Sual: Yahudilikte bir kişinin karısı Yahudiyse, o kadın din değiştirmiş dahi olsa çocuğu Yahudi olur mu?
Cevap: Yahudilik anneden yürür. Yahudi kadının çocuğu, kadın hangi dinde olursa olsun Yahudi sayılır.
Sual: Bir insan evli birine âşık olsa, nasıl hareket etmesi lazımdır?
Cevap: Bu, insanın elinde değildir. Bu şekilde âşık olup da aşkını kalbinde saklayarak ölen, şehid olarak ölür, hadis-i şeriftir.
Sual: Benim içimi yakan bir halim vardır. Bir vakit çıkarda namazı kaçırırsam diye korkuyorum. Sanki göğsümden kalbim fırlayacak gibi nefesim kesiliyor. Allah aşkı ile yanmak istiyorum. Yandıkça yanmak istiyorum. Çıkmaz bir yola girmiş gibiyim. Allah benden razı olmaz diye çok korkuyorum. Bir vakit namazım kaçacak diye korkuyorum. Ne tavsiye edersiniz?
Cevap: Bu gençlik heyecanının tesirlerinden olabilir. Zamanımızda dinini ilmihalden öğrenen, Peygamberimizin hayatını bilen, beş vakit namazını kılan, haramlardan mümkün mertebe uzak duran bir kimse, zamanın evliyasıdır. Bunun dışında bir şey aramayınız. Allah aşkı ile yanmak bizim gibilerin harcı değildir. Allah dostlarının hayatını okumak, onların güzel ahlakını uymaya çalışmak, birinci vazifeniz olmalıdır. Ondan sonra bir meslek sahibi olmak, iyi bir aile kurmak, çoluk çocuğunu dinine, milletine faideli olarak yetiştirmek bu zamanda en mühim vazifedir. Buna rağmen bu haller devam ediyorsa bu psikolojik bir hal de olabilir.
Sual: Münevver mefhumu/tabiri ne zaman ortaya çıkmıştır?
Cevap: Nurlanmış, aydınlanmış manasına Arapça bir kelimedir. Fransızca illuminé mukabili olarak yaygın kullanılışı Türk ve Arab âleminde Meşrutiyetin ilk yıllarına tesadüf eder.
Sual: Tanzimat, Servet-i Fünun, Milli Edebiyat dönemleri kitapları yazıldıkları, sadeleştirilmedikleri orijinal dilleriyle okumak istiyorum. Ne yapabilirim?
Cevap: Eski baskılar kütüphanelerde ve sahaflarda kaldı.
Sual: Uydurukça kelime kullanmamak için, fransızca kelime kullanmak, mesela bilgisayar yerine kompütür demek daha mı iyidir?
Cevap: Elbette.
Sual: Kitap okuma zevkini kazanmak için ne yapmalıdır?
Cevap: Heves ve istidadına göre kitaplar okumalıdır. Roman, şiir, hatırat, seyahatname gibi hafif ve basit kitaplar okumalıdır.
Sual: Üniversite talebesiyim. Zamanı iyi kullanamıyorum. Meşguliyetlerin çokluğundan, din ve ilim dünyamı zenginleştiremiyorum. Ne yapmalıyım?
Cevap: Beş vakit namazı zamanında ve cemaatle kılmak insanın hayatını disipline eder. Bu biraz da karakter meselesidir. Planlı hareket etmeli. Lüzumlu, az lüzumlu ve lüzumsuz diye işleri tasnif etmeli. Lüzumlu işleri öne almalı. Tertipli bir insan olmak için dua etmeli.
Sual: İlim öğrenmek hususunda idealist olan bir gencin ideal uyku saati kaç olmalıdır?
Cevap: Herkese göre değişir. 8 saat münasiptir.
Sual: Bu çağda interneti ve akıllı telefonları nasıl kullanmalıyız?
Cevap: Orta yolda olmak hep en güzelidir. Düşmanın silahı ile silahlanmak, dinin emridir. Ama teknoloji zamanı yiyen bir kurttur.
