Sual: Bazı rafıziler ve bazı yahudiler tavşan etinin haram olduğunu iddia ediyorlar. Tavşan eti helal değil midir?

Cevap: Mülteka kitabında diyor ki “Tavşan yemek helaldir. Mekruh değildir”. Mecmaul-enhür bunu açıklarken “Tavşan yemek helaldir. Çünkü, Peygamber efendimize tavşan eti kebabı hediye getirdiler. Ashâbına, (Bunu yiyiniz!) buyurdu, diyor.” Dürrü’l-münteka kitabında, “Tavşan eti yemek helaldir. Çünkü, tavşan yırtıcı hayvan değildir” buyuruyor.

Kuduri kitabı, her çeşit tavşan eti yemek helaldir, diyor. Cevhere bunu şerh ederken, “Tavşan etini yemek helaldir. Çünkü tavşan yırtıcı hayvan değildir ve leş yemez. Tavşan, geyik gibidir” diyor.

Şam kadısı Mevlana Abdülhalim efendi, Dürer haşiyesinde buyuruyor ki “Erneb, yani tavşan etinin mubah olduğu söz birliği ile bildirilmiştir. Çünkü tavşan yırtıcı hayvan değildir ve leş yemez. Geyik gibidir. Ot yer. Fıkıh kitapları, tavşanın helal olduğunu açıkça yazıyorlar. Böylece, haram diyenleri reddediyorlar.”

Görülüyor ki tavşan etini yemek, söz birliği ile helaldir. Hiçbir İslam alimi, tavşan etine haram, hatta mekruh bile dememiştir. Peygamber efendimiz, tavşan etini yiyiniz diyerek emir verdikten sonra, bir müslüman, tavşan eti, yenilmez diyebilir mi? Elbette, hiçbir müslüman tavşan etine haram diyemez. Tavşan yenilir, tavşan yenilmez diye müslümanlar arasında hiç ihtilaf olmamıştır. Bunlar, tavşan yenmez diyorlar. Bunların bu sözlerine hiç bir müslüman aldanmamıştır. Asırlardan beri bütün müslümanlar tavşan yemiştir. Peygamberimizin “sallallâhü aleyhi ve sellem” tavşanı yiyiniz, buyurması, bütün müslümanlara ışık tutmuştur. Bunun üzerinde durmaya değmez. Peygamber efendimiz bu meseleyi halletmiştir. Hurufilerin dedikoduları, Peygamberimizin emrini değiştirmez.
Tevratta tavşan yenilmez, dediği için, yenilmezmiş. Müslümanlar her işlerinde Kur’ân-ı Kerîme ve Peygamber efendimizin emrine uyar. Tevrata uymaz. Kur’ân-ı Kerîm, Tevratın çok emirlerini nesh etmiş, yürürlükten kaldırmıştır. Hem de bugün, Allahü teâlânın gönderdiği doğru Tevrat hiçbir yerde yoktur. Yahudilerin uydurduğu Tevratlara bakarak tavşan yenmez demek, müslümana yakışır mı? Fakat, Yemenli Abdullah bin Sebe yahudisinin yolunda olan hurufiler, onun gibi, Tevrata çok önem veriyorlar.

Bakara sûresi 41. âyetinde meâlen, “Sizde bulunan Tevratı, Allahın birliğinde ve azap ve sevap ve iman bilgilerinde doğrulayan Kurana inanın!” ve 63. âyetinde meâlen, “Ey İsrail oğulları! Size verdiğimiz kitaba hürmetle sarılın, demiştik” buyurulmuştur. Bunlar, Tevratın Kur’an olduğunu göstermez. 91. âyetinde meâlen, “O Kur’an haktır. O zamanda bulunan Tevratı tasdik eder” buyuruldu. Evet iman edilecek bilgiler, Tevratta ve Kur’ân-ı Kerîmde ve bütün semavi kitaplarda başka başka değildir. Fakat, ibadetler ve helal, haram olanlar, her kitapta başkadır. 97. “Kuran, önce gelmiş olan kitapları tasdik edicidir” ayeti de, değiştirilmemiş kitaplarda, iman edilecek şeylerin hep aynı olduğunu bildirmektedir.

