UKÛBÂT (Cezâlar)
Fıkh ilmi dört büyük kısma ayrılır: (İbâdât), (Münâkehât), (Mu’âmelât), (Ukûbât). Kitâbımızda ilk üçünü, lüzûmu kadar yazdık. Aşağıda, ukûbâtı da kısaca bildireceğim. (Dürr-ül-muhtâr) üçüncü cüz’de buyuruyor ki:
Döğerek, kolu keserek, recm ederek, ya’nî öldürünceye kadar taş atarak veyâ öldürerek yapılan cezâlara (Ukûbât) denir. Ukûbât, arkadan gelenler demekdir. Günâh işledikden sonra yapıldıkları için, bu ism verilmişdir. Ukûbât, (Had) ve (Ta’zîr) ve (Kısâs) olarak üçe ayrılır: (Had) mikdârı, islâmiyyetde kesin olarak bildirilmiş olan cezâdır. (Ta’zîr) cezâsı çeşidli olup, hâkimin dilediği kadar verilir. Had, şübhe ile afv olur. Ta’zîr ise, şübhe ile lâzım olur. Çocuğa had cezâsı verilmez. Ta’zîr cezâsı verilir. Had cezâsını yalnız hâkim verir. Ta’zîr cezâsını zevc ve günâh işleyeni gören her müslimân yapabilir. Had için kadın şâhid dinlenilmez. Had zanlısı habs olunur. Ta’zîr zanlısı habs olunmaz. Had cezâsı mahkemeye düşdükden sonra şefâ’at ve afv olunamaz. Ta’zîr cezâsı tevbe ile sâkıt olur. Hâkimin duymadığı günâhın had cezâsı da tevbe ile sâkıt olur.
Beş günâh için had cezâsı vardır: Zinâ, şerâb içmek ve alkollü içki ile serhoş olmak, kazf, sirkat, yol kesicilik. Had cezâları, suç işleyince değil, hâkim karâr verince vâcib olur. Had, günâhın temizlenmesine sebeb olmaz. Günâhdan kurtulmak için tevbe etmesi de lâzımdır. Had, lügatde men’ demekdir. Kapıcıya haddâd denir. Çünki, herkesin içeri girmesine mâni’ olur.
Kaynak: Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye
Tavsiye Yazı –> İslamiyette Recm Cezası Var Mı?