Sual: Kur’an-ı kerim ve sünnet-i nebevîde övülen ilim, ne manaya gelmektedir?
Cevap: Dünyaya ve ahirete faydalı olan ilimler.
Sual: Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, hakiki manada kimin sözünün hak, kiminkinin bâtıl; kimin âlim, kimin câhil olduğunun farkına varamıyoruz. İnternette herkes birbirini tekfir ediyor. Ne yapmak lazımdır?
Cevap: Âhir zamanda kötülerin baş olup dinde söz söyleyeceğini hadis-i şerif bildiriyor. O halde bu zamanda daha evvel yaşamış olan Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarına tâbi olmaktan başka çare yoktur. İnternetten, gazetelerden, mecmualardan din öğrenilmez. Muteber bir ilmihal almalı; bunu okumalıdır. Şunun bunun sözüne de bakmamalıdır. Kendisini hoca da tanıtsa, şeyh de tanıtsa, bu böyledir.
Sual: Çocukluğumdan beri ödev yapmaktan ders çalışmaktan nefret ediyorum. Şimdi üniversiteyim. Ne yapacağımı bilemiyorum. Ne tavsiye edersiniz?
Cevap: Sevmediğiniz, heves ve kabiliyetinin olmadığı işe yönlendirilmiş olabilirsiniz. Sevdiğiniz ve kabiliyetiniz olan işi yapmaya çalışın. Bunun yanında odaklanma bozukluğu, hatta hiperaktivite olabilir. Bunların bir mütehassıs tarafından tespit edilmesi lazımdır. Bunun dışında depresyon, anemi, dağınıklık, ailevî problemler vesaire insanların motivasyonunu kırabilir.
Sual: Mehmed isminin Muhammed ismi ile alakası var mıdır?
Cevap: Halk arasında Muhammed ismi için hürmeten ve ses uyumu sebebiyle Mehemmed denir. Bu şekilde eski metinlerde harekelenmiş ibareler de vardır. Zamanla kolaylık itibarıyla Mehmed’e dönüşmüştür. Sultan Fatih için, Mehemmed ismi kullanıldığını biliyoruz.
Sual: Hayatta çoğu şeyde kararsızlık yaşamaktayım. Buna nasıl mani olabilir insan?
Cevap: Mizac meselesidir. Ehil kişilere danışmalıdır. İstihare yapmalıdır. Sonra karar verip tevekkül etmelidir. Hayat kısadır; o kadar düşünmeye değmez. Vaki olanda hayır vardır.
Sual: Biriyle biraz samimi olayım diyorum; yüz göz olup, bir müddet sonra sözlerimi ciddiye almaz oluyor; muhabbet etmeyince de kendimi yalnız hissediyorum. Samimiyetin ölçüsü ne olmalıdır?
Cevap: Herkese layık olduğu muameleyi yapmalıdır. Kimseye hak ettiğinden fazla değer vermemeli; aşağı da görmemelidir. İnsanlarla nezaketle yaklaşmalı ve mesafeli olmalıdır. Aklı başında adam bulmak zordur. Herkese güvenmemeli; herkese herşeyi söylememelidir.
Sual: Okuma sürati nasıl inkişaf ettirilebilir?
Cevap: Bu bir karakter meselesidir. Süratli değil, sindire sindire okumak mühimdir. Çok kelime öğrenince bir müddet sonra okuma süratlenir. Yüksek sesli okumanın da faydası vardır.
Sual: Bulunduğum meclislerde din aleyhinde konuşanlarla münakaşa ediyorum. Nasıl hareket etmelidir?
Cevap: Münakaşa dostluğu giderir; düşmanlığı arttırır. Hiç bu mevzulara girmemelidir. Emr-i maruf âlimlerin işidir. Bu zamanda da muteber kitaplar her yere yayılmıştır.
Sual: Âlimlere, tarikat ve tasavvuf önderlerine hürmet nasıl olmalıdır? El etek öpmek var mıdır?