Mâide sûresi 48. âyetinde meâlen, “Sana Kuranı hak olarak indirdik. Önce indirilmiş olan kitapları tasdik edicidir” buyuruyor. Ahkaf sûresi 12. âyetinde meâlen, “Kur’andan önce, uyulacak yolu gösteren ve uyanlara rahmet olan, Musa’nın kitabı Tevrat indirilmişti. Bu Kuran da, zalimleri Cehennemle korkutmak ve iyilik yapanlara Cenneti müjdelemek için Arabî dil ile indirilmiş, Tevratı tasdik eden bir kitaptır” buyuruldu.

Tefsir alimi imam-ı Beydavi “rahmetullahi teâlâ aleyh” buyuruyor ki [Bu âyet-i kerimelerde bildirilen, Kur’ân-ı Kerîmin Tevratı tasdik etmesi demek, Kur’ân-ı Kerîmin, Tevratın haber verdiği kitap olduğunu bildirmektir. Evet, iman edilecek şeyler, kıssalar, haberler, Cehennem azapları, Cennetin nimetleri ve ibadeti, adaleti emretmek ve çirkin işlerden sakınmayı istemek, her 2 kitapta da aynıdır. Fakat, halal ve haramların çeşitleri ve ibadetlerin şekilleri aynı değildir. Başka zamanlarda yaşıyan insanlar için bunlar aynı olamaz. Her ümmetin kitabında, onlara uygun faydalı olan şeyler bildirilmiştir. Peygamberimiz, (Musa “aleyhisselâm” şimdi sağ olsaydı, bana uymaktan başka bir şey yapmazdı) buyurdu].

Âli-i İmrân sûresi 50. âyet-i kerimesi, hurufilere kesin cevap veriyor. Allahü teâlâ, İsa aleyhisselâmın sözlerini bildirerek meâlen buyuruyor ki “Benden önce Tevratta bildirilmiş olanları tasdik edici geldim. Size haram edilmiş olanları helal etmek için geldim.” Bu âyet-i kerime açıkça gösteriyor ki İsa aleyhisselâmın İncili, Musa aleyhisselâmın Tevratını hem tasdik etmekte, hem de, ondaki haramlardan bazılarını helal yapmaktadır. İşte bunun gibi Kur’ân-ı Kerîm de, hem Tevratı tasdik etmiştir. Hem de, Tevrattaki helal ve haram hükümlerini değiştirmiştir. Bu değişikliklerin çoğunu, İslam âlimleri, kitaplarında bildirmektedir.

İbni Sebe yahudisinin yolunda olanlara hurufi denir. Bunlar, âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere yanlış mânâ veriyorlar. Kur’ân-ı Kerîme yanlış mânâ veren kâfir olur. Mesela, Cuma sûresi 5. âyetinde meâlen, “Tevrata inanmayanlar, sırtına kitap yükletilmiş eşeğe benzetilir” buyuruldu. Halbuki tefsir kitaplarında, bu âyet-i kerimeye, “Tevratın ahkamını yüklenmeye emrolunmuş iken, yalnız okuyup emirlerine ve yasaklarına uymayanlar, [yani yahudiler] ilim kitaplarını yüklenip, boşuna eziyet çeken eşeğe benzer” denilmektedir. Müslümanlar, Tevratın, Allahtan gelen kitap olduğuna inanırız. Fakat, şimdi yahudilerin ellerinde bulunan kitabın, o Tevratın kendisi olduğuna inanmayız. Yahudiler, o Tevratın çok yerlerini bozdular, değiştirdiler. Mâide sûresinin 15. ayeti bunu haber vermekte, “Allahın kitabındaki yani Tevrattaki kelimeleri değiştirdiler” buyurmaktadır. Bakara sûresinin 75. âyetinde meâlen, “Yahudilerden bir kısmı, Tevratı işitirlerdi. Ondaki emirleri, yasakları anladıktan sonra, değiştirirlerdi” buyuruldu.

Taberani’nin “rahime-hullahü teâlâ” bildirdiği ve Künuz’da yazılı hadis-i şerifte, “İsrail oğulları, kendi yazdıkları din kitabına uydular. Musa aleyhisselâmın Tevratını terkettiler” buyuruldu. Bu hadis-i şerif, şimdi yahudilerin elinde bulunan (Telmud) ve (Mişna) ve (Gamara) adındaki Tevratlarının, Musa aleyhisselâmın kitabı olmadığını haber vermektedir.

