iman edip, hayatta iken Onu görmekle şereflenen Eshâb-ı kiramın hepsini çok sevmelidir. 4 halifesine, yakın akrabaları olan ehl-i beytine ve muhterem hanımlarından hiçbirine dil uzatmamalıdır.

5) İbadetleri, imandan bir parça bilmemelidir. Allahü teâlânın emir ve yasaklarına inanıp, tembellikle yapmayan müminleri kafir bilmemelidir. Haramlara ehemmiyet vermeyenlerin, hafife alanların, İslamiyetle alay edenlerin imanı gider.

6) Ehl-i kıble olduklarını söyleyen, Allahü teâlâya ve Peygamberi Muhammed aleyhisselâma inandım dediği halde, yanlış itikatta olanları tekfir etmemeli, kafir olduklarını söylememelidir.

7) Açıkça günah işlediği bilinmeyen her imamın arkasında namaz kılmalıdır. Bu hüküm, cuma ve bayram namazlarını kıldıran emirlere, valilere de şâmildir.

8) Müslümanlar, başındaki amirlerine, idarecilerine isyan etmemelidir. Huruc, yani isyan etmek, fitne çıkarmak olur ve çeşitli felaketlere yol açar. Onların hayırlı iş yapmalarına dua etmeli ve fısk, günah işlerinden vazgeçmeleri için tatlı dil ile nasihat etmelidir.

9) Abdest alırken ayakları yıkamak yerine, hiç özür ve zaruret olmasa bile, yaş el ile bir kere, mest üzerine meshedilmesi, erkek için de, kadın için de caizdir. Çıplak ayak ve çorap üzerine meshedilmez.

10) Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” Miracının, hem ruh ve hem de beden ile olduğuna inanmalıdır. (Miraç, bir haldir, yani rüyada olmuştur) diyenler, Ehl-i sünnetten ayrılmış olur.

Cennette müminler Allahü teâlâyı göreceklerdir. Kıyamet gününde, Peygamberler ve salih, iyi zatlar şefaat edeceklerdir. Kabir suali vardır. Kabirde azap, ruh ve bedene olacaktır. Evliyanın kerameti haktır. Keramet, Allahın sevgili kullarında meydana gelen harikulade haller olup, Allahü teâlânın âdeti dışında, yani fizik, kimya ve biyoloji kanunları dışında ikram ve ihsan ettiği şeylerdir ve inkar edilemeyecek kadar çoktur. Kabirde ruhlar, diri kimselerin yaptıklarını ve söylediklerini işitirler. Kuran-ı kerim okumak, sadaka vermek ve hatta bütün ibadetlerimizin sevaplarını, ölülerin ruhlarına göndermek, onlara fayda vermekte, azaplarının hafifletilmesine veya kaldırılmasına sebep olmaktadır. Bunların hepsine inanmak, Ehl-i Sünnet itikadında olmanın alametlerindendir.

Buraya kadar kısaca bildirdiğimiz Ehl-i sünnet itikadını daha geniş öğrenmek isteyenler, İslam alimlerinin gözbebeği büyük Velî, Mevlana Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin farisi (İtikadnâme) kitabını okusunlar. Çok faydalı, pek nefis bir eser olup feyiz ve bereketleri, iki cihan saadeti için yeterlidir.

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Post comment