3– KİTÂB-ÜZ-ZEKÂT
“Zekât”, namâzdan sonra ibâdetlerin en efdalidir. Zekâtın Kur’ân-ı kerîmde 82 yerde namâz ile birlikde geçmesi, namâz ile zekât arasındaki çok kuvvetli irtibâtı göstermektedir.
“Zekât”, temizlik ve artma manâsınadır. Bereket, medh, senâ-i cemîl ma’nâlarında da kullanılır. Şerî’atde ise, müslümân fakîre malın belli bir kısmını temlik etmek, vermek demektir. Âlimler, zekâta âit meseleleri ve hükümleri aşağıdaki bâblara göre yazmışlardır. Bu bâblar: Sâime hayvanların zekâtı bâbı, devenin nisâbı bâbı, sığır zekâtı bâbı, koyun zekâtı bâbı, mal zekâtı bâbı, uşr bâbı, yer altındaki defîneler bâbı, zekâtın verileceği yerler bâbı, sadaka-i fıtr bâbı.
Sâime hayvanların zekâtı bâbı:
“Sâime” lügatda, çobanın malı manâsınadır. Şerî’atde ise, çayırda sütü ve üremesi gibi menfaât maksadıyla otlatılan hayvanlar manâsınadır. Bu bâb, sâime hayvanlarının zekâtına âit meseleleri ve hükümleri bildirir.
Devenin nisâbı bâbı:
“Nisâb” malın, zekât vermek farz olan miktârına denir. Bu bâbda, devenin nisâbına âit meseleler ve hükümler bildirilmektedir.
Bâb-u zekât-il-bakar (Sığır zekâtı bâbı):
Bakar, yarmak manâsına olup, sığıra verilen isimdir. Bakar denmesi, bu hayvanın (çift sürerken) yeri yarması sebebiyledir. Bakar lafzı, sığırın erkeği ve dişisi için müşterek kullanılır. Bu bâbda, sığır zekâtı ile alâkalı meseleler ve hükümler anlatılmaktadır.
Bâb-u zekât-il-ganem (Koyun zekâtı bâbı):
“Ganem” lafzı, ganîme kelimesinden alınmışdır. Çünki, koyunun kendisine müdâfaa edecek âleti yoktur. Bu sebeple o her isteyen için bir ganîmettir.
Bu bâbda, koyun zekâtı ile alâkalı meseleler ve hükümler bildirilmiştir.
Mal zekâtı bâbı:
Maldan maksad, sâime hayvanlarının dışında kalan malların zekâtıdır. Altının nisâbı 20 miskâl [96 gr.]dir. Gümüşün nisâbı 200 dirhem [672 gr.]dir. 10 dirhem 7 miskâldir. Dinâr 20 kırâtdır. Dirhem 14 kırâtdır. Kırât 5 arpadır. Buna göre dirhem-i şer’î 70 arpa olup, miskâl 100 arpa, yanî 1 dirhem ve dirhemin yedide üçüdür.
[Önceleri 3 çeşit dirhem vardı. 1 dirhem gümüş 20 kırat veyâ 12 kırat yâhud 10 kırat ağırlığında idi. Bunlara 10’luk, 6’lık, 5’lik dirhemler denir. Hazret-i Ömer bu 3 dirhemin kıratlarını toplayıp, 42 oldu. Bunu üçe bölüp, 14 kırat ağırlığında ortalama 1 dirhem yaptı. Buna yedilik dirhem denir. Çünki 10 dirhemin ağırlığı 7 miskalin ağırlığı kadar olmaktadır. Bir miskal, 20 kırat ağırlığındadır.]
Bu bâbda, mal zekâtı ile alâkalı meseleler ve hükümler yer almaktadır.
Âşir bâbı:
“Âşir” lafzı, uşr kelimesinden alınmıştır. “Uşr”, âşirin aldığı şeye verilen ismdir. Âşir müslümân, hür, hâşimî olmayan ve himâyeye mukdedîr olan ve tüccârdan uşr almak için devlet reîsi tarafından vazîfelendirilen kimsedir.
Bu bâbda, âşir ile alâkalı mes’leler ve hükümler bulunmaktadır.
Rikâz bâbı:
“Rikâz” lügatda rikz lafzından alınmış bir kelimedir. İsm-i mef’ûl olan merkûz (defîne) ma’nâsı kasd olunmuşdur. Şerî’atdeki ma’nâsı, yer altında tabi’î olarak bulunan madenler ve defînelerdir.
Bu bâbda, defîne ile alâkalı meseleler ve hükümler bildirilmektedir.
Uşr bâbı:
Uşr, 10’da 1 demekdir. Uşr; Kitâb, sünnet ve icmâ’ ile sâbitdir. Bu bâbda, uşr ile alâkalı meseleler ve hükümler yer almakdadır.
Zekâtın verileceği yerler bâbı:
Zekât, fakîr, miskîn, borçlu ve benzeri kimselere verilir. Bu bâbda, zekâtın, uşrun verileceği yerlerle alâkalı meseleler ve hükümler bildirilmektedir.
Sadaka-i fıtr bâbı:
“Sadaka”, sevâb kazanmak maksadıyla yapılan her türlü iyilik, ihsândır. “Sadaka-i fıtr”, Ramezân-ı şerîf bayramından önce verilen belli bir sadakadır. Bu bâbda, sadaka-i fıtr ile alâkalı mes’eleler ve hükmler anlatılmaktadır.