Sual: Mâide sûresi 35. ayet-i kerimesi olan “Ey mü’minler, Allah’dan korkun ve Ona yaklaşmak için vesîle arayın” âyet-i kerîmesindeki vesileden murad nedir?
Cevap: Vesîle, vâsıta demektir. Allahü teâlâya yaklaştıran vesîleler, vâsıtalar, Kur’ân-ı kerîm, Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem), mezheb İmâmlarımız ve mürşid-i kâmil olan büyük velîlerdir. Kur’ân-ı kerîmi herkes okusa da, herkes anlayamaz ve diğer üçü olmadan, herkes ona yol bulamaz. Peygamber Efendimizin hadîs-i şerîflerini de, dîn İmâmlarını ve islâmın zâhir ve bâtınını yaşayan evliyâ olmadan, herkes anlayamaz. Ama emir umûmîdir. Herkesedir. Din İmâmları, akaid ve amel husûsunda en büyük rehberler ise de, onların bu bilgileri daha çok îmân ve amelle alâkalı olup, bedenî, kalbî ve rûhî kemâlleri bilen, tadan ve vazîfeleri, insanları, islâmın hem zâhirîne, hem de bâtınına çağıran ve Allahü teâlâya kavuşturmağa vesîle olanlar, mürşid-i kâmillerdir. Onlar hastalığı teşhîs eden ve her hastalığa göre ilâc veren tabîblerdir. Âlimler ise, eczâhâne gibidir. Çeşitli hastalıkların ilâcları eczâhânede vardır. Ama hangi hastalığa hangi ilâc iyi gelir, teşhîs eden ve bilen tabîblerdir. O halde bir mürşid-i kâmili kendine rehber ve kılavuz edinen, onun Kur’ân-ı kerîmden, hadîs-i şerîflerden ve dîn bilgilerinden alarak talebesini ve eshâbını eğitmesi, ilmine, yaşına, kültürüne göre hitâb etmesi, teşhîs ettiği rahatsızlıklarının manevî hastalıklarının ilâc ve çarelerini söylemesi ile vesîle olmaklığa lâyık olması daha uygundur. Onlar, kalb hastalıklarını tedâvî ettikleri gibi, kalbinde hastalık, îmânında zaiflik ve bozukluk, amelinde eksiklik bulunmayanları Allahü teâlâya yaklaştırırlar. Onların sözleri şifâ, nazarları hasta kalblere devâdır. Allahü teâlâ bir kulunu severse, bu büyüklerden birinin sohbetine iletir, yahud da kalbine bu büyüklere karşı bir muhabbet ilka eder de, nefs-i emmâresinin esaretinden kurtarır ve bu Allahü teâlânın ahlâkı ile ahlâklanmış sevgili kullarının huzûr ve sohbetinde bulunmakla şereflendirir.
Nitekim İmâm-ı Gazâlî ve İmâm-ı Rabbânî hazretleri: “Seven sevdiğinin ahlâkı ile ahlâklanır, bu sevenin elinde değildir; sevgi bunu icâb ettirir” buyurmakla, evliyâ-yı kirâmı sevmeği zimnen emretmektedirler. Çünkü hadîs-i şerîfte: “Kişi sevdiği ile beraber olur” buyurulmuştur. Allahü teâlâdan birinci duamız, bizi sevdiklerinden birine kavuşturması ve onları bize sevdirmesidir. Bu, bütün ni’metleri içine alan, dünyevî ve uhrevî saâdetleri şâmil, en büyük bir ni’mettir.
Tavsiye Yazı –> Mürşid-i kamilin alametleri nelerdir?
Tavsiye Yazı –> Eyyühel Veled (Ey Oğul) Risalesi (İmam Gazali)