Cevap: Her millette hürmet, örf ve adetlere göre tayin edilmiştir. Bir topluluğun örf ve âdetinde hangi kaideler varsa, büyüklere o şekilde hürmet gösterilir.
Sual: Okuduklarını aklında tutabilmek için ne yapmalıdır?
Cevap: Dikkatle okuyup notlar almalı; sonra bunları gözden geçirmeli. Yüksek sesle okumalı. Öğrendiklerini başkalarına anlatmalı. İlim, öğreterek öğrenilir sözü meşhurdur.
Sual: Evlenmeyecek olan erkeğin dışarıda işe gidip çalışması şart mı?
Cevap: Çalışmak hiçbir zaman şart değil; geçinecek kadar serveti olan isterse çalışmayabilir. Ama boş durana şeytan vesvese verir.
Sual: Çocuğa Ebu Tâlib ismi koymak uygun mudur?
Cevap: Bu bir isim değil, künyedir. Koymak doğru değildir.
Sual: Bismişah kelimesinin manası ve kullanılmasının hükmü nedir?
Cevap: Şah’ın adıyla manasına Arabî ve Farisî karışımı bir kelime olup, dinî bir tabir değildir. Şiî menşeli bir tabire benziyor.
Sual: İslâmiyetten sonraki ilk yüzyıldaki camilerin kıblelerinin Ürdün’deki Petra antik şehrini gösterdiği doğru mudur?
Cevap: Müslümanların ilk kıblesı Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’ya doğru idi. Bir buçuk sene sonra Mekke’deki Mescid-i Haram’a (Kâbe’ye) döndürüldü. Nebâtîlerin yaşadığı antik şehir Petra ile hiç alâkası yoktur. Mamafih o da az-çok eski kıble istikametinde bir şehirdir.
Sual: İstanbul’da okuyan bir talebenin muhakkak gezmesini ve görmesini tavsiye ettiğiniz gizli kalmış tarihi ehemmiyeti olan yerler nerelerdir?
Cevap: Tarihi yarımadayı karış karış dolaşmak lazımdır. Ayasofya, Sultanahmed, Süleymaniye, Fatih Sultan Selim, Sultan Selim, Sultan Bayezid, Sokullu Mehmet Paşa, Mihrimah Sultan câmileri; Topkapı Sarayı, Yerebatan ve Binbirdirek Sarnıcı, Gülhane Parkı, padişah türbeleri, Sümbülefendi, Merkezefendi türbeleri, İbrahim Paşa Sarayı, İslam eserleri Müzesi, Beyazıt’taki Hat Eserleri Müzesi gezilmelidir. Eyüp Sultan, Murad Münzevi türbesi, Piyer Loti görmeye değerdir. Üsküdar’da Ayazma Camii, Aziz Mahmut Hüdayi Türbesi, Kız Kulesi, Fethi Paşa Korusu, Dolmabahçe, Beylerbeyi ve Yıldız sarayları gezilmelidir. Emirgan ve Yıldız parkı görülmelidir. Rumeli Hisarı, Hidiv Kasrı keza. Vapurla Boğaz gezisi faydalıdır. Adalar’dan hiç değilse birini görmelidir.
Sual: İslâm Devleti, diğer dinlerin tebliğcilerine (misyonerlere) dinlerini yaymaları için izin verir mi?
Cevap: Müslümanlar arasında değil.
Sual: Çin’deki Müslümanlar hangi ırka mensuptur?
Cevap: Çin’deki Müslümanların bir kısmı, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleridir. Büyük bir kısmı ise güneydoğu Çin’de yaşayan, Çin asıllı Müslümanlardır. Bunlara Düngen adı verilir.
Sual: Arkadaşlarımın çoğu lokantalarda iftar yemeği veriyor. Benim borçlarım var. İftar vermesem sui zanna sebep olacağını düşünüyorum. Nasıl hareket etmeli?
