Sual: Meşhur 4 incilin birbirleri arasında çok sayıda çelişki olduğunu biliyoruz? Peki bu 4 incil kendi içerisinde tutarlı mı?
Cevap: 4 İncilin birçok meselelerde bir diğerine zıd ve muhalif olmasından başka, her İncilin içinde de birbirinden ayrı ve birbirini nakz eden nice meseleler de vardır. Buna misal olarak:
1) Matta İncilinde Îsâ aleyhisselâm 12 havariyi ilk defa, dine davet için vazifelendirip gönderdiğinde, putperest tâifelerin ve Samiriyelilerin şehirlerine gitmekten ve onlarla buluşmaktan menetti. [Matta bab 10, âyet 5.] Dağdaki vaazında da, şakirdlerine, mukaddes şeyleri köpeklere vermekten ve incilerini hınzırlara atmaktan menetti. [Matta bab 7, âyet 6.] Yine aynı Matta İncilinde, bu emrin tam tersi emredilmekte, 8 ve 21. bablarında, yahudilerin yerine putperestlerin dine davet edilmesini istemekte ve yahudilerin imansızlıklarından da şikayet edilmektedir. 24. babın 14. âyet ile diğer yerlerinde İncil yeryüzünde bulunan kavimlerin, milletlerin hepsine ulaştırılmadıkça, tebliğ edilmedikçe, dünyanın sonunun gelmiyeceği ilan edilmektedir. 28. babında ve başka yerde yalnız bir tek vaftiz ile hiçbir fark gözetmeksizin başkalarını nasraniliğe kabul etmek için havarilere tenbih edilmektedir.
2) 8. babda [âyet 5 ve sonrası] Îsâ aleyhisselâmın yanına gelen yüzbaşı ile ilgili âyetler ile 15. babın 22. âyet ve devâminda anlatılan bir kadının hikayesi arasında da ayrılık vardır. Zira 8. babda anlatılan yüzbaşı putperest olduğu hâlde, Îsâ aleyhisselâm onun hasta olan hizmetçisine yardım eder. Fakat 15. babda anlatılan Kenanlı kadın putperest olmadığı hâlde, önce Îsâ aleyhisselâm onu açıktan reddeder. Sonradan kadın yalvarınca, hususi bir lütf şeklinde ona yardım eder.
3) Yuhanna’nın 7. babının başında bildirildiğine göre: (Îsâ aleyhisselâm Celilede gezerken, yahudilerin Hayme [Çadır] Bayramı yakın idi. Kardeşleri ona hitaben: Buradan çıkıp Yahudiye’ye git ki şakirdlerin dahi yaptığın işleri görsünler. Zira kendisini açıkça tanıtmak isteyen kimse, işini gizlice yapmaz. Eğer bu şeyleri sen yapıyorsan kendini dünyaya göster, dediler. Çünkü kardeşleri dahi, ona îman etmiyorlardı. Îsâ onlara cevapen: Benim vaktim daha gelmedi. Fakat sizin vaktiniz dâima hazırdır. Dünya sizden nefret etmez. Fakat benden nefret eder. Çünkü, (dünya amelleri kötüdür) diye ben onlara şahadet ederim. Siz bu bayrama gidin. Ben bu bayrama daha gitmem, çıkmam dedi. Fakat kardeşleri çıktıktan sonra, kendisi de, o vakit açıkça değil, fakat gizlice imiş gibi bayrama gitti) demektedir. Eğer Yuhanna İncili muharref değildir denirse: Îsâ aleyhisselâma yaptığı bu yalancılık isnadı nasıl te’vil edilir. [Çünkü, Îsâ aleyhisselâmın bayrama gitmem dediği hâlde, sonra da gizlice gittiğini haber vermektedir ki bu yalancılıktır. Haşa Îsâ aleyhisselâmda böyle bir hâl bulunamaz.]
4) Matta, Yehuda’nın intihar etmesi kıssasını, İncilinin 27. babının 3. ve daha sonraki ayetlerinde: (O zaman İsa’yı haber veren Yehuda, katle hüküm olunduğunu görünce pişman olup almış olduğu 30 gümüşü başkahinlere ve ihtiyarlara geri getirip: Ben suçsuz bir kimseyi ele vermekle günah işledim dedi. Fakat onlar: Bundan bize ne? Onu sen düşün dediler. Yehuda gümüşleri mabedin içine atıp gitti ve varıp kendisini astı. Başkahinler gümüşleri alıp: Bunu mabedin hazinesine koymak câiz değildir. Çünkü kan behasıdır dediler. Müşavere ettikten sonra, yabancılara mezarlık olmak üzere onunla çömlekçinin tarlasını satın aldılar. Bunun için bu tarlaya, bugüne kadar “Kan tarlası” denildi) demektedir.
Luka ise, Petrus’tan naklederek Resûllerin işleri kitabının 1. babının, 18. âyetinde: (Yehuda fısk [Îsâ aleyhisselâmı haber verme günahı] ücreti ile bir tarla edindi. Baş aşağı düşüp ortadan çatladı. Bütün barsakları döküldü. Bunu bütün Orşilimde oturanlar bilir. Hatta, o tarlaya onların lisanında Akeldama, yani kan tarlası denilir) demektedir. Bu 2 rivayet, 2 şekilde birbirine uymamaktadır:
Birincisi: Matta’nın rivayetine göre, Yehuda pişman olup aldığı gümüşleri geri vermiş ve kahinler onunla bir tarla satın almışlardır. Luka’nın rivayetine göre ise, o gümüş ile kendisi bir tarla sâhibi olmuştur.
