Sual: Namazın adabı nasıldır?
Cevap: İmam Rabbani hazretleri Mektubat’ın 266. mektubunda namazın adabı hakkında buyuruyor ki;
İmanı, îtikadı düzelttikten sonra, fıkıh ahkâmını, [yani dinimizin emrettiği ve yasak ettiği işleri] öğrenmek, elbette lâzımdır. Farzları, vâcibleri, helal ve haramları, sünnet ve mekruhları ve şüphelileri lüzumu kadar öğrenmeli ve bu bilgi ile hareket etmelidir. Fıkıh kitaplarını öğrenmek, her müslümana lâzımdır. [Bunları bilmeden müslümanlık olmaz.] Allahü teâlânın emirlerini yapmaya, Onun beğendiği gibi yaşamaya çalışmalıdır. Onun en çok beğendiği ve emrettiği şey, her gün 5 vakit namaz kılmaktır. Namaz, dinin direğidir. Namazın, ehemmiyetinden ve nasıl kılınacağından birkaç şey bildireceğim. Can kulağı ile dinleyiniz! Önce, sünnete [yani fıkıh kitaplarında yazılana] tam uygun olarak, abdest almalıdır. Abdest alırken yıkanması lazım olan yerleri 3 defa ve her defasında, her taraflarını tamam yıkamaya çok dikkat etmelidir. Böylece, sünnete uygun abdest alınmış olur. Başa meshederken, başın her tarafını kaplıyarak sığamalıdır. Kulakları ve enseyi iyi meshetmelidir. Ayak parmaklarını hilallerken, [yani parmak aralarını temizlerken] sol elin küçük parmağını, ayak parmaklarının alt tarafından, aralarına sokulması bildirilmiştir. Buna ehemmiyet vermeli, müstehab diyip geçmemelidir.
Müstehapları hafif görmemelidir. Bunlar, Allahü teâlânın sevdiği şeylerdir ve beğendikleridir. Eğer, bütün dünyayı vermekle, beğendiği bir işin yapılabileceği bilinmiş olsa ve dünyayı verip o iş yapılabilse, çok kar edilmiş olur ve birkaç saksı parçası verip kıymetli bir elması ele geçirmek gibi olur. Yahut, birkaç çakıl parçasını verip, ölmüş bir sevgilinin ruhunu geriye getirerek, hayat kazandırmak gibidir.
Namaz, müminlerin miracıdır. Yani, miraç gecesinde Peygamberimize “sallallâhü aleyhi ve sellem” ihsan olunan nimetler, bu dünyada, Onun ümmetine yalnız namazda tattırılmaktadır. Erkekler, farz namazları cemaat ile kılmaya çok dikkat etmeli, hatta birinci tekbîri imâm ile beraber almayı kaçırmamalıdır. [Kadınların gerek cemaat ile namaz kılmak için, gerekse hafız dinlemek veya mevlüt dinlemek için, camilerde erkekler arasına karışmaları ve hele sevap kazanmak için Cuma namazlarına gelmeleri günahtır.]
Namazları vaktinde kılmak [ve vaktinde kıldığını bilmek] şarttır. [Yalnız iken, her namazı evvel vaktinde kılmalı, ikindiyi ve yatsıyı İmâm-ı Âzâm’ın kavline göre kılmalıdır. Namaz ne kadar geç kılınırsa sevâbı o kadar azalır. Müstehab olan vakitler, cemaat ile kılmak için, mescide gitmek içindir. Namazı kılmadan vakti çıkarsa, adam öldürmüş gibi büyük günah olur. Kaza etmekle, bu günah affolmaz. Yalnız borc ödenir. Bu günahı affettirmek için, tövbe-i nasuh yapmak veya hacc-i mebrur yapmak lâzımdır. (İbn-i Âbidin) .]
Namazda Kurân-ı Kerîmi sünnet olan miktarda okumalıdır. Rükûde ve secdelerde hareketsiz durmak, herhalde lâzımdır. Çünkü, farz veya vâcibdir. Rükûden kalkınca, öyle dik durmalıdır ki kemikler yerlerine yerleşsin. Bundan sonra, bir miktar, bu şekilde durmak farzdır veya vâcib veya sünnet demişlerdir. İki secde arasında oturmak da böyledir. Bunlara herhalde çok dikkat etmelidir. Rükûde ve secdelerde tesbîh en az 3 keredir. Çoğu 7 veya 11’dir. İmam için ise, cemaatin haline göredir. Kuvvetli bir insanın, sıkıntısı olmadığı zamanlarda, yalnız kılarken, tesbîhleri, en az miktarda söylemesi, ne kadar utanacak bir haldir. Hiç olmazsa, 5 kere söylemelidir. Secdeye yatarken, yere daha yakın azayı, yere daha evvel koymalıdır. O hâlde, önce dizler, sonra eller, daha sonra burun, en sonra da alın konur. Dizlerden ve ellerden, evvela sağlar yere konur. Secdeden kalkarken, yukarıda olan aza evvel kaldırılır. O hâlde, evvela alın kaldırılmalıdır. Ayakta iken, secde yerine, rükûde iken ayaklara, secdede burun ucuna ve otururken iki ellere veya kucağına bakılır. Bu söylediğimiz yerlere bakıp da, gözler etrafa kaymaz ise, namaz, cemiyetle kılınabilir. Yani kalp de, dünya düşüncelerinden kurtulabilir. Huşû hâsıl olur. Nitekim, Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem” böyle buyurmuştur. El parmaklarını rükûde açmak ve secdede birbirlerine yapıştırmak sünnettir. Bunlara da dikkat etmelidir. Parmakları açık yahut bitişik bulundurmak sebepsiz, boş şeyler değildir. İslamiyetin sâhibi [yani Peygamberimiz “sallallâhü aleyhi ve sellem”] faydalarını düşünerek böyle yapmıştır. Bizler için, İslamiyetin sâhibine uymak kadar büyük bir fayda yoktur “aleyhissalavâtü vesselâm”. Bu söylediklerimiz, fıkıh kitaplarında bildirilen şeyleri yapmaya teşviktir, heveslendirmektir. Allahü teâlâ, bize ve size İslamiyetin gösterdiği sâlih işleri yapmak nasip etsin! Peygamberlerin seyedi, efendisi, en iyisi, en üstünü hürmeti için “aleyhi ve aleyhim ve alâ ali küllin minessalevâti efdalüha ve minetteslimati ekmelühâ”, bu duamızı kabul buyursun! Âmin. İmanı tashih ettikten sonra, eğer namazın faydasını ve ona mahsus üstünlükleri anlamak isterseniz, 3 mektubu okuyunuz! Bunlardan birini oğlum Muhammed Sâdık’a, ikincisini Mîr Muhammed Numan’a, üçüncüsünü Taceddin hazretlerine yazmıştım. [Bunlar, (Mektûbât) ın 1. cildinde 260, 261 ve 263. mektuplardır.
Benzer Suallerin Cevapları İçin Tıklayınız
4 yorum