Cevap: Borç önce gelir. Yoksa hiç sevab hâsıl olmaz. İnsanların ne dediğine değil, dinin emirlerine aldırmalıdır. Din kitaplarında der ki: “Borçlu kimse, borcunu ödemeden yağlı, tatlı yemek yiyemez.”
Sual: Kur’an-ı kerim Kadir gecesinde mi nâzil oldu? Şu halde, İmam Ebu Hanife’nin, Kadir gecesinin senenin günlerinden bir gün de olabilir, kavli neyi ifade eder?
Cevap: Kadir gecesinin Ramazan ayında olduğu ihtilaflıdır. Cumhur, bu ayda olduğunu söyler. İmam Ebu Hanife ise, senenin herhangi bir günü olacağına kaildir. Şu halde Kuranı Kerim nazil olmaya başladığı zaman, Kadir Gecesi o seneye mahsus olarak Ramazan ayında idi veya Kur’anı Kerim’in Kadir gecesinde indirilmesi dünya semasına inişidir. Veya Kur’an-ı Kerim Kadir Gecesi’nde ve Ramazan ayında dünya semasına indirildi. Veya Kur’an-ı Kerim Kadir Gecesi’nde inmeye başladı, Ramazan ayında da devam etti. Niçin bu ayda indirildiğini bilemeyiz. Ama Kadir Gecesi ve Ramazan ayının faziletleri malumdur.
Sual: Zümrüdü Anka efsanesi nereden geliyor? İslâmiyete aykırılık teşkil eder mi?
Cevap: Simürg-i Anka, Anka kuşu, İran mitolojisinde geçen bir kuştur. Devlet kuşu veya hüma kuşu diye de bilinir. Fevkalade hususiyetlere sahip olduğundan, varlığı bereket ve devleti sembolize eder.
Sual: Günümüzde Orta Asya Türklerinin yaşadığı bölgelerde diğer bölgelerden daha fazla pagan âdetinin yaşamasının sebebi nedir?
Cevap: Ben böyle bir intiba edinmedim. İptidai cahil ve göçebeler arasında böyle âdetler mevcut olabilir. Anadolu’da bile vardır.
Sual: Irkçılık ile milliyetçilik arasında nasıl bir fark vardır? Bir işe kendi ırkından olanı almak ırkçılığa misal midir?
Cevap: Irkçılık, kavmiyetçilik demektir. Bir ırkı diğer ırklardan üstün görmek demektir. Milliyetçilik ise ırk mevzubahis olmadan mensup olduğu milleti sevmek, onun kültürünü, âdetlerini öğrenmek, milletinin ilerlemesi, refah ve saadete kavuşması için çalışmak demektir. Irkçılık (kavmiyetçilik) kötü, milliyetçilik makbuldür. Bahsettiğiniz hadise, ırkçılığa bir misal değildir. Ancak haklı ile haksızı ayırırken haksız olduğu halde kendi ırkından birini haklı çıkarırsa veya ehliyetsiz olduğu halde kendi ırkından birini ehliyetli birine tercih ederse, işte o zaman ırkçılık ve adaletsizlik yapmış olur
Sual: Uydurukça olmayan kelimeler hususunda tavrımız nasıl olmalıdır?
Cevap: Eski kelimeleri de, uydurukça kelimeleri de, Frenkce mukabillerini de öğrenmelidir. Eski kelimeleri bilenlere bunlarla hitab etmeli ve bunları evvelemirde kullanmak hususunda ihtimam göstermelidir. Konuşurken veya yazarken, bulunduğu vasata (ortama) göre, evvelâ hakikisini, sonra Frenkçesini, sonra icab ederse uydurukçasını söylemelidir. Böylece hem insanın mütefekkiresi artar; hem karşı taraf kendisini kolayca anlamış olur; hem de eski kelimeleri muhafaza etmek idealini yerine getirmiş olur. Herkese anlayacağı dilden hitap etmek lazımdır; fitne çıkartmak doğru değildir.
Sual: Almanya’da gerek bid’at fırkalarının tesirindeki Müslümanlara, gerekse gayrımüslimlere doğru Müslümanlığı anlatmak istiyorum. Nasıl hareket etmeliyim?