İkincisi: Matta’nın rivayetine göre, Yehuda kendini asmış, intihar etmiştir. Luka’nın rivayetine göre ise, başaşağı düşmüş ve karnı parçalanmıştır.
5) Yuhannanın 1. mektubunun 2. babının, 2. âyetinde: (Kendisi günahlarımıza ve yalnız bizim günahlarımıza değil, fakat bütün dünyaya kefarettir) demektedir. Buradan anlaşılıyor ki günah işlemekten Mâ’sûm olan, yalnız Îsâ aleyhisselâmdır ve bütün âlemin günahlarına kefarettir.
Halbuki Sifr-ül emsalin [Süleymanın meselleri] 21. babının 18. ayeti: (Kötü adam, sâlih adâmın fidyesidir. Münâfık, hâin adam da doğruların) şeklindedir. Buradan anlaşılıyor ki fasık, günah işleyen, işlemeyenin, münâfık olan da doğruların yerine fedâ edilecektir. [Bu ibare, Yuhanna’nın yazdığına muhalıftır.]
6) İbranilere mektubun 7. babının 18. ve 19. ayetlerinde, (Zayıflığı ve faydasızlığı sebebi ile evvelce olan bir emrin ibtali, çünkü, şeriat hiçbir şeyi kemâle erdirmedi) ve 8. babının 7. âyetinde, geçmiş Peygamberlerin şeriatları zayıf, faydasız ve mükemmel olmadığından, Îsâ aleyhisselâmın gelmesi ile hükmü kalmayıp ibtal edilmiş oldukları bildirilmiştir. Halbuki Matta İncilinin 5. babı, 17. âyetinde Îsâ aleyhisselâm, (Ben şeriati yıkmaya gelmedim. Ben yıkmaya değil, fakat onları tamamlamaya geldim) demektedir.
7) Matta İncilinin 16. babının, 18. ve 19. ayetlerinde, Petrus için Îsâ aleyhisselâm: (Sen Petrus’sun ve ben kilisemi bu kaya üzerinde bina edeceğim. Cehennem kapıları onun üzerine gâlip olmayacaktır. Hem sana, göklerin melekutunun anahtarlarını vereceğim. Yeryüzünde bağlayacağın her şey, göklerde de bağlanmış olur ve yeryüzünde çözeceğin her şey, göklerde de çözülmüş olur) dediği hâlde; yine aynı babda 21. ayetten itibaren diyor ki: (Öldürüleceğini ve 3. gün kıyam edeceğini, şakirdlerine o zaman göstermeye başladı. Ve Petrus, İsa’yı bir kenara alıp; “Ya Rab, bu senden uzak olsun, bu sana asla olmasın” diye azarlamaya başladı. Fakat Îsâ dönüp Petrus’a: “Geri çekil ey şeytan, ben senden bizarım, usanmışım. Zira sen, Allah için olan maksadı his etmezsin. Ancak insanlar için olan şeyleri his edersin, düşünürsün” dedi.) Ve yine Matta İncilinin 26. babının 34. âyetinde, Petrus için Îsâ aleyhisselâmın, (Horoz ötmeden önce bu gece beni 3 kere inkâr edeceksin), diye haber verdiği ve Petrus’un da yeminler ile inkâr etmiyeceğini bildirdiği haber verilmektedir. Petrus’un, bu sözünü unutup 3 kere, hem de yemin ile ve lanet ile Îsâ aleyhisselâmı tanıdığını inkâr ettiği Matta’nın 26. babının 69 ile 75. âyetleri arasında bildirilmektedir. Buna göre, Matta İncilinin 16. babında, Îsâ aleyhisselâm, Petrus’u methetmekte ve onun affettiklerini Allahü teâlânın affedeceğini bildirmektedir. 20. babında ise, “şeytansın” diyerek huzurundan kovmakta, 26. babında ise, kendisini inkâr edeceğini bildirmektedir. Hristiyanlar, Îsâ aleyhisselâma [haşa] tanrı diye inanmaktadırlar. Tanrının hiç böyle hata etmesi düşünülebilir mi? İşte bu Petrus’tur ki hâl-i hazırda Roma’da oturan ve âleme sultan olmak iddiasında bulunan papalar, onun vekili oldukları ve yeryüzünü istedikleri gibi evirip çevirecekleri ve hiç günahsız oldukları iddiasındadırlar. Bazı insanlar da papaya böylece inanarak, Cennete gitmek sevdasındadırlar.
8) Yine Matta İncilinin 26. babının, 26. âyetinde ve Luka İncilinin 22. babının 19 ve 20. ayetlerinde ve Markos’un 14. babında anlatılan işa-i Rabbânî [son akşam yemeği] kıssası birbiriyle karşılaştırılırsa görülür ki birisi yatsıdan önce, birisi yatsıdan sonra olduğunu ve bu üç İncil de, sofrada şarap bulunduğunu zikir ederler. Yuhanna İncilinin 6. babında, bu vakânın zuhûra geldiğini ve bunun sadece ekmek olduğunu nakletmekle beraber, şaraptan asla bahsetmez.
Halbuki hristiyanlığın îtikat ve ibâdet esaslarından biri de (işa-i Rabbânî) yemek ve bundaki ekmeyin Îsâ aleyhisselâmın eti ve şarabın da, kanı olduğuna inanmaktır. Yuhanna’nın bu gibi îtikat esaslarındaki dikkat ve ihtimamı, diğerlerinden daha fazla olduğu hâlde, şarabı zikretmemesi, bu îtikatlarının da, bir hurafe olduğunu açıkça göstermektedir.
Tavsiye Yazı –> 4 İncilin birbirleri ile olan tutarsızlıkları