Mektubat-ı Rabbani’den Seçmeler 2

¥ Baba Abriz’in Adem aleyhisselamın çamuruna su dökmesi ruhu iledir. 2/28 (2. cilt 28. mektup) ¥ Bâtılın hiçbir suretle doğruluğu yoktur. 2/42 ¥ Batın için hallerin hasıl olması vardır. O ahvalin ilmi yoktur. [Hasıl olmakla anlaşılır.] Eğer zahir olmasaydı, bilmek ve ayırmak yolu açılmazdı. 1/284 ¥ Bâtının tasfiyesine münafi olan [temizlenmesine mani olan] her şeyi…

Mektubat-ı Rabbani’den Seçmeler 1

¥ Aba ve ecdat [baba ve dede]ların imanını taklit etmek, iman-ı taklididir ki, muteber değildir. 1/29 (1. cilt 29. mektup) ¥ Abdestte, ayak parmakları arasını sol elin küçük parmağı ile tahlile muraat [riayet] edeler. 3/40 ¥ Adaba riayetsiz hizmetin faydası yoktur. ¥ Adem aleyhisselam su ile toprak arasında iken, Resulullah ilim-i ilahide Peygamber idi. 1/56…

36. Mektup

İmâm-ı Rabbânî Müceddid-i elf-i sani şeyh Ahmed-i Fârukî Serhendî’nin “rahime-hullahü teâlâ” Mektûbât’ından, 2. cildin 36. mektup, Ashâb-ı kirâmın büyüklüğünü ve Ehl-i sünnet mezhebi ile diğer bozuk mezheplerin Ashâb-ı kirâm hakkındaki sözlerini bildirmektedir. İslamiyette ilk kopan fitnenin şiilik olduğunu ve Ehl-i sünnet mezhebinin şiîler gibi taşkınlık yapmadığını, Hariciler gibi de, cahillik ve kısa görüşlülük yolunu tutmadığını…

67. Mektup

Bu mektup, Han-ı Hanan-ı Cihan’a yazılmış olup Ehl-i sünnet îtikadını ve İslâmın beş şartını ve günahlardan tövbe etmeyi bildirmektedir: Mektubuma Besmele ile başlıyorum. [Yani, dünyada, bütün insanlara faydalı şeyleri yaratıp göndermekle merhamet eden ve ahirette, Cehennemi hak etmiş olan müminleri, afv ve inayet buyuran, mahlukatı yaratan ve her ân varlıkta durduran ve korku ve dehşetten…

15. Mektup

İmâm-ı Rabbânî “kuddise sirruh” hazretleri Mektûbât’ının 2. cild 15. mektubunda buyuruyor ki; Samane şehrinin mübarek ve muhterem âlimlerini ve hakimlerini ve ehl ve memurlarını bu mektubumla rahatsız etmeye sebep, şehrinizin hatibinin, kurban bayramı hutbesini okurken, Hulefâ-i râşidînin, yani Resûlullahın “sallallâhü aleyhi ve sellem” dört halifesinin “radıyallahü teâlâ anhüm” isimlerini söylemediğini ve namazdan sonra bir kısım…

88. Mektup

Bu mektup, Mollâ Bediuddin’e yazılmıştır. Kazaya râzı olmayı ve sâhibinin yaptığından lezzet duymak lazım olduğunu bildirmektedir: Allahü teâlâya hamd olsun ve Onun seçtiği, sevdiği kullarına selam olsun! İyi kul, sâhibinin yaptıklarından râzı olan, onları beğenen kuldur. Kendi isteklerini beğenen kimse, kendine kuldur. Sâhibi, kulunun boğazına bıçak dayasa, kulun bundan râzı olması, sevinmesi lâzımdır. Allah korusun,…

17. Mektup

Bu mektup, Mirza Hüsameddin Ahmed’e gönderilmiş olup bu dünya sıkıntıları, acı görünse de, insanı yükseltirler ve taundan ölmenin kıymetini bildirmektedir: Önce, Allahü teâlâya hamd ve Peygamberimize “sallallâhü aleyhi ve sellem” salavât eder, size de duâ ederim. Yazılarımla sizi rahatsız ediyorum. Başımıza gelenlere sabır tavsıye buyurduğunuz, kıymetli mektubu, şeyh Mustafa getirdi. Okumakla şereflendik. Hepimiz, Allahü teâlânın…

16. Mektup

Bu mektup, Bediuddin-i Seharenpuri’ye yazılmış olup kabir hayatını ve taun sevâbını bildirmektedir: Allahü teâlâya hamd olsun. Onun seçtiği iyi insanlara selam olsun! Kıymetli mektubunuz geldi. O taraflarda, iki korkunç hadise başladığını, birinin taun [yani vebâ hastalığı], ötekinin de kaht [yani kıtlık, gıda maddelerinin azlığı] olduğunu yazıyorsunuz. Allahü teâlâ, bizi ve sizi belalardan korusun. Hepimize âfiyet…

98. Mektup

Bu mektup, gizli bilgilerin hazinesi oğulları Muhammed Saîd ve Muhammed Masum’a “rahmetullâhi aleyhima” yazılmış olup Allahü teâlânın mahluklara yakın olmasını açıklamakta, ademin ve iblisin kötülükleri arasındaki farkı bildirmektedir: Allahü teâlâya hamd ederim. Onun seçtiği kullarına selam ederim! Sual: Âlimler diyor ki Allahü teâlâ, bu âlemin içinde değildir. Dışında değildir. Âleme bitişik değildir. Ayrı değildir. Bunun…

76. Mektup

Bu mektup, Mevlânâ Hüseyn’e yazılmış olup Arşı ve Kürsiyi bildirmektedir: Allahü teâlâya hamd olsun. Onun beğendiği, seçtiği kullarına selam olsun! Arş-ı Mecid, Allahü teâlânın şaşılacak mahluklarından biridir. Âlem-i halk ile âlem-i emr arasındadır. Âlem-i kebirdendir. Âlem-i halkın en büyüğüdür. Âlem-i halka da benzer, âlem-i emre de benzer. (Âlem-i halk), [madde âlemidir] yerler, dağlar, gökler olup…