Cevap: Zaman fenadır. Emr-i maruf ise kolay ve herkesin harcı değildir. Dinî, ferdî yaşamalıdır. Çoluk çocuğuna sahip çıkmalıdır. Müsaid olanlara Ehl-i sünnet alimlerinin kitaplarından doğru olarak tercüme edilmiş Almanca bir kitap vermelidir.
Sual: Mezar taşlarındaki yazıların okumanın zihne zararlı olduğu doğru mudur?
Cevap: Zihni yoracağı için sebepsiz yere mezartaşı okumak tavsiye edilmemiştir.
Sual: Çocuğa Efe ismini koymak uygun mudur?
Cevap: Caiz ise de İslâmî bir isim koymak münasiptir.
Sual: Çorum da 3 tane sahabi türbesi var. Bulundukları türbe ve oraya gelmeleri sahih midir?
Cevap: Bunu bilmek mümkün değildir. Hazret-i Ömer devrinden itibaren müslümanlar Anadolu’ya gelmeye başladılar. Hazret-i Muaviye’den itibaren İstanbul’u bile kuşattılar. Anadolu’nun merkezinde, mesela bugün Emirdağ yakınlarındaki Amorrion’da büyük muharebeler oldu. Bu vesileyle çok sayıda sahabi Anadolu’ya gelmiş ve burada vefat etmiş olabilir. Buna dair türbeler sonradan rivayet ve keşif üzerine tesis edilmiştir
Sual: Babamın namaz, oruç ve zekât borcu vardı. Bunlar için ıskat yaptırdık. Başka bir şey yapmaya/ödemeye gerek var mıdır?
Cevap: Iskat usulüne göre yapılmışsa bir şey lâzım gelmez. Belli bilinen bir zekât borcu varsa ve miras müsaitse, zekât tam olarak yerine verilmelidir. Iskatta, bir meyyitin (ölünün) yapılmamış veya noksan ibadeti varsa, fakire para verildiği için, İmam-ı Muhammed’in içtihadına göre, Allahü teâlânın affetmesi umulur. Eğer ölü zengin ise, kılmadığı namaz ve tutmadığı oruçların her biri için en az bir fidye (1750 gram buğday veya kıymeti) ile vermediği zekât borcu hesaplanır. Mirasının üçte birinden çıkmıyorsa, devir yaparak ıskat edilir. Yani elde mevcut altın, bir fakire, bu niyetle verilir. O da diğerine, o da diğerine bu niyetle verir. Böylece lazım gelen mikdarda devretmiş olur. Burada fakir muaccel borçlu olmamalıdır ve eline geçenin mülkü olduğunu bilecektir. Devir muamelesi bitince, bu para o fakirlere taksim edilir. Böyle bir para yoksa, yani ölünün hiçbir şeyi yoksa, bu para borç veya emanet alınmışsa, fakir, ölünün velisine hediye eder; o da borcu öder. Ölünün mirasının üçte biri müsait ise devir yapmaya lüzum yoktur. Namaz ve oruç fidyesiyle zekât borcu, fakirlere ödenir. Ölü bunu vasiyet etmişse ve miras da müsait ise, vârisin bunu yapması şarttır. Değilse, vâris isterse yapar. Hac borcu varsa, vasiyet etmişse, mirastan bir bedel yollanır. Bu bedel, vâris de olabilir. Mirasta para yoksa, bir şey lüzum etmez. Vasiyet etmemişse veya miras müsait değilse, vâris kendi parasıyla gidebilir. Ölü, inşallah borçtan kurtulur.
Sual: Benim ismim Hanifi’dir. Bazı yerlerde Hanefi diye kullanılıyor. Hangisi doğrudur?
Cevap: Hanefî doğrudur.
Sual: Hünsâ-i müşkilin dinimizdeki vaziyeti nedir?
