Sual: Haccın şartları nelerdir?
Cevap: Haccın şartları iki çeşittir:
A) Vücûb şartları, İmâm-ı Âzam’a göre, 8’dir:
1) Müslüman olmak.
2) Kâfir memleketinde olanın, haccın farz olduğunu işitmesi.
3) Akıllı olmak.
4) Baliğ olmak.
5) Hür olup köle olmamak.
6) Geçim ihtiyacından fazla olarak hacca götürüp getirecek ve geride kalanlara yetecek kadar, helal parası olmak. Buradaki ihtiyaç da, zekattaki gibidir. Haram malı olana, hacca gitmek değil, bunları sahiplerine ödemek farzdır. Haram mal ile hacca giden, hac yapmamak azabından kurtulur ise de, hac sevâbı kazanamaz. Gasp edilen yerde namaz kılmaya benzer. Böyle kimselerin ibâdetlerine mâni olmamalıdır. Günahlar ibâdetlere mâni değildir. Parasının helal olduğunda şüphesi olan, sevap kazanmak için, (Yahya efendi fetvası)nda yazılı olduğu gibi, bir kimseden ödünç alıp bununla hacca gitmelidir. Borcunu şüpheli parası ile ödemelidir. [Müttekiler, her ihtiyaçlarını temin ederken, böyle yapmışlardır.]
7) Hac vakti gelmiş olmak. Hac vakti, Arefe ve bayram günleri olmak üzere, 5 gündür. Yolda geçen zaman da düşünülerek, vücûb şartları, bu zaman başında mevcûd olan kimsenin ömründe bir kere hacca gitmesi farz olur. Darülİslamda bulunup malı olan kimsenin, hac vakti gelince, kendine hac farz olup olmadığını bilmese de, hacca gitmesi farz olur.
8) Hacca gidemeyecek kadar, kör, hasta, çok ihtiyar ve sakat olmamak.
B) Edâ şartları 4’tür:
1) Mahbus ve men edilmiş olmamak.
2) Hac için gideceği yolda ve hac yerinde selamet ve emniyet olmak. Gemi, tren, otobüs ve tayyareden tehlikeli olan ile gitmek lazım olduğu zaman, hacca gitmek farz olmaz. Eşkıyaların, hacıların canına, malına saldırdığı yıllarda hacca gitmek farz olmaz. Birkaç hacının öldürülmesi özür sayılmaz. Hac için ayak bastı parası, vergi, rüşvet vermek câizdir. Malını, canını, hakkını kurtarmak için rüşvet vermek, her zaman câizdir. Rüşvet istemek günah olur.
3) Mekke’den 3 gün 3 gecelik uzak yerlerde bulunan hür kadının hacca gidebilmesi için, 3 mezhepte, zevcinin veya nikahı düşmeyen ebedî mahrem akrabasından fasık ve mürted olmayan akıl ve baliğ veya mürahık bir erkeğin beraber gitmesi lâzımdır. Bunun yol parasını verecek kadar, kadının zengin olması da lâzımdır. (Künuz-üd-dekaık)da yazılı Bezzar’ın bildirdiği hadis-i şerifte, “Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez!” buyuruldu. Zamanımızda fesad çoğaldığı için, nikahtan ve redâdan olan mahrem akraba ile sefere gitmemelidir. Zengin olan kadının, mahremi ile bir kere hacca gitmesine zevci mâni olamaz. Zira zevcin farzlara mâni olmaya hakkı yoktur. Hadika’da, dil afetleri sonunda buyuruyor ki “Zevc, zevcesinin mahremi ile nâfile hacca gitmesine mâni olabilir. Gidip gelinceye kadar zevcenin nafakası, izinle gidince zevcine ait olur. İzinsiz gidince zevcine ait olmaz”. Şâfiî mezhebinde, mahremsiz olarak, iki kadın ile farz olan hacca gidebilir. Kadının mahreminin hac yolunda ölmesi, Şâfiî mezhebini taklit etmesi için özür olur.
4) Kadın, iddet halinde olmamaktır. Yani kocasından yeni ayrılmış olmamaktır.
Vücûb şartları bulunmakla beraber, edâ şartları da kendisinde bulunan kimsenin, o sene hacca gitmesi farz olur. O sene, hac yolunda ölürse hac sâkıt olur. Vekil gönderilmesi için vasiyet etmesi lazım olmaz. O sene gitmez ise, günah olur. Hacca gitmeyi, daha sonraki senelere bırakırsa fasık olur. Çünkü küçük günaha devam kebire [büyük günah] olur. Sonraki senelerde, hac yolunda veya evinde hasta veya habs, sakat olursa, yerine başkasını, kendi memleketinden bedel göndermesi veya bunun için vasiyet etmesi lâzımdır. Bedel gönderdikten sonra iyi olursa, kendinin gitmesi de lazım olur. Sonraki senelerde hacca giderse, tehir günahı affolur. İmâm-ı Muhammede ve İmâm-ı Şâfiîye göre, sonraki senelere bırakması câizdir.
Vücûb şartlarından birisi bulunmayan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz. Vücûb şartlarını temin etmek lazım değildir. Mesela, hacca gitmesi için, kendisine hediye olunan malı, parayı alması lazım olmaz. Vücûb şartları bulunup da edâ şartından biri bulunmayan kimsenin hacca gitmesi farz olmaz ise de, bu âcizlik ölünceye kadar devamlı ise, yerine bir müslümanı vekil göndermesi veya öldükten sonra, yerine birinin gönderilmesi için vasiyet etmesi lâzımdır.
Tavsiye Yazı –> Hac ve umreye dair sualler