Sual: Ayakta namazını kılamayan nasıl kılar?
Cevap: Ayakta duramayan veya zarar gören, başı dönen kimse, farzları da, secde ettiği yerde oturarak kılar. Rükû için eğilir. Secde için, başını yere koyar. Duvara, değneğe, insana dayanarak, biraz ayakta durabilenin, ayakta tekbîr alması ve o kadarcık ayakta okuması farzdır. Secde için yere eğilemeyen hasta, önceden yere konulan, 25 cm’den az yükseklikte sert bir şey üzerine secde yapmalıdır. Alnında yara olan, yalnız burnu ile burnunda yara olan da, yalnız alnı ile secde eder. Alnında ve burnunda birlikte özür olup başını yere veya böyle sert bir şey üzerine koyamayan, ayakta durabilse bile yere oturarak ima ile kılar. Yani rükû için biraz eğilir. Secde için, rükûdan daha çok eğilir. Secde için, kendisi veya başkası, yerden bir şey kaldırıp, yüzünü bunun üstüne koyması tahrimen mekruhtur. Çünkü, Fethu’l-kadir, Merakı’l-felah, Halebi ve Mecmau’l-enhür’de diyor ki Resûlullah “sallallâhü aleyhi ve sellem” bir hastayı ziyaret etti. Bunun, eli ile yastık kaldırıp, üzerine secde ettiğini görünce, yastığı aldı. Hasta, odun kaldırarak bunun üstüne secde etti. Odunu da aldı ve “Gücün yeterse, yere secde et! Yere eğilemezsen, yüzüne bir şey kaldırıp, bunun üzerine secde etme! İma ederek kıl ve secdede, rükûdan daha çok eğil!” buyurdu. Kaldırılan şey üzerine secde ederken, rükûdakilerden çok eğilirse, ima ile kılmış olur. Namazı sahih olur. O hâlde, eli ile bir şey kaldırmak lüzumsuzdur.
İbrahim Halebi “rahmetullahi teâlâ aleyh” Halebi-i kebir’de, 618. sayfada diyor ki “Şiddetli diş ağrısını durdurmak için konan ilaç, okumasına mâni olsa, vakit dar ise, imama uyar. İmam yok ise, okumadan kılar”.
Bir uzvundaki dertten dolayı uygun oturamayan kimse, istediği gibi oturur. Oturabilmek için, ayaklarını kıbleye karşı uzatabilir. Bir yerini yastığa veya başka şeye dayar. Yahut, bir kimse tutarak düşmesine mâni olur. Yüksek bir şeyin üstüne oturup ima ile kılması câiz değildir. [Sandalyede oturarak kılanın namazı kabul olmaz. Çünkü, sandalyede oturmak için zaruret yoktur. Sandalyede oturabilen kimse, yerde de oturabilir ve yerde oturup kılması lâzımdır. Namazdan sonra, yerden ayağa kalkamayan, sandalyeden ise kolay kalkan hastayı yerden bir kimse kaldırır. Yahut, kıbleye karşı uzatılmış sedir üzerinde, ayaklarını sarkıtmadan oturarak kılar. Namazdan sonra, ayaklarını sedirin bir yanına sarkıtıp, sandalyeden kalkar gibi kalkar.]
Bir şeye dayanarak veya bir kimsenin tutması ile de, yerde oturamayan hasta, sırt üstü yatarak kılar. Ayaklarını kıbleye uzatır. Başı altına yastık koyar. Yüzü kıbleye karşı olur. Veya kıbleye karşı sağ veya sol yanı üzerine yatar. Rükû ve secdeleri, başı ile ima eder. Böyle de ima edemeyen aklı başında bir hasta, bir günden çok namazını kılamazsa, hiçbirini kaza etmez. Semavi bir sebep ile yani elinde olmayarak, mesela hastalık ile veya baygın yahut secde, rekat sayılarını unutacak kadar dalgın olarak, 5’ten fazla namazını kılamayan da böyledir. Alkollü içkiler ve uyuşturucu maddeler veya ilaç alarak böyle baygın, dalgın olanın, kılamadığı namazlarının adedi birkaç günlük olsa da, hepsini kaza etmesi lâzımdır.
İma ile dahi kılması mümkün iken, kılmadan ölüm haline gelen kimsenin, namazlarının kefareti yapılması için vasiyet etmesi lâzımdır. Namaz kefareti, her namaz için, bir müslüman fakire yarım sa’ [1750 gr.] buğday vermektir. Bunu, vasiyet ettiği kimse veya varisi verir. Vasiyet edenin bıraktığı malın üçte birinden verilmesi lâzımdır. Ölürken vasiyet etmedi ise, kimsenin vermesi lazım olmaz.
Tavsiye Yazı –> Abdest ve namazda vesvese
Tavsiye Yazı –> Tavsiye edilen bazı ameller