Cevap: Hünsâ, yani trans şahsiyet, iki cinsiyetli demektir. Bu kimsenin cinsiyeti, idrarını yaptığı yere göre tesbit edilir. İkisinden de yapıyorsa erkek ile kadın arasında bir muamele görür. Namazda erkeklerin arkasına, kadınların önüne durur. Öldüğü zaman teyemmüm ettirilir. Mirası kadın hissesi olarak verilir; erkek hissesi olarak saklanır. Eğer erkek olduğu ortaya çıkarsa tam verilir. Çıkmazsa ihtilaflıdır.
Sual: Grip hastalığı günahlara kefaret midir?
Cevap: Her hastalık, her musibet, sabredilirse böyledir.
Sual: Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde İstanbul’daki tılsımlardan bahsediyor. Bu gerçek midir?
Cevap: Eski insanlar, şehirleri ve binaları muayyen tılsımların koruduklarına inanırdı.
Sual: Âfâkî konuşmak ne demektir?
Cevap: Afaki konuşmak, objektif konuşmak demek değildir. Sathi, temelsiz veya umumi manada konuşmak demektir.
Sual: Aşı hakkında son zamanlarda çok şeyler söyleniyor. Çocuklarımıza aşı yaptırmalı mıyız?
Cevap: İlmin ve tıbbın icap ettirdiği şekilde hareket etmek lazımdır.
Sual: Hocamız derste devamlı dinî meselelere giriyor. Bazı dinî hükümlere reddeden beyanlarda bulunuyor. Nasıl hareket etmeliyiz?
Cevap: Öyle söyleyen insanlar çoktur. Bunlarla münakaşa etmeyin, işinize bakın.
Sual: 25 yaşında, bekâr, işsiz, ve sıkıntıda bir üniversite mezunuyum. Ne tavsiye edersiniz?
Cevap: Bu niyetle Yasin-i Şerif okuyun. Sevabını Allah dostlarına hediye edin ve ruhlarından istimdat edin. Allahü teâlâ yardım eder.
Sual: Avusturya’da yaşamayı tavsiye eder misiniz?
Cevap: Gayrı müslim memleketine yerleşmek müslüman için muvâfık olur mu?
Sual: Cima esnasında hangi taraf daha şehvetliyse çocuğun cinsiyeti o olur diye bir şey var mı?
Cevap: Öyle bir rivayet var ama tıpta bu hususta bugün çok ilerlemeler olmuştur
Sual: Azerîler umumiyetle hangi mezhebdendir?
Cevap: Şiî Caferî mezhebindedir.
Sual: Resul ismini kullanmakta bir beis var mıdır?
Cevap: Resul, Arapça elçi manasına gelir. Kullanmakta bir mahzur yoktur.
Sual: Gazetecilik tahsil ediyorum. Arapça öğreniyorum. Meşhur bilim ve siyaset adamları, Avrupa’nın eski Avrupa olmadığını, İsrail’in doğuyu ve batıyı kendisinde topladığını söylüyorlar. Gazetecilere, bilhassa İsrail ve Japonya ile ilgilenmelerini tavsiye ediyorlar. İsrail’in siyasete, ticarete ve medyaya hâkim olduğunu da biliyoruz. Bu bakımdan Arapçadan sonra İbranice de öğrenmemi tavsiye eder misiniz?
Cevap: Gerek yok. İngilizce bilirseniz her şeyi öğrenirsiniz. İsrail’in bir şeye hâkim olduğu yoktur. Hâkim olan global sermayedir ki, içinde hayli Yahudi iş adamı vardır.
Sual: ‘İşler Arap saçına döndü’ ve ‘Sora sora Bağdat bulunur’ sözlerini söylemek doğru mudur?
Cevap: Birincisi mahzurludur.
Sual: 25 yaşına gelmiş biri, yaptığı vasıfsız işten bizar ise, sevmediği bir fakültede okuyorsa, bu sebeple sınıfını geçemiyorsa, evi, arabası ve eşi yoksa, borcu varsa, bu haller kendisine baskı yapıyorsa, zamanın geçmesi de tedirginlik hâsıl ediyorsa, hayırlısıyla ölümü temenni ediyorsa caiz midir?