Hangi hayvan yenilir, hangileri yenilmez? Müslümanlar, bunu Kur’ân-ı Kerîmden ve hadis-i şeriflerden öğrenir. Yahudiler ve zındıklar da, elde bulunan bozuk Tevratlardan okurlar. İslam dini, leşi, akıcı kanı, domuz etini ve köpek dişi veya pençesi ile avlıyan hayvanların etini ve haşereleri yemeği haram etmiştir. Bunlardan başkası helaldir. Helal olanlar Allahü teâlâdan başkasının ismi ile kesilirse veya bunları kitapsız kâfir keserse, bunları yemek de haram olur.

Enam sûresi 145. âyetinde meâlen, “Söyle ki Kur’an’da yemesi haram olanlar, leş ve akıcı kan ve pis hınzır ve Allahtan başkasının adı ile kesilmiş olandır” buyuruldu. Bu âyet-i kerimede 4 şeyin haram olduğu bildiriliyor. Bundan başka 6 şeyin haram olduğu da, Peygamber efendimiz tarafından bildirilmiştir. Resûlullahın, köpek dişi olan yırtıcı hayvanları ve pençesi ile avlıyan kuşları haram ettiğini Abdullah ibni Abbas haber verdi. Âyet-i kerimedeki akıcı kan, canlı veya kesilen hayvanın damarlarından akan kan demektir. Et, karaciğer, dalak, kanlı olarak yenmeleri helaldir.

O hâlde, koyun, sığır, tavşan etleri, kanlı ise de, yenmesi helaldir. Tavşan bütün kandır, demek doğru değildir. Kan aktıktan sonra, kalan tavşan eti pişirilir veya kebab yapılır. Afiyet ile yenir. Nitekim, Peygamber efendimiz “sallallâhü teâlâ aleyhi ve sellem”, Ashâbına tavşan eti yedirdi.

Enam sûresi 146. âyetinde meâlen, “Yahudilere her tırnaklıyı haram ettik. Koyunun ve sığırın iç yağını da haram ettik” buyuruldu. Yahudilere iç yağının haram olduğunu Kur’ân-ı Kerîm haber veriyor. Onlara haram olduğu için müslümanlara da haram olur, demek doğru olur mu? Elbet doğru olmaz. İslamın iç düşmanları olan zındıklar tırnaklı hayvanlar haram olduğu için, tavşan da haramdır, diyerek müslümanları aldatıyorlar. Tırnaklı hayvanları müslümanlara haram imiş gibi gösteriyorlar. Halbuki Kur’ân-ı Kerîm, tırnaklı hayvanların yahudilere haram edilmiş olduğunu haber veriyor. Müslümanlara haram olduğunu bildirmiyor.

(Şekli şemailinde kerahet bulunan hayvanın eti yenmez) sözleri de yalandır. Böyle bir hadis-i şerif yoktur. Hurufiler, bu sözlerine dayanarak, tavşanın eti, eşek etine benzediği için kerihtir, yenmez, diyorlar. Sorarız bu zındıklara: Hani tavşan bütün kan idi? Kanı gidince, kemikten başka bir şey kalmazdı? Şimdi ise, tavşan eşek eti gibi etli oldu? Görülüyor ki zındıkların sözleri birbirini tutmuyor.

Bir kimse, tavşan etini sevmiyebilir. Fakat, sevmediğine haram demek ve bu yalanını ispatlamak için âyet-i kerimelere yanlış mânâ vermek ve hadis-i şerif uydurmak, zındıklığı, İslam düşmanlığını gösterir.

Tavşan etinin helal olduğunu âyet-i kerime ile ve hadis-i şeriflerle ispat etmiş bulunuyoruz. Kur’ân-ı Kerîmi ve hadis-i şerifleri bırakarak, yahudilerin uydurdukları Tevratı ve İslam düşmanlarının bozuk kitaplarını okumamalı, onlara aldanmamalıyız!

Tavsiye yazı –> Papazların Cevap Veremediği Sorular

Tavsiye yazı –> Şeytanın Hileleri Nelerdir?

En Çok Okunan Yazılar

Tavsiye Ettiğimiz Temel KitaplarMeâl Okumak Câiz Midir? Ehl-i Sünnet İtikadı Nedir? Ehl-i Sünnet Olmanın Şartları Nelerdir?Her Gün Okunması Gereken Çok Mühim Bir DuâSeyyid Abdülhakîm Arvâsî Hazretleri ve Tasavvuf Terbiyesi Sultan Vahideddîn Hân'a Dâir Sualler