Amcası Ebû Tâlib

Dedesinin vefâtından sonra, Kâinatın efendisi sallallahü aleyhi ve sellem, sekiz yaşından itibaren amcası Ebû Tâlib’in yanında kalmaya başladı. O zaman Ebû Tâlib de, babası Abdülmuttalib gibi, Mekke’de Kureyş’in ileri gelenlerinden, sevilen, saygı gösterilen ve sözü dinlenilen bir zât idi. O da Peygamber efendimize büyük bir sevgi ve şefkat gösterdi. O’nu kendi çocuklarından çok sever, yanına…

Rahip Bahira

Sevgili Peygamberimiz 12 yaşlarında iken, bir gün Ebû Tâlib’in ticâret için sefer hazırlığı yaptığını gördü. Kendisini götürmek istemediğini anlayınca, Ebû Tâlib’e; “Bu şehirde beni kime bırakıp gidiyorsun? Ne babam var, ne de bir acıyanım!…” buyurdu. Bu söz Ebû Tâlib’e çok te’sir etti. O’nu da yanında götürmeye karar verdi. Ticâret kervanı uzun bir yolculuktan sonra, Busra’da…

Peygamberimizin Gençliği

Her bakımdan insanların en üstünü olan Muhammed aleyhisselâm, daha gençlik yıllarında Mekke halkı arasında akranlarına göre çok beğenilmiştir. Güzel ahlâkı, insanlara görülmemiş bir şekilde iyi davranması, sakinliği, yumuşaklığı ve diğer üstün halleriyle sevilmiştir. İnsanlar bu hasletlerinden dolayı O’na hayran olmuştur. Mekke halkı, gördükleri şaşılacak derecedeki doğru sözlülük ve güvenilirlikten dolayı, O’na el-Emîn yâni kendisine her…

Ticaretle Meşgul Olması

Mekkeliler öteden beri ticâretle uğraşarak geçimlerini bu yoldan sağlarlardı. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem amcası Ebû Tâlib de ticâretle uğraşırdı. Sevgili Peygamberimiz 25 yaşlarında iken, Mekke’de geçim sıkıntısı iyice artmıştı. Bu sebeple Mekkeliler, Şam’a gitmek üzere büyük bir ticâret kervanı hazırladılar. Bu günlerde Ebû Tâlib, Resûlullah efendimize gelip; “Ey muhterem yeğenim! Fakirlik son haddine…

Hazreti Hadîce İle Evlenmesi    

Hazreti Hadîce vâlidemiz, Varaka bin Nevfel’in verdiği müjdeyle ve sevgili Peygamberimizin güzel hasletlerini görünce, O’nun hanımı olup, hizmetiyle şereflenmeye meyl etti. Nefse binti Müniyye, bu hâli sezip araya girdi. Bu niyetle Resûli ekremin yüksek huzuruna geldi ve; “Yâ Muhammed! Zâtı âlinizi evlenmeden alıkoyan nedir?” diye sordu. Peygamberimiz; “Evlenmek için yeterli para elimde mevcut değildir” buyurdu.…

Zeyd bin Hârise    

Zeyd bin Hârise çocuk yaşlarında iken, annesi Su’da ile birlikte akrabâlarını ziyârete gitmişti. Bu sırada başka bir kabîlenin baskınına uğradılar. Zeyd’i esir aldılar. Mekke’ye Sûk-ı Ukâz denilen panayıra getirip satılığa çıkardılar. Hazreti Hadîce’nin yeğeni Hâkim bin Hizâm, Zeyd’i 400 dirheme satın aldı. Hâkim bin Hizam da, Zeyd bin Hârise’yi halası Hazreti Hadîce’ye, o da Peygamber…

Kâbe Hakemliği

Resûlullah efendimiz 35 yaşında bulunduğu sırada, Kâbe hakemliği yaptı. O zaman, yağmur ve seller Kâbe’nin duvarlarını iyice yıpratmıştı. Ayrıca çıkan bir yangın, Kâbe’yi tahrib etmişti. Binayı yeniden yapmak lâzımdı. Bunun üzerine Kureyş kabîlesi, Kâbe’yi İbrahim aleyhisselâmın yaptığı temele kadar yıkıp, yeniden yapmaya başladı. Her kabîleye bir bölümünü vererek duvarları yükselttiler. Bu işin büyük bir şeref…

Bi’seti (Peygamberliğinin Bildirilmesi)

Âlemlerin efendisi (sallallahü aleyhi ve sellem), 37 yaşında iken, gâibden; “Yâ Muhammed!” diye kendisini çağıran sesler duyardı. 38 yaşına girince, birtakım nûrlar görmeye başladı. Hâllerini, sâdece Hazreti Hadîce vâlidemize anlatırlardı. Muhammed aleyhisselâma peygamberliğin bildirilmesi yaklaştığı sırada, zamanın meşhur edîblerinden Kus bin Saîde, Ukâz panayırında, deve üzerinde büyük bir kalabalığa karşı okuduğu hutbede, O’nun geleceğini müjdelemişti.…

İlk Vahiy

Peygamber efendimiz kırk yaşında iken, yine bir Ramazan ayında, Hira dağındaki mağaraya çekilmiş ve tefekküre dalmıştı. Ramazan’ın 17. Pazartesi gecesi, gece yarısından sonra, adını çağıran bir ses işitti. Başını kaldırıp etrafa bakınca, ikinci defa aynı sesi duydu ve her tarafı aniden bir nurun kapladığını gördü. Arkasından Cebrâil aleyhisselâm karşısına geldi ve “Oku!” dedi. Efendimiz, ona;…

Tebliğ Emrinin Gelmesi

Sevgili Peygamberimize, peygamberliğinin bildirildiği ilk vahiy böyle gelmişti. Sonra kesildi ve 3 sene gelmedi. Bu arada İsrafil aleyhisselâm ismindeki melek gelip, bâzı şeyler öğretti. Bunlar vahiy değildi. Bu zaman zarfında, ara sıra Resûlullah efendimiz çok muzdarip olurdu. Efendimiz üzüldükçe, Cebrâil aleyhisselâm görünerek; “Ey Habîbullah! Sen Allahü teâlânın peygamberisin” der ve üzüntüsünü yatıştırırdı. Peygamber efendimiz buyurdu…