Cevap: Bunlar depresyon alametidir. Hayat bizatihi güzel ve manalıdır. Müminin yardımcısı Allahtır. Sevdiği bir yerde okumalı, muhtemelen hiçbir yeri sevmiyordur. Şu halde vazife hissiyle okumalıdır. İşine bakmalıdır. Yaşamam için lazım diye telkin etmelidir. Çok kişinin arabası, evi yoktur. Çok kişi sevmediği işi yapıyor. İyi kötü bir iş bulur. Çalışır. Allah rızkını elbette gönderir. Kendine münasip biriyle evlenir. Ümitsizlik bizim dinimizde yoktur. Depresyon tedavisi görmelidir. Açık hava, deniz kenarı iyi gelir. Neşeli insanlarla görüşmeli. Hafif ve sevdiği işler yapmalıdır.
Sual: Oy kelimesi uydurukça mı?
Cevap: Evet. Doğrusu ‘rey’dir.
Sual: Özbekistan’daki Şeybaniler Ehli Sünnet midir? Cengiz soyundan mı geliyorlar?
Cevap: Evet Ehli Sünnettirler. O soydan geldikleri iddiasındadırlar.
Sual: Timur isminin çocuğa koymak uygun mudur?
Cevap:Demir manasına geliyor. Caiz ise de müslümana daha yakışan bir isim koymalıdır.
Sual: Zeyd ismini erkek çocuk için kullanmak caiz midir? Kur’an-ı Kerimde geçen bu isim neden geniş kullanılmamıştır?
Cevap: Araplar arasında çok yaygındır. Bu ismi çocuğa koymak caiz ve güzeldir, ama Türkler arasında yaygın olmadığı için sıkıntı doğurabilir. Mübahlarda âdete göre hareket etmelidir.
Sual: Bebeğin göbek bağını ne yapmak lazım? Gömmek için belli bir süre var mıdır? Hacca giden babasıyla gönderip orada gömmek uygun mudur?
Cevap: Herhangi bir yere gömülür. Göndermek lüzumsuz; üstelik sıkıntı çıkarır, başa bela olur.
Sual: İnkılap tarihi hocası ders anlatırken nelere dikkat etmelidir?
Cevap: Müfredat çerçevesinde olup bitenleri objektif bir şekilde anlatır geçer. Tefsire girişmez. Anlayan anlar.
Sual: Dünyada gelgitlerin yaşandığı manevî mevsimlerin olduğu fikrine ne dersiniz?
Cevap: Olabilir. Bazı devirlerde dinî hayatın canlandığı, bazı devirlerde zayıfladığı müşahede ediliyor. Ama âhir zamanda kıyamete doğru gittikçe kötü olur, yıl yıldan kötü gelir. Arada pastırma yazı kabilinden kısa iyilik devreleri olabilir. Fakat herkes bilir ki bunun ardı yaz değil kıştır.
Sual: İlahi adalet nedir?
Cevap: İnsanların yapmış oldukları kötülüklerin cezası bazen dünyada verilir; almış oldukları tedbirler, çevirmiş oldukları oyunlar, aleyhlerine döner. Halk buna ilahi adalet der.
Sual: Hangi memleketler ekseriyetle Şâfiî mezhebine mensuptur?
Cevap: Suriye, Filistin, Irak, Cenubi Yemen, Dağıstan, Kürdistan, Endonezya, Malezya, Mısır, Somali, Kenya ve Şarkî Afrika müslümanları umumiyetle bu mezhebe mensuptur.
Sual: Mezara bitki olarak ne dikilmesi makbul olur?
Cevap: Herhangi yeşillik. Ecdad yaz kış yaprağını dökmeyen selvi dikmiş.
Sual: Depremlerin günah ve zulmün arttığı zamanlarda meydana gelebileceği din kaynaklarında geçiyor. Halbuki ilmî olarak depremler fay hatlarıyla alakalıdır. Bunu nasıl telif ederiz?
Cevap: Cenab-ı Hak neyi irade ederse o olur. O irade ederse zelzele olur; irade ederse olmaz. Cenabı Hak irade ederse zelzelede telefat olur; irade ederse olmaz. Günah yayılınca mutlaka zelzele olacak diye bir kaide yoktur.
Sual: “Müminin ferasetinden çekinin, çünkü o Allah’ın nuruyla bakar, görür.” Eğer müminlerin ferasetinden korunmamız gerekiyorsa nasıl korunuruz?
Cevap: Burada menfi bir mana çıkarmak lüzumsuzdur. Müminde firaset vardır; herkesin anlayamadığı şeyleri anlar, sezer, demektir.
Sual: Hukuk fakültesi talebesine mektebini bitirdikten sonra ne tavsiye edersiniz?
Cevap: Herkes kendi kabiliyeti, hevesi ve imkânı çerçevesinde hareket eder. Hukuk fakültesi mezunlarının yapabileceği işler çoktur. Hakimlik ve savcılık, mülki amirlik (kaymakamlık), avukatlık, noterlik, bürokratlık, akademisyenlik, müfettişlik…. Bunların hepsi helalinden rızık kazanmak ve insanlara faydalı olmak yoludur.
Sual: 20 yaşındaki erkek kardeşim uyuşturucu kullanıyor. Nasıl hareket etmeli?
Cevap: Salih müslümanlardan dua isteyin; okutun; ikna edip terapiye yatırın. Allah kurtarsın.
Sual: Köyümüzde bir evliya mezarı var. Bunun hakkında malumat ve silsilesini bulup Kültür Müdürlüğü’ne tescil ettirmek istiyoruz. Nasıl hareket etmeliyiz?
Cevap: Anadolu’nun her yerinde böyle meçhul yatırlar vardır. Bunlarla alakalı bir vakıf kurulmamışsa, arşivde bir şey bulmanız mümkün değildir. Osmanlı arşivinden ismen aratmak lazımdır. Ama bir şey çıkacağını zannetmem. Tahrir defterlerinde ismen bahsediliyor olabilir. Orada da yoksa bir şey bulunamaz.
Sual: Birine yapılan büyü, gömüldüğü yerden çıkarılmakla bozulur mu?
Cevap: Büyü, nazar, cin için okunması tavsiye edilen dualar ihlasla okunursa inşallah bozulur. Sonra büyü çıkarılıp yakılır.
Sual: Şarklı bir seyyid ailesinde Peygamberimize ait bir resim vardır. Bunun sıhhati hakkında ne denebilir?
Cevap: Peygamber efendimizin resmi yoktur. Bunların hepsi uydurmadır. Resim diye elinize bir şey geçerse imha edin mealinde bir rivayet vardır.
Sual: Çocuklara felanca kitabı okursan mükâfat olarak şu kadar para vereceğim demek münasip midir?
Cevap: Çocuk terbiyesinde en iyi yol mükâfattır.
Sual: Emoji dili, insanları daha sığ bir hale getirme projesi olabilir mi?
Cevap: Her şeyde bir komplo aramaya gerek yoktur. Zamanın insanları sathidir; hadiselerin tabii seyri budur.
Sual: Bıçak gibi keskin şey hediye edilince hediyeyi alan kişi ile aralarının bozulacağını veya birine saat hediye edince sevgilerinin bir müddet sonra sona ereceğini söyleyenler var. Bunlara dinimizde itibar edilir mi?
Cevap: Bunlar halk inanışıdır. Madem halk arasında böyle bir inanış var; halkı tahrik etmemek için riayet etmelidir.
Cevap: Duymadım. Yaşamak ve ölmek insanın elinde olmadığı için, edebe riayet için bile olsa, böyle söylemesi pek mantıklı olmasa gerektir.
Sual: Nisbet i’si fizikî, elektrikî gibi ecnebi asıllı kelimelerin sonuna getirilebilir mi?
Cevap: Evet. Bunlar artık Türkçedir.